Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
AİLE VE MUALLİMLİK
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
"Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, İman 78)
İyiliği emretmek ve kötülükten sakındırma görevi, Müslümanlar üzerine önemli bir görevdir. Bunun görev olduğu Kur'an ve Sünnet'le sabittir. Aynı zamanda bu görev, İslam'ın en büyük farzlarından biri ve dinin temelidir.
İslam nizamı bu sayede kemale erer ve yücelir. Şu kadar var ki, bu vazifeyi yerine getirecek bir grubun oluşturulması önemli bir görevdir. İslam ümmeti, bu görevi yerine getirecek bir cemaat yetiştirmek mecburiyetindedir. Bu yerine getirilmediği takdirde, bütün ümmet sorumlu olur.
"Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun.”
(Al-i İmran Suresi (3), 104)
Hangi vasıtayla mümkünse ve hangisine güç yeterse kötülükleri onunla önlemek her Müslümanın üzerine vecibedir.
Toplumdaki kötülükleri önlemede, genel anlamda olmak üzere, el ile, yani fiilen engel olmak yöneticilerin; dil ile, yani tebliğ, öğretim, ikaz ve nasihat ile engel olmak alimlerin; kalben buğz etmek, kötülükten nefret etmek ve tiksinmek suretiyle karşı gelmek de halkın görevidir.
İyiliği emir ve kötülükten nehiy, İslam ümmetinin müşterek sorumluluğudur.
İslam anlayışında; "bana ne”, "beni ilgilendirmez, gelen ağam giden paşam”, "bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın”…düşünceleri yanlıştır, insani değildir. Böyle bir düşünce toplumda yaygınlaşırsa, kimin eli, kimin cebinde belli olmaz. Herkes önüne gelene hakaret eder, iftira atar ve aklına gelmedik ahlaksızlık içinde bulunur.
Bizim çocukluğumuzda birimiz yanlış yaptığında mahalle bakkalımıza varıncaya kadar, büyükler müdahale eder ve o yanlışı ve kötülüğü gidermeye çalışırlardı. Böyle yapınca da, anneler ve babalar; "Sana ne, sen ne karışıyorsun? Çocuğumun psikolojisini bozuyorsun, özgürlüğüne engel oluyorsun…” gibi laflar etmezdi.
Maske takmaya mecbur olduğumuz şu pandemi günlerinde yetkililer tabir yerindeyse yalvarıyor; "ne olur maskesiz sokağa çıkmayın. Maskesiz sokağa çıkmak, kul hakkı ihlalidir başkasına saygısızlıktır…” diyor. Ama duyan yok. Polis ve güvenlik görevlileri; "maskenizi takın” diye uyarıyor, karşılığında hakaret görüyor, icabında darp etmeye kadar vardırıyor işi!
Sosyal medya böyle bir sorumsuzluk sergiliyor. Bazı kendini bilmezler, aklına estikçe, kendisi gibi düşünmeyen, kendi fikrine onay vermeyen, dediklerini demeyenlere hakaret etmekte bir sakınca görmüyor.
Durum bu merkezde olunca iş sadece yasaya kalıyor. Yasalar caydırıcı güçtür. Yapmayana, uymayana gerekli cezai müeyyidelerle karşılık verilir. Gerçekten Sosyal Medya sınırsız ve kontrolsüz içeriklerle dolu. Bir anda bazı densizler ve ahlak fukaraları tarafından olmadık hakaretlere maruz kalabiliyorsunuz. İnsanın mahremiyeti ayaklar altına düşmemeli, inanç, itikat, milli ve manevi değerler, kişilik hakları… bu derece hakarete maruz kalmamalı.
İnşallah yakın zamanda yasalaşır da sosyal medyadaki hakaretler sona erer.
Sosyal Medya! (1)
Aile yıkılıyor, yuva yanıyor,
Özlerini kaptırmış, sosyal medyaya,
Canlar kan kaybediyor, kalpler kanıyor,
Kızlarını kaptırmış, sosyal medyaya!
Eşler evden kaçıyor, düzeni bozuk,
Çocuklarsa yuvasız, canlara yazık,
Ana baba perişan, morali ezik,
Nazlarını kaptırmış, sosyal medyaya!
Feraset denilenler, raflarda kalmış,
Akıl dediğimiz şey, kaflarda kalmış,
Düşünceler iz'anlar, laflarda kalmış,
Sözlerini kaptırmış, sosyal medyaya!
Ev ocağını yakmaz, haram peşinde,
Çocuklarını takmaz, fitne işinde,
Başı kaldırıp bakmaz, ekran başında,
Gözlerini kaptırmış, sosyal medyaya!
Canını cananını, tard ediyor hep,
Dostunu yaranını, hark ediyor hep,
Sıcak yuvalarını, terk ediyor hep,
Gizlerini kaptırmış, sosyal medyaya!
Sosyal Medya (2)
Aklını kullanmıyor, pazarlıyorsun,
Sosyal medyada sana, er olmaz kızım,
Ruhunu incitiyor, azarlıyorsun,
Çirkin medyada edep, ar olmaz kuzum!
Elin tuşa gidince, kör oluyorsun,
Fikir iflas edince, çor oluyorsun,
Ailen yıkılıyor, kor oluyorsun,
Ağyar toplayan medya, yar olmaz kuzum!
Şirin görünmek için, binlerce yalan,
Sana yaranmak için, fırıldak dolan,
Vampir zihniyetlidir, pusuda olan,
Köle medyada ahlak, kâr olmaz kuzum!
Bilgisayar ne yapsın, eğer azarsan,
Klavye zarar vermez, iyi yazarsan,
Her zaman aldatırlar, kalbi bozarsan,
Problem olan medya, çar' olmaz kuzum!
Doğru eşler bulunmaz, bilgisayarda,
Ana baba olunmaz, bozuk ayarda,
Bir arada kalınmaz, ahlak kayar da,
Ruhsuz sosyal medyada, nur olmaz kızım!
Dibi görünmez kaptan, sular içilmez,
Soyu bilinmeyenle, mekan seçilmez,
Karanlık fikirliye, kapı açılmaz,
Hak tanımaz medya, pir olmaz kuzum!AİLE VE MUALLİMLİK
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
NE KADAR SAMİMİYİZ?
MIZRAK ÇUVALA GİRMEZ
MANKURTLAR
SELÇUKYA NELER YAPIYOR?
GÖNÜL FATİHLERİ
16 KONYA EFSANESİ
ERENLER DÜNYASI
VAKT-İ MUHABBET