Namazın olmazsa olmaz şartlarından biridir Kıyam. Namaz, Allah ile konuşmak, O’nun ilahi mesajlarına muhatap olmaktır. Kıyama hazırlanmak için ellerimizin tersiyle bütün dünya menfaatlerini bir kenara koyuyor ve yalnızca O’na yöneliyoruz!
Kıyam; dik duruş, samimi duruş, kendini yaratanla iletişime hazır hale getirerek beklemek, dünyevi ve şahsi hiçbir şeyi beklememek, sadece Bir’in karşısında olduğu şuurunda olmak, dilimizle, bütün varlığımızla mesajları anlamaya çalışmak ve uygulamaya söz vermek… anlamı taşır.
Kıyam, namazın dışında, sosyal olaylarda, İslami, dini, insani ve ahlaki konularda da dik duruşu sürdürmek demektir. Böylesine dik duranlara karşı, elbette etraftan Firavun zihniyetliler, Nemrut anlayışlılar, Ebu Cehil mantığına sahip olanlar, Ebrehe düşünceliler… tahammül gösteremezler! Onun için çeşitli ayak oyunları ortay koydular, koyuyorlar ve koyacaklar! Onlar nasıl kendi şirk, mülhid, küfür anlayışlarını göğsünü gere gere söylüyorsa, kıyamda duranlar da söyleyecek ve söylüyorlar!
Kıyamda olan; davasında samimidir. İnandığı davadan asla vazgeçmez, ölüm pahasına da olsa, dünya üstüne de gelse bir adım bile geri adım atmaz! Toplumda yalnız kalacağını da bilse, çarpık mantığa sahip olanların tepkisini de çekse hak bildiği davada tek başına yürümeyi şiar edinir! Bütün peygamberler, tek başına çıktılar kutlu yolculuğa! Etraflarında kimse yoktu! Ama, samimiyet, dik duruş, kıyamda durmaları, sabırları, azimleri…. Sayesinde milyonları, milyarları, birçok insanı etraflarında topladılar!
Kıyamda olanlar; baldıran zehiri içmeye adaydır. Ölüm onlar için şeb-i arustur. Ölümü öldürenlerdir onlar! Ölmeden önce ölenler, kıyamda duranlardır!
Kıyam; daha kararlı olmak, açlığa, susuzluğa tahammüldür! Zorluklara göğüs germektir. Kıyamda duranlar, daima ileriye, önlerine bakar, asıl meseleye odaklanırlar! İlahi mesaj dışında onları başka hiçbir şey ilgilendirmez. Bu mesajlar ki; insana değer veren, toplumsal olumsuzluklara dur diyen, bir kötülük olduğu zaman, eliyle, diliyle… yok etmeye çalışan, mıymıntılıktan hoşlanmayan, tembelliği sevmeyen, adam sende olmayan, beni ilglendirmez, bana ne… hamakatına izin vermeyen, adaletin, barışın önüne engeller konduğu zaman korkmadan mücadele eden…bir anlayıştır! Bu kutsal mesajlar, insanı inşa eder. Kimseye düşüncesinden, fikrinden dolayı baskı uygulamaz.
Kıyamda duranlar; “benim dinim bana senin dinin sana. Ben senin taptığına tapmam. Sen de benim taptığıma tapmazsın…” der ve sözünde durur. Karşı olanların safında yer almaz. Dünyalık menfaatler için dinini, davasını satmaz!
Kıyamda olmak; dünyayı barış mekanı ve cennet yapmak demektir. Kıyamda duruş; daima uyanık olmak, etrafıyla ilgilenmek, komşusu açken kendisi tok yatmamak, Allah’a ait olanı Allah’a, kula ait olanı kula eksiksiz vermek anlamı taşır. Bilmem anlatabil dim mi?
Evet bütün Müslümanlar olarak kıyamdayız! Kıyamda olmaya da devam edeceğiz. kimse, hiçbir rejim, hiçbir sistem, hiçbir insan bizi bu kıyamımızdan uzaklaştıramaz! Çünkü yaratanımız; “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” çağrısını attı. Cebimize, kalbimize, gönlümüze, beynimize; “niçin yapmadığınızı söylersiniz?” diyerek uyarı mesajları gönderiyor!
Bu mesajları alan insanın kıyamda durmaması mümkün mü? Bu mesajlara; “insanım” diyenler ilgisiz kalabilir mi? Kıyamda olanlar; “yaratılanı severiz yaratandan ötürü” diyerek, her canlıya değer verir.
Ne Yaptın Allah İçin?
Elest bezminde söz vermedin mi?
Şerefli varlıksın, görmedin mi?
Dünya senin emrinde, bilmedin mi?
Bunca yıl ne yaptın Allah için?
Ne ekersen, onu biçersin,
Durmadan; haram yer, içersin!
Allah’ı dinlemezsen, imansız göçersin!
Kendine bir sor; “Ne yaptın Allah için?”
Evine helal mal götürdün mü?
Paranı helale yatırdın mı?
Helal; sebze, meyve bitirdin mi?
Rızkına bak da söyle; “Ne yaptın Allah için?”
Hak yemeden çalıştın mı?
Doğru söze alıştın mı?
İyilere karıştın mı?
Cevap ver; “Ne yaptın Allah için?”
Hiç selam alıp verdin mi?
İnsanlığa sevgi bağı serdin mi?
Hatır, gönül bildin mi?
Söylesene, ne yaptın Allah için?
Çocuklarla ilgilendin mi?
Ailenle bilgilendin mi?
Kur’anla belgelendin mi?
Anlat bana; ne yaptın Allah için?
Yedin, içtin, gezdin, tozdun…!
Hak’tan geldin, sen Hakk’ı bozdun!
Rab verince iyice azdın!
Allah aşkına, ne yaptın Allah için?
Bugün sağlıklısın, ya yarın?...
Sağlıkta var mı ayarın?
Ecel geliverirse, nedir kârın?
Düşünsene, ne yaptın Allah için?