KİMSE KİMSENİN GÜNAHINI DA ÇEKMEZ, SEVABINI DA…

Günah da, sevap da ferdi, kişiye özeldir. Hani sık sık söylenir ya; "Günahını çekeyim, vebal boynuma…” aslında bu; "vebal boynuma” da yanlış söylenir; "babal boynuma” denir. 

Hep Mutasavvıflardan, gönül erlerinden, Allah dostlarından dem vururuz. "Falan insan o kadar ahlaklı ki, insan, karşısında eriyor…Kitaplarımız bu değerli insanların menkıbeleriyle, hatıralarıyla dolu. Gerçekten bu kıymetlerimizin sayısı epey fazla. Elbette daha da artması lazım. Sayılarının fazlalığı bizleri sevindirir. Bunlar bizim ışığımız, rehberimiz, mihmandarımız…

 Mevlana'dan Şems'ten, Konevi'den, İbni Arabi'den, Hacı Veyiszade'den, Hacı Veyis'ten, Mehmet Âkif'ten, Yunus Emre'den, Nasreddin Hoca'dan, Fatih'ten… daha sayamayacağım binlerce, on binlerce gönül erinden söz ederiz. Bunları okur ve;

-"Ne insanlarmış. Ne güzel Allah dostlarıymış.” Der iç geçirir, hayıflanırız. 

Buraya kadar tamam, hepsi doğru, hepsi olması lazım. Ama Allah, onların ahlakıyla bizi sorgulamayacak ki. Mesela, "sen Mevlana'yı kendine dost edindin, öyleyse kurtuldun” demeyecek ki. "Yunus Emre'nin şiirlerinden dem vurdun, onu kendine kılavuz kıldın, o halde onunla beraber seni de cennete koyacağım” gibi bir durum söz konusu mu? 

 Kur'an okuyoruz, pekiyi onu hayatımıza uyguluyor muyuz? Kur'an'ın; "Sizin namazınızı başkası kılsın, orucunuzu başkası tutsun, zekatınızı başkası versin… başkası senin adına iman etsin, komşunun, kardeşinin ahlakı seni kurtarır…” dediğini okudunuz veya duydunuz mu? Kur'an;

-"Kul hakkı yemeyin, Zinaya yaklaşmayın, dedi kodu yapmayın, kâfirleri dost edinmeyin, komşularınızla iyi geçinin…” diyor. Kur'an'ın bu yasaklarını o gönül ehlinin uygulamalarının bize faydası var mı? Biz Kur'an'ın, Sevgili peygamberimizin sünnetinin neresindeyiz? Kur'an'ı hangi hal içinde okuyoruz? Hayatımızın düzelmesi için hangi adımları atıyoruz? Hani bir Hadisi Kudsi var;

-"Kulum bana bir adım gelirse, ben ona on adım gelirim, yürüyerek gelirse, ben koşarak gelirim. Sonunda onun tutan elin, gören gözü, yürüyen ayağı olurum.” Şeklinde. Bunu nasıl okumalıyız? 

Sen Ne Olacaksın?

Ben âşıkım deyu laf etme gönül,

Dağlarda duman var, sen ne olacaksın?

Çağlar hak diliyle hakkı çağırır,

Şat, Murat, Fırat var, sen ne olacaksın?

………………………………

Aşk ile kül olmuş, yanmış Niyazi,

Eşrefoğlu gezmiş, Şam'ı Şiraz'ı,

Yunus meleklerden almıştır razı,

Bekayı bulan var, sen ne olacaksın?

………………………….

Nic'âşıklar gelmiş, niceler göçmüş,

Nice sır saklamış, nice sır açmış,

Nicesi bu yolda, serinden geçmiş,

Ummana dalan var, sen ne olacaksın?

……………………………

Çoklar aşk yolunda, verdi serini,

Dağlar çekemezdi ah u zarını,

Daha öldürmedin nefsin birini,

Ruhsati, külhan var, sen ne olacaksın?  (Ruhsati)


Yazarın Diğer Yazıları