Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
AİLE VE MUALLİMLİK
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
"Her nefis ölümü tadacaktır” buyurur rabbimiz.
"Kabirleri ziyaret ediniz. Kabirler insana ölümü hatırlatır, kalbi yumuşatır”,
"Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışın”
"Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin”
der sevgili peygamberimiz.
Mezarlara girince ne hissedersiniz? Ölüm denilince nasıl bir his içine girersiniz? Mutlaka; annenizi, babanızı, kardeşinizi, eşinizi, çocuğunuzu, sevdiğinizi…mezara götüren olmuştur, hem de kendi elleriyle. Hiç kabir taşı okudunuz mu? Neler yazdığını hafızanıza nakşettiniz mi?
Sevdiklerimizi kabirlere gönderdikten sonra başaımızı ellerimizin arasına alıp derin derin düşündük mü? Düşünüyor muyuz? Bu dünyanın geçici olduğu, her doğanın mutlaka öleceği ve mezara gömüleceği, dünyada iken yaptıklarının hesabını vereceği, kabrin ya cennet bahçesi veya cehennem çukuru olacağı anlayışıyla tefekküre dalıyor muyuz? Ölümden ibret alıyor muyuz? Ölümün her an bizimle olduğuna kafa yoruyor muyuz?
Ölümün; yaşı, rengi, ırkı, cinsiyeti, dini, makam ve mansıbı yoktur. Mearlara girdiğimiz zaman dünyaca zenginlerin de, yüksek makam sahiplerinin de, Firavunların, Nemrutların, Şeddadların, Ebrehelerin, Ebu cehillerin, Dermesillerin…de mezara gittiğini mezarların; zalimlerle dolu olduğunu görürüz. Önemli olan mezarda rahat etmemiz için; Allah'ın emir ve direktifleri doğrultusunda hareket etmek, dünyayı cehenneme çevirmemek, soykırım yapmamak, zulme çanak tutmamak gerekir.
Baktığımız zaman insanların; makamlarını kullanarak insanlar üzerinde tahakküm kurduklarını, makamlarından güç almaya ve dolayısıyla bulundukları konumlarını kötüye kullandıklarını görüyoruz. Sanki hiç ölmeyecek, dünyada ebedi kalacaklarını sanıyorlar. Ama şunu unutuyorlar; her canlı mutlaka Allah'ın huzuruna gidecek ve yaptıklarının hesabını verecektir. Dünyada hoş bir seda bırakmak isteyenlerin; Allah'ın yolunda doğru dürüst gitmesi gerekir.
Kabir Taşları!
Mezarın yazısı, her bir hecesi,
Alanlara mesaj, kabir taşları,
Ya aydınlık bahçe, ya da gecesi,
Kalanlara mesaj, kabir taşları!...
Sessizdir sakini, sinde yatanlar,
Hayatta idiler, bitti o anlar,
Bir şey fısıldıyor, dilsiz mekânlar,
Bulanlara mesaj, kabir taşları!...
Dünyaya gelen can, bir gün ölecek,
Kaçış mümkün değil, herkes gelecek,
İyi yaşayana, müjde olacak,
Bilenlere mesaj, kabir taşları!...
Ârifin alimin taşları farklı,
Çocuğun annenin yaşları farklı,
Şehidin gazinin işleri farklı,
Gelenlere mesaj kabir taşları!
Ölüm Dediğin
Ezan sala arası kısacık an,
Saatler çalıyor geçiyor zaman,
Gelenler gidiyor dönüyor devran,
Her tarafta bulur ölüm dediğin!
Doğanlar şahittir bunu biliyor,
Yazılmış ahittir canı alıyor,
Bak güneş batıyor akşam oluyor,
Yaşayanı alır ölüm dediğin!
Makama mansıba aldanma sakın,
Ensende soluyor vakit çok yakın,
Ahlaklıca yaşa şerlerden sakın,
Tüm evlere dalar ölüm dediğin!
Değişmez gerçektir cinsi dengi yok,
Dini anlayışı ırkı rengi yok,
Avazı soluğu hiç ahengi yok,
Ömrümüzü eler ölüm dediğin!
Tahtları sarayı hep bıraktırır,
Şanları şöhreti bir gün yaktırır,
Hak bilmeyenlere yaşlar döktürür,
Hep acılar salar ölüm dediğin!
Saçları ağartır dişi döktürür,
Ayakların tutmaz beli büktürür,
Gözlerin seçemez gözlük taktırır,
Gençliğini çalar ölüm dediğin!
Herkes binecektir o tahta ata,
Vedalar ettirir tüm saltanata,
"Şeb-i arus”larla en son vuslata,
Sevdiğine güler ölüm dediğin!
Yüzüme baktım da, çizgiler olmuş,
Gözlerin feri yok, morlukla dolmuş,
Şakaklarım çökmüş, benzim de solmuş,
Gece gündüz gelir ölüm dediğin!
Boşa geçirmişim, bunca zamanı,
Gelmeyecek sandım, Hakkın fermanı,
Kalmadı, tükendi dizin dermanı,
Zamanını bilir ölüm dediğin
AİLE VE MUALLİMLİK
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
NE KADAR SAMİMİYİZ?
MIZRAK ÇUVALA GİRMEZ
MANKURTLAR
SELÇUKYA NELER YAPIYOR?
GÖNÜL FATİHLERİ
16 KONYA EFSANESİ
ERENLER DÜNYASI
VAKT-İ MUHABBET