İSLAM ÜLKELERİ NEDEN İTTİFAK YAPMIYOR?

İslam Ülkeleri; İslam hukukunu ya da başka bir deyişle şeriatı esas hukuk sistemi olarak uygulayan ülkelerdir.

"Müslüman dünyası" ve "İslam dünyası" terimleri, İslâm'ın yaygın olduğu ülkeleri ifade eder. 

İslam dünyası veya Müslüman dünyası, İslâmî bir devlet yapısına sahip ülkeler ile birlikte nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ülkelerin tümünü ifade eden bir kavramdır. Bu, İslâm'ın dini inançlarına ve yasalarına veya İslam'ın uygulandığı toplumlara bağlı olan herkesi kapsamaktadır. Günümüzde İslam ülkelerinin tek çatı altında toplandığı tek uluslararası kurum, İslâm İşbirliği Teşkilatı'dır.

"İslam Dünyası” İsrail'e Karşı Neden Adım Atamıyor?

Gazze'de yaşanan mezalimin, tüm dünyaya canlı yayında izlettirilen soykırımın arkasında İsrail'in Batı devletleri ile kurduğu sıkı ilişkiler yatıyor. Ancak İsrail'in bu denli pervasız olabilmesinin bir nedeni de Müslüman ülkelerle de açıktan ya da perde arkasından kurduğu siyasi ve ekonomik ilişkiler.

  1. sorunu aslında bize gerçekten bir İslam Dünyası'nın da olmadığını hatırlatıyor. İslam Dünyası neden sessiz ya da gereken tavrı almıyor sorusunun öznesi olan "İslam Dünyası”nın 51 ulus-devlete bölündüğünü ifade edelim. Bu ulus devletlerin sekizi anayasalarında İslam Hukukunu esas aldığını belirtiyor (Afganistan, Brunei, İran, Moritanya, Pakistan, Suudi Arabistan, Umman ve Yemen). 18'i ise devlet dini olarak İslam'ı kabul etseler de şeriatla yönetilmiyorlar (Bahreyn, Bangladeş, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Cibuti, Fas, Filistin, Irak, Katar, Komorlar, Kuveyt, Libya, Maldivler, Malezya, Mısır, Ürdün, Somali, Tunus). Nüfusunun çoğunluğu Müslüman olup laik bir yönetimleri bulunan ülke sayısı da 25 (Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Burkina Faso, Çad, Endonezya, Gambiya, Gine, Gine-Bissau, Kazakistan, Kırgızistan, Kosova, Lübnan, Mali, Nijer, Nijerya, Özbekistan, Senegal, Sierra Leone, Sudan, Suriye, Tacikistan, Türkiye ve Türkmenistan).

Bu ülkelerin en güçlüleri Ortadoğu'da Türkiye, İran, Mısır ve Suudi Arabistan; Afrika'da Fas; Hint alt kıtasında Pakistan; Güneydoğu Asya'da ise Endonezya ve Malezya.

 

 

– Dünya petrol üretiminin yüzde 65'i,

– Dünya doğalgaz üretiminin yüzde 51'i,

– Dünyada bilinen uranyum yataklarının yüzde 39'u,

– Dünya doğal kauçuk üretiminin yüzde 70'i,

– Dünya kalay üretiminin yüzde 52'si,

– Dünya buğdayının yüzde 15'i,

– Dünya pirincinin yüzde17'si,

– Dünya baharat üretiminin yüzde 39'u,

– Dünya şeker pancarı ve şekerkamışı üretiminin yüzde 31'i,

– Dünya fosfat üretiminin yüzde 41'i İslam ülkelerinde yapılıyor ya da kaynaklar bu ülkelerde bulunuyor.

Normalde bu denli bir ekonomik güç dünya siyasetinde de önemli bir güç haline gelebilir. Ancak bahsini ettiğimiz 51 ülkenin yönetimleri BM'yi tasarlayan ve dünyayı yöneten beş ülkeye bağımlı haldedir. Hepsinin sömürge ve manda dönemlerinde kalma bağımlılıkları vardır.

Her 10 dakikada bir çocuğun canlı yayında katledildiği böylesi açık bir soykırım gösterisinde dahi ortak bir tavır alınamaz mı? Elbette alınabilir. En azından uluslararası hukukun tanıdığı yaptırım hakları çerçevesinde bahsini ettiğimiz halkları çoğunlukla Müslüman olan ülkeler diplomatik ilişkilerini tümüyle kesmeseler bile minimum seviyeye indirebilirler. Hava, deniz ve kara sahalarını katliamlar durana kadar kapatabilirler.  Ekonomik abluka ve yaptırımlar uygulayabilirler. İsrail vatandaşlarına vize uygulaması getirip vize vermeyebilirler. Tüm hafif yaptırımların hemen hiçbirini yapamayan 51 ülkenin İsrail'le çok sıkı ilişkiler içinde olduğunu hatırlatmakta fayda var.

Filistin Endüstrisi'nin arkasında İsrail'le sıkı ilişkiler var ve kısaca şu gerçekle yüzleşmemiz gerekiyor: Müslüman ülkelerin yönetimleri Türkiye hariç, hem kendi halklarını hem de Filistin'i aldatıyor. Ne Filistin Davası'ndan ne de kendi çıkarlarından vazgeçebiliyorlar. Mağduriyet istismarı da ayrı bir "kitlelerin gazını alma” işlevi görüyor.

İslam ülkeleri de Türkiye kadar samimi olursa, Filistin ve Gazze meselesi kökünden çözülür. Soykırımcı Siyonist İsrail yönetimi kaçacak delik arar.


Yazarın Diğer Yazıları