PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
SURİYE’YE “OSMANLI YÖNETİM MODELİ” LAZIMDIR.
HRİSTİYAN BİR KOMŞUN NAMAZ KILSA NE DERSİN?
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Bitcoin altına rakip olabilir mi?
HAK AŞIĞI AHMED-İ KUDDÛSİ
Yeni Bir Yıla
BİZ YAPTIK BİZ
“Ver Korkuyu” Değil; “Ver Coşkuyu”
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Amele Pazarı
Konya semtleri arasında ve nirengi noktaları içinde Amele Pazarının da büyük bir yeri vardır. Kadınlar pazarının güneyinde, eski Adese petrolün yanında, bugünkü Yeni Karatay Belediyesi binasının karşısında kurulurdu. Çeşitli şehirlerden ve köylerden gelen işçiler sabahın erken saatlerinde burada toplanır ve işçi arayanların ihtiyacına cevap verirlerdi. Buradaki işçiler vasıfsız olup, her işi yapabilir durumda idiler.
İşçiler eğer sabahın erken saatinde gelmezlerse işi kaçırırlar ve o gün işsiz kalma durumları olurdu. Son zamanlarda burası dağılmış ve eskisi gibi bir birikim olmamaktadır.
Dilimize Arapça'dan giren amele kelimesi; “gündelikle çalışan işçi, emekçi” anlamında kullanılsa da, bu kelime Kınya'da genellikle inşaatların hafriyat ve kaba işleriyle uğraşan vasıfsız işçileri karşılamaktadır. Amele pazarı deyimi ise; vasıfsız işçilerin iş bulmak için toplandıkları yer anlamında kullanılmaktadır.
Aslanlı Kışla
18. yy. Konya'sı için, vali atamaları, valilerin göreve çağrılmaları dışında önemli bir olaydan söz edilemez. Konya Karaman Bölgesinde geniş yetkilerle Nizam-ı Cedid birlikleri oluşturup eğitmekle görevlendirilen Kadı Abdurrahman Paşa, bin dolayında genci Nizam-ı cedid askeri yazdı. İstanbul'dan gelen subaylar, bunları eğitmeye başladı. Yeni bir paşa sarayı “Hükümet konağı” ile Cedit süvarileri için “Aslanlı Kışla” adı verilen bir kışla yaptıran Kadı Paşa, 1806 yılında, cepheye gitmek üzere İstanbul'a çağrıldığında yetiştirdiği disiplinli Nizam-ı Cedid süvari taburlarını da götürmüştür.
Kışlanın dış kapısı önünde üç aslan heykeli vardı. Buradaki aslanlardan dolayı buraya; “Aslanlı Kışla denmiştir.
Konya Kışlası, Ehmedek denilen İç Kalede idi. Sonradan şehrin dışına taşınmıştır.
Kapıdan içeri girilince geniş bir meydan, ortasında şadırvan, şadırvanın üstünde cami, yanında ufak minare ve etrafında altı tane arslan heykeli görülürdü. Cümle kapısının üzerindeki beş oda, bir salon sağ ve sol tarafta köşkler, sayısız odalardan meydana gelmekteydi. Meydanın güney kısmında; hastane, diğer taraflarda on koğuş, bir mutfak ve on bir oda vardı. Hastanenin sağ ve sol taraflarında sayısız koğuşlar, subaylara ait daireler, makine dairesi, göz hastalıkları için ameliyathane, eczane vardı.
Burası, askerlerin himmet ve gayretleriyle mükemmel bir hastane halini almıştır. Kışlanın ön tarafındaki alan çok geniş olduğu için buraya; “Cirit Meydanı” adı verilmişti.
Aslanlı Kışla, İkinci Ordunun Malatya'ya taşınmasıyla işlevini kaybetmiş ve Belediye tarafından yıkılmış, yerine Mevlâna Kültür Merkezi yaptırılmıştır. Bugün sadece ismi kalmıştır.
Aslım
Konya şehir merkezinin doğusunda, şehir merkezine 9 km mesafedeki Aslım Bataklığı, Konya- Aksaray ile Konya- karaman yolları arasında kalan geniş alandı.
Jeolojik verilere göre Konya Kapalı havzası'nın tabanı, on bin yıl önceleri ortalama derinliği 15-20 m olan bir gölle kaplanmıştır. Daha sonraki dönemlerde iklimin kuraklaşması ile göl tedrici olarak çekilmiş, geride birkaç bataklık bırakarak kurumuştur. Bu bataklıkların en önemlilerinden birisi de Aslım bataklığı'nın çok uzun bir süre faal oluşunda Meram Çayının suları etkili olmuştur. Tarih boyunca varlığını sürdüren aslım bataklığı, Konya'nın güneyinde yer alan Alakova bataklığı ile birlikte çok büyük bir alanı kapladığı için Hititler zamanında bu bölge “Sulak ülke” olarak tanınmaktadır. Roma imparatorluğu zamanında ise Aslım ve alakova gibi sulak alanların sağladığı yüksek tarımsal girdiler yüzünden yazılı kaynaklarda, Konya'dan bayındır ve seçkin bir kent olarak bahsedilmiştir. Bu özellik uzun bir süre devam etmiştir.
Türkiye Selçukluları devrinde yapılan Konya dış surlarının önünde bulunan savunma amaçlı hendek, aynı zamanda meram cihetinden gelen sel sularının şehre zarar vermeden doğudaki bu bataklığa dökülmesini sağlamıştır.
Şehir küçük, bağlar, bostanlar az iken, Meram deresinden gelen sular Aslım'da büyük bir göl yapardı. Konya'nın güney ve kuzeyi sahra ile bir göldü.
Buraya Aslım bataklığı denmekteydi. Bugün buraları belediye tarafından yeşertilmiş ve bataklık kurutulmuştur.
Konya, bir göl tabanı olan ovanın kenarında kurulmuştur. Meram deresinden gelip yazın Konya bağ ve bahçelerini sulayan Meram çayı, Doğudaki Aslım bataklığına dökülürdü.
Cingenler Yüğü
Konya'nın bazı mahallerinde Kalhanelerinde arıtılan güherçilenin artıklarının toplandığı “Yüğ” veya “Hüyük” denilen yerler bulunmaktaydı. Bunlardan bir tanesi de, bugün Akpınar Teneke Fabrikasına varmadan, yolun Ereğli yönünde sağ tarafından 1 km içeride yer alan; “Cingenler yüğü” diye bilinen mahalde bulunmaktaydı.
Çukur Mektep
Çukur Mektep; Karatay Belediyesi Katlı Otopark'tan, Köprü Başına doğru giderken, sağda, bugün Çukur Mektep Parkı olarak kullanılmaktadır.
Eskiden burası çukur, suların yağmurlar sebebiyle dolduğu ve bir bataklık oluşturduğu ve mandaların yararlandığı bir mekan idi. Sedirlerin sığırı, buradan gider ve aslımda ve Sedirlerin ilerisindeki mezrada yayılırlardı. Sonradan toprakla ve kumla doldurarak yerine okul yaptırmışlar. Bu sebepten dolayı; “Çukur Mektep” ismi verilmiştir.
Debbağhane
Tabakhane(Debbağhane); Konya'nın Kuzgunkavak Mahallesi, eski Kız Enstitüsü, bugünkü İsmet Paşa İlköğretim okulunun bulunduğu, Sırçalı mahallesinde kurulmuştur. Bu civarda tabakhane tekkesi vardı. ( KAZIM ÖZTÜRK/ KONYA, SEMT, MAHALLE, YER İSİMLERİ, ANLAMLARI VE TARİHÇELERİ, basılmamış eser.)
PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
SÖZLERDE KENDİMİZİ ARAMAK
SEVGİ, İNSANA HAS BİR MEZİYETTİR!
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
YAZARLIK HAYATIM-YAYIMLANAN KİTAPLARIM VE EVRENSEL MESAJLAR SERİSİ
VAKT-İ MUHABBET
VUSLATININ 751. YILINDA MEVLANA
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
TEVHİD’İN HAYATA YANSIMASI
PAYİTAHTA RUH VERENLER