Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
AİLE VE MUALLİMLİK
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Kanaat; "payına razı olma” "kişinin azla yetinip elindekine razı olması, kendisinin ve sorumluluğu altında bulunanların ihtiyaçlarını asgari ölçüde karşılayabileceği maddî imkânlarla iktifa edip başkalarının elindeki şeylere göz dikmemesi, aşırı kazanma hırsından kurtulmasıdır.
Elinde bulunanla yetinme, dünya nimetlerinden kısmetine razı olma. İsraf, ihtiras tama' ve israftan kaçınma. Kişinin Allah'ın kendisine dünya nimeti olarak verdiği paya rıza göstermesi.
Hırs, Tamah ve Tûl-i emel gibi kavramlar mal ve dünya tutkusunun kalpten silinmesiyle kazanılan ahlâkî bir erdem olarak değerlendirilmektedir.
İbn Hibbân, "Kanaat kalptedir; kalbi zengin olanın eli de zengin olur, kalbi yoksul olanın mal zenginliği kendisine fayda sağlamaz” der. Dolayısıyla kanaatin insanda ruhî meleke haline gelmesi gerektiğine işaret eder.
Râgıb el-İsfahânî:
"Kanaat manevî bir haslettir. Dolayısıyla iç dünyasında kanaatkârlık bulunmayan kişinin İslami samimiyetinden söz edilemez” der. Şöyle devam eder:
"Yeterli miktarın altında bulunana da razı olma, gerektiğinde azla yetinmeyi bilmek, mal hırsına kapılarak meşruiyet dışında kazanç aramaktan ve başkasının elindekine göz dikmekten sakınmak.”
Gazzâlî:
"Bu konularda ihtiyaç sınırını aşarak daha çoğunu isteyen ve uzun süreli gelecek kaygısıyla zihnini meşgul edenlerin kanaat şerefini kaybetmiş, tamahkârlık ve hırs zilletiyle lekelenmiş olur” der.
Hırs ve tamahkârlıktan kurtulup kanaat erdemini kazanabilmek için zihnî ve ahlâkî bazı değişimlerden geçmek gerektiğini söyleyen Gazali şu şekilde sıralar:
Rabbimiz: "Şükrederseniz, artırırım, küfrederseniz azabım şiddetli olur.” "Yeryüzündeki her canlının rızkını Allah üstlenmiştir.” Buyurur.
Yunus Emre;
"Ne varlığa sevinirim,
Ne yokluğa yerinirim,
Aşkın ile avunurum,
Bana seni gerek seni” diye terennüm eder.
Sevgili peygamberimiz;
"Gerçek zenginlik, mal çokluğu değil, gönül tokluğudur.”
"Müslüman olan, yeterli geçime sahip kılınan ve Allah'ın kendisine verdiklerine kanaat etmesini bilen kurtulmuştur.”
"İnsanoğlu iki vadi dolusu altına sahip olsa buna bir üçüncüsünü daha eklemek ister.”
Ukrayna-Rusya savaşında bazı insanların, sanki piyasada kıtlık varmış, aç kalınacakmış, yoklukla baş başa gelinecekmiş… gibi bir algı operasyonuyla marketlere hücum ederek, yağ stokladığı, bir tane ile yetinmesi gerekirken iki, üç, dört… tane aldıkları, kuyruk oluşturdukları, insanların morallerini bozduklarını gözlemledim.
Bu konu yeni değil, ne zaman batıdan ülkemiz ile ilgili bir olumsuz rüzgar esse hemen mal bulmuş mağribi gibi bu yalan ve sansasyonel habere sarılıyor ve toplumda karamsar bir tablo hasıl ediyorlar.
Hiç akıllarını çalıştırmıyorlar, hiç düşünmüyorlar, hiç derinlemesine işin iç yüzüne bakmadan balıklama atlıyorlar olaylara. (08 MART 2022)
AİLE VE MUALLİMLİK
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
NE KADAR SAMİMİYİZ?
MIZRAK ÇUVALA GİRMEZ
MANKURTLAR
SELÇUKYA NELER YAPIYOR?
GÖNÜL FATİHLERİ
16 KONYA EFSANESİ
ERENLER DÜNYASI
VAKT-İ MUHABBET