KONYA’DA ZAMAN

Doğduğum andan itibaren; ekmeğini yediğim, suyunu içtiğim, havasını teneffüs edip, nimetlerinden yararlandığım, kültür, sanat, edebiyat… ziyafetlerinden istifade ettiğim, "Bir başkent her zaman başkenttir” anlayışıyla, her köşesinde kültürün fışkırdığı Konya şehrinde yaşamaktan büyük bir mutluluk duymaktayım.

Konya'da yaşayıp, bu şehrin güzelliklerini yazmamak, tarihinden, kültüründen, edebiyatından, sanatından, milli ve manevi değerlerinden söz etmemek vefasızlık olacaktır. Babam rahmetli; "Konya, medrese şehriydi, ilimde, irfanda, tasavvufta önde giden bir mana kentiydi” derdi.

"Belde-i muhayyere” sözünü de çok duydum. "Gez dünyayı, gör Konya'yı” sözü yaygındır. Konya'nın ziyaretçileri eksik olmuyor. Mevlana'nın, Sadreddin Konevi'nin, Şems-i Tebrizi'nin, birçok peygamber ve velinin bu şehirde medfun oluşu, bütün dünyaya mesajlarını Konya'dan ulaştırmaları sebebiyle bu kent ayrı bir özelliğe sahiptir.

Mevlana türbesi, her zaman dikkatimi çeker. Sadece benim mi? Hayır, tüm dünyanın. Onun ilkelerini, sevgiye, hoşgörüye dayalı sözlerini bilmeyen ve bu hususta kendine çeki düzen vermeyen yok gibidir. Konya'ya ve Mevlana'ya gönül verenlerden bir tanesi;

Fransız aristokrat bir aileden gelen 1909 doğumlu Eva de Vitray-Meyerovitch (Eva dö Vitre-Meyeroviç) hukuk ve felsefe eğitimi aldıktan sonra, felsefe doktorası yaptı. Çalışmalarını edebiyat, felsefe ve tasavvuf konuları üzerinde yoğunlaştırdı. Fransa'nın dünya çapında saygın bilim ve araştırma kurumu olan İlmî Araştırmalar Millî Merkezi (CNRS) üyesi olarak bu müessesede yöneticilik ve uzmanlık yaptı.

Mevlâna ile İkbal'in hemen hemen bütün eserlerini Fransızcaya çevirdi. Gerek bu önemli tercümeleri gerekse yaptığı salon ve radyo konuşmalarıyla çok sayıda Fransız aydınının İslam'a ısınmasına ve pek çok kişinin de Müslüman olmasına vesile oldu.
Sorbonne ve Ezher Üniversiteleri dâhil, dünyanın birçok ülkesindeki üniversitelerde dersler ve konferanslar verdi. Telif ve tercüme olarak kırk kadar esere imza attı. Mevlânâ'yı mürşidi olarak gördü. Türkiye'yi ve insanımızı çok sevdi. Eva de Vitray-Meyerovitch, Müslüman olduktan sonraki adıyla Havva Hanımefendi, 24 Temmuz 1999'da rahmet-i Rahmân'a kavuştu. Vasiyeti üzerine naaşı daha sonra Konya'ya getirildi ve Hz. Mevlânâ'nın türbesine yakın Üçler Mezarlığı'na defnedildi.

"Gel, ne olursan ol, yine gel…” sözleri her ne kadar Mevlana'ya ait olmasa da, güzel, gönüllere etki eden bir dost gibidir. Bu söze uyarak Konya'yı mesken tutanların sayısı çoktur.

  1. bunlara; "Dilârâ” diyorum.

"KONYA'DA ZAMAN” çalışmamı yaparken, insanlar benim Konya'daki yaşamımı değil, Konya'nın; dini atmosferini, kültüre katkısını, edebi güzelliğini, bayramlardaki manevi havayı, bu şehre has olan, "Şivlilik” geleneğini, "ferkab” uygulamasını, Üç aylara hazırlık çalışmalarını, Ramazan gecelerini, teravihlerdeki cemaat coşkusunu, hatim ve mukabele anlayışını, Bayramlaşmayı, Komşu ziyaretlerini, hastaları ihmal etmemeyi, kardeşlik duygularını, İslamî hassasiyetin Konya'daki tezahürünü, Selçuklunun başkenti olması münasebetiyle Medreselerini, ilim ve irfan ehlini, bugün ayakta olmayan tarihi eserleri, kaybolmuş meslekleri, Çocuk oyunlarımızı, Konya hatıralarını, …anlatacağız.

Çocukluğumun Konya'sındaki ulaşımı, ulaşım araçlarını, kaybolan "mahalle Bakkalı ve zimem defterini”, Kart postal satıcılarını, …ele alacağız.

Bağ bozumu, pekmez kaynatma, imece usulü yardımlaşmayı, kadınlar pazarını, Üzüm pazarını, Amele pazarını, Söylemez'i, Ateşbâz-ı Veli'yi, Tavus baba'yı, Pisili Sultan'ı, Hacı Veyiszade'yi ve konya'nın diğer mana erlerini dile getireceğiz.

"KONYA'DA ZAMAN”; bu kutsal şehirde yaşadığımız sürece şahit olduklarım, birebir görüşüp konuştuklarım, sohbetlerinden istifade ettiğim gönül dostlarını anlatır. Tasavvuf erlerine kapı aralar.

 

 

 

Aymanas

 

Yeşille donanmış bahçesi bağı,

Sevdiğim mahalle bizim Aymanas,

Herkesi sarıyor dostluğun ağı,

Sevdiğim mahalle bizim Aymanas!

 

Haz bahçelerinde hep koşuyorduk,

Yar lehçelerinde hep coşuyorduk,

İlahi kelamla aşk yaşıyorduk,

Sevdiğim mahalle bizim Aymanas!

 

Tozlu sokaklarda oyun oynadık,

Tulumba suyuna asla doymadık,

Bostanlar istedik hiç ses duymadık,

Sevdiğim mahalle bizim Aymanas!

 

İlgiyle büyüdük bu yörelerde,

Büyüğe saygı var tüm törelerde,

Çocukluk yaram kanar yarelerde,

Sevdiğim mahalle, bizim Aymanas!

 

Bahar aylarında çiçekler açar,

Rengarenk gülleri kokular saçar,

Bülbül aşka gelir kendinden geçer,

Sevdiğim mahalle bizim Aymanas!

 

Tüm çocukluğuma helalim tanık,

Bağa bahçelere el alem tanık,

Camiler ezanlar hilalim tanık,

Sevdiğim mahalle bizim Aymanas!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Beklerim Sizi

 

Selçuklu payitahtı, bu güzel şehir,

Mevlana dergâhında, beklerim sizi,

Gönülleri sulayan, coşkun bir nehir,

Sultanlar bargâhında, beklerim sizi!

 

Kervanların yoluna, sebil konulmuş,

Külliye anlayışı, halka sunulmuş,

Ötelerden bugüne, ünü anılmış,

Sahip ata camide, beklerim sizi!

 

Hoşgörü diyarına, hoşça geliniz,

Semazenler görünüz, ışık alınız,

Dostluk pınarlarında, şifa bulunuz,
Şeb-i Arus gününde, beklerim sizi!

 

Kapısına; Yasin'le, Fetih kazınmış,

Selçuklu motifiyle, sülüs yazılmış,

Kesme taşla bezeli, süsler dizilmiş,

İnce Minarelide, beklerim sizi!

 

Altı sütun üç kubbe, yivli minare,

Mavimtrak taşlarla, bak hale hale,

Büyükçe pencereyle, ferah, şahane,

Aziziye camide, beklerim sizi!

 

Şehr-i Sultan burası, görenler hayran,

Hoşgörü fısıldanır, sevene her an,

Keykubat'ın tahtında geçiyor zaman,

Konya'nın merkezinde, beklerim sizi!


Yazarın Diğer Yazıları