Karatay İlçesi’ndeki Mahalleler -4-

Doğanlar
Türkler, bir boyun en küçük bölümü olan Klan’ın ata tanıdığı bir bitki veya bir hayvana “Totem” derler. Bir soydan inenler ve bir soptan olanlar bu Totemi kendilerinin atası sayarlardı. Totemin etini, otunu yemezler, saygı gösterirlerdi. Bozokların Totemi; Şahin, Kartal, Doğan, Tavşan, Doğanlılar, Kartallılar, Tavşanlılar diye bilinirdi. Totem adı taşıyan yerler vardır. Doğanlar da bunlardan biridir.( ÜÇER, Sırrı-KOMAN, Mes’ud; “Konya İli Köy ve Yer Adları Üzerinde Bir Deneme”, Konya Halkevi, Tarih Müze Komitesi Yayını, 1945, s. 30)
Doğan Kuşu; Selçuklu Sultanlarının alametidir. Büyük kale kapısının üzerine hak edilmiştir.
Selçukluların kullandıkları kuşlar; Şahin, Kartal, Sungur, Çakır, Puhu... bu kuşların hepsi Oğuz Han’ın 24 kolunun mukaddes saydıkları kuşlardı. (KONYALI, a. g. e. s. 124)
Dolayısıyla; “Doğanlar mahallesi” bu anlayıştan gelmektedir.
Bozokların Totemi; Şahin, Kartal, Doğan, Tavşan, Doğanlılar, Kartallılar, Tavşanlılar diye bilinirdi.
Totem adı taşıyan yerler vardır. Doğanlar da bunlardan biridir.( ÜÇER- KOMAN, a. g. e. s. 30)
Doğan Kuşu; Selçuklu Sultanlarının alametidir. Büyük kale kapısının üzerine hak edilmiştir.( KONYALI, a. g. e. s. 124)
Selçukluların kullandıkları kuşlar; Şahin, Kartal, Sungur, Çakır, Puhu... bu kuşların hepsi Oğuz Han’ın 24 kolunun mukaddes saydıkları kuşlardı.( KONYALI, a. g. e. s. 160)
Dolayısıyla; “Doğanlar Mahallesi” bu anlayıştan gelmektedir.
Fakı Dede
Kent merkezinde, Eski garajın arkasında, Pir Esat Türbesinin kuzeyinde bulunan Fakı dede kümbetinde yatan zattan dolayı bu mahalleye; “Fakı dede” denmiştir. Kitabeye göre, 860 yılı Rebiul evvel ayının ortalarında Pazartesi günü ölen bilgin, bildiğiyle amel eden, bilinecek şeylerin bütün inceliklerine sahip, kalbiyle kalıbıyla Allah’a yönelen, Allah’ın yardımı ve bağışıyla zamanında tek olan abdal ve meczubların emiri, Arısoyların reisi, din ve milletin burhanı İsa oğlu Şeyh Ahmet Fakih’in türbesidir. (KONYALI, a. g. e. s. 592)
Fakı Dede, bir mahalleye isim olmaktan öte, türbesinin ziyaretçi akınına uğramasıdır. Fakat burasının iyi bir restorasyona ihtiyacı bulunmaktadır. Bu gün için türbesinin üstünde hiçbir kitabe ve yazı bulunmamakta ve gelenler, burasının kime ait olduğunu bilmemekte ve aynı zamanda da çevre düzenlemesinin yapılmamasından dolayı çirkin bir görüntü vermektedir.
Mahalle; 37 numaralı Konya Şer’iyye Sicili’nde; “Fakîh Dede Mahallesi” şeklinde geçer.( SAK İzzet, 37 Numaralı Konya Şer’iyye Sicili, Konya Ticaret Odası, 2010, s.17)
İsmil
H. 835 tarihli bir vakfiyede bu ismin; Vismil, bugün ise İsmil şeklini almıştır. Bu isim, Basmillerden gelir.(ÜÇER- KOMAN, a. g. e. s. 36)
Kalenderhane
Kalenderhane; eski Ankara yolu üzerinde, Musalla Mezarlığına varmadan solda bulunuyordu. Selçuklu döneminde Hz. Mevlâna’nın çağdaşı Ebubekir Cevlaki, buranın şeyhi idi. Adından da anlaşılacağı üzere, Kalenderilere ait bir zaviyedir. Bu mevkide iki kümbet mevcuttur. Son senelerde söylenen yerde toprak altından bir de hamam harabesi çıkmıştır. Buranın bir Kalenderi Hankahı olduğu anlaşılmaktadır.
Kalenderhanede; Kesikbaş, Kalender Baba ve Ulaş Baba Türbeleri yer almaktadır. Kesikbaş Türbesinin; Selçuklular devrinde, başı kesilerek şehit edilen bir kahramana ait olduğu bilinmektedir.
Kalender Baba Türbesi: aynı manzumede bulunur. Sekiz cepheli ve mahruti kubbeli Selçuklu Türbesi olup, Ebubekir-i Niksari adına yaptırılmıştır.( KÜÇÜKDAĞ, Yusuf; “Osmanlı Devleti’nin Kuruluşunda Etkin Rol Oynayan Konyalı İlim, Fikir ve Devlet Adamları”, Yeni İpek Yolu Özel Sayı Konya Kitabı V, s. 292)
Kalenderilik, dünyevi hiçbir şeye değer vermeyen davranışlarıyla toplum sistemine tepki gösteren ve ilahi aşkı önemsemeye çalışan tasavvufi bir anlayıştır. Kalenderiliğin Konya’da ortaya çıkışı, Anadolu Selçukluları döneminde 13. yy.’ın ilk zamanlarında olmuştur.
Cevlaki denilen Kalenderi dervişleri, genelde asalaktır. Ellerinde keşkül, bellerinde zembil halk arasında gezerek ve onlardan dilenerek, yardım alarak geçimlerini sağlıyorlardı. Kendilerine şiş batırarak, ateşle oynayarak, harikuladelikler sergileyerek halkın ilgisini çekiyorlardı.
Kalenderileri, dini yaşayış ve anlayış bakımından ikiye ayırmak mümkündür; birincisi, İslâm dininin özüne ve esaslarına dikkat etmeyen, hatta kötü davranış ve fiillerle meşgul olabilen ve “Popüler Kalenderilik” diye nitelenen, ikincisi; Şems ve Evhadüddin Kirmani gibi yüksek zümreye mensup Kalenderilerdir.(ERTEN, Hayri; “Konya’da Dinsel Topluluklar”, Gez Dünyayı, Gör Konya’yı, Haz: Ahsen Erdoğan, YKY, İstanbul, 2001, s. 378)
Kalenderhanelerin vakfiyelerinde bazen de kitabelerinde özellikle bekar ve seyyah Kalenderilerin barınması ve iaşesi için tesis edildikleri belirtilmektedir. Kalenderhaneler, yerleşim düzeni ve mimari tasarım açısından bağımsız bir grup oluşturmaz.(TANMAN, Baha; “Kalenderhane”, TDV İslâm Ansiklopedisi, İstanbul, 2001, c.24, s.249)  


Yazarın Diğer Yazıları