PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
SURİYE’YE “OSMANLI YÖNETİM MODELİ” LAZIMDIR.
HRİSTİYAN BİR KOMŞUN NAMAZ KILSA NE DERSİN?
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Bitcoin altına rakip olabilir mi?
HAK AŞIĞI AHMED-İ KUDDÛSİ
Yeni Bir Yıla
BİZ YAPTIK BİZ
“Ver Korkuyu” Değil; “Ver Coşkuyu”
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Senelerce helvacılık yaptı. Kazancına kazanç kattı. Rahatı, huzuru yerindeydi. Helvacı dükkanı müşteri kaynıyordu. Çalışanlarının sayısı arttı. Dükkanını büyüttü. Birkaç yere daha şube açtı. Herkese iyilik yapar, muhtaçları doyurur, garibanın elinden tutardı. Hile, aldatma, devleti kandırma… durumu yoktu. Bunun için ailesi ve çocukları huzurluydu. Kimse bu helvacıya; "kötü insan” demezdi, diyemezdi…
Huzurlu hayat, tatlı günler her zaman iyi gitmezdi. Ne olduysa aniden oldu. Önce açtığı şubeleri kapattı. İşçilerini çıkartı sonra merkezi kapatmak zorunda kaldı. Elinde avucunda ne varsa yitirdi. Alacaklarını tahsil edemez hale geldi.
İyi de bir yerlerden tekrar başlaması gerekirdi. İşe başlamak için cepte para olması lazımdı. Helvacıda bu yoktu ki.
Allah'tan umut kesilmezdi. Çarşıya gitti ve hiç tanımadığı şeker satan bir dükkâna girdi.
Dükkancı, helvacının halini görünce;
-"Hele bir soluklan, ne oldu? Nedir bu halin usta?” dedi.
Kendisini tanıttı;
-" helvacılık yapıyordum, iflas ettim, hiç param kalmadı. Borçlular kapıma dayandı. Ben yılların helvacısıyım. Babadan kalma bir meslek. Her ne kadar iflas etmişsem de, tekrar helvacılığa başlamak istiyorum. Acil bir torba şekere ihtiyacım var. Ancak şeker parasını helvayı yapıp sattıktan sonra ödeyebileceğim” dedi.
Şeker satıcısı, Helvacıyı dikkatlice dinledi, yerinden kalktı, ellerinden öptü;
-"Usta beni tanımadın mı? Ben Bahattin. Hani yıllarca önce yanında çalışmıştım çırak olarak. Daha hiçbir şey bilmiyordum, beni gel git işlerinde, temizlik işinde kullanıyordun. Senden hiç incinmemiştim. Bir gün olsun: "Oğlum bunu neye böyle yaptın?” deyip azarlamadın. Bende hakkın çok. Ben de gayret ettim böyle bir dükkan açtım” diyerek, hem ustasını teselli etti, hem de eskiy doğru bir yolculuk yaptılar.
Bahattin yanında çalışanını çağırdı;
"oğlum bir at arabası çağır, 20 torba şeker yükleyin, ustamın dükkânına indirin” dedi.
Şekerci Bahattin usta küçük bir kağıda da, isim, adres belirtmeden, sadece” 20 torba şeker” yazıp kâğıdı ustasına uzattı, ardından da:
”Ustam sıkma canını!...Sen şu şekeri al Kazanını kaynat, helvanı yap, sat. Ne zaman elin rahatlarsa o zaman gel borcunu öde! ”dedi.
Helvacı usta şaşkın, ne diyeceğini bilemedi. Bir torba şeker derken, 20 torba şeker bulmuş olmanın heyecanı içindeydi. Yıllarca önce yanında çalıştığını söyleyen biri tarafından kendisine güvenilip, 20 torba şeker verilmesi karşısında gözleri doldu, hıçkırıklara boğuldu.
Helvacu usta şekeri alıp, iş yerine döndü. Kısa sürede helva üretimine tekrar başladı. Yaptığı helvaları sattı. Şeker borcunu ödeyecek parayı toparlayıp Bahattin'in yanına gitti.
Bahattin, güler yüzle, ayakta karşıladı ustasını. Çay kahve derken, parayı Bahattin ustaya uzattı. Bahattin, Allah senden razı olsun, bizi tekrar ayağa kaldırdın, çark dönemeye başladı ” dediğinde Bahattin;
"Yok !...
Kazanmanın sebebi ben değilim…
Belki vesile olmuş olabilirim ama..
Ne varsa sendendir "der, sonra da yanında çalışanlara; " ustama 30 torba daha şeker yükleyin” talimatını verdi.
Helvacı usta sözünde durmuş, borcunu ödemiş olmanın huzurunu duyarken, Bahattin de karşısında işini tekrar kazanmış, sözünde duran yıllarca ekmeğini yediği, suyunu içtiği, öğütlerinden yararlandığı ustasını görmenin bahtiyarlığını yaşadı.
Merhamet etmek iyidir. Ancak acımak yetmiyor. Önemli olan; ihtiyaç duyana, ihtiyaç duyduğunu, ihtiyaç duyduğu anda verebilmektir. Ve bir o kadar da önemli olan, yapılan iyiliği unutmamaktır.
Bu Ülkenin İnsanları
Sadakate gönül vermiş,
Bu ülkenin insanları,
Vatan için canlar vermiş,
Bu ülkenin insanları!
İnsanlarla kucaklaşır,
Hainlerle hesaplaşır,
Ölüm için bir can taşır,
Bu ülkenin insanları!
Şühedalar gazi yurdu,
Kan dökerek vatan kurdu,
Düşmanından korkmaz ordu,
Bu ülkenin insanları!
Sıdkı rehber eylemişler,
Dostu perver eylemişler,
Hakkı server eylemişler,
Bu ülkenin insanları!
Tavırları ahlaklıdır,
Davasında hep haklıdır,
Kalplerinde aşk saklıdır,
Bu ülkenin insanları!
Güzel Olur!
İnsanlara sarılınca,
Hal hatırlar sorulunca
Muhabbetler derilince
Güzel olur tüm insanlar!
Küslükleri kaldırınca
Camileri doldurunca
Hak rızasın buldurunca
Güzel olur tüm insanlar!
Kin, öfkeyi bitirince
Muhtaçları güldürünce
Gönle sevgi doldurunca
Güzel olur tüm insanlar!
Kucakta taş olmayınca
Gözlerde yaş kalmayınca
Kimseler ah almayınca
Güzel olur tüm insanlar!
Ana baba sorulunca
Sevdiğine varılınca
Hep el ele verilince
Güzel olur tüm insanlar!
Şeker gibi tatlanınca
Müslümanca kodlanınca
"Adam" diye adlanınca
Güzel olur tüm insanlar!
Kalpler Hakka açılınca
Gönle iman saçılınca
Günahlardan kaçılınca
Güzel olur tüm insanlar!PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
SÖZLERDE KENDİMİZİ ARAMAK
SEVGİ, İNSANA HAS BİR MEZİYETTİR!
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
YAZARLIK HAYATIM-YAYIMLANAN KİTAPLARIM VE EVRENSEL MESAJLAR SERİSİ
VAKT-İ MUHABBET
VUSLATININ 751. YILINDA MEVLANA
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
TEVHİD’İN HAYATA YANSIMASI
PAYİTAHTA RUH VERENLER