PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
SURİYE’YE “OSMANLI YÖNETİM MODELİ” LAZIMDIR.
HRİSTİYAN BİR KOMŞUN NAMAZ KILSA NE DERSİN?
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Bitcoin altına rakip olabilir mi?
HAK AŞIĞI AHMED-İ KUDDÛSİ
Yeni Bir Yıla
BİZ YAPTIK BİZ
“Ver Korkuyu” Değil; “Ver Coşkuyu”
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Rabbimiz, başlangıçta sözleşme imzalamış. İlerleyen zamanda; günah bataklığında kaybolmasın, dünya dağdağası içinde heba olmasın, "eşrefi mahlukat” özelliğini kaybetmesin diyerek.
Ne mi, bu sözleşme? "Elest bezmi”. Allah'ımız bize öyle güzellikler sunmuş ki, ne kadar şükretsek azdır. Daha insanlar yaratılmadan önce;
Meleklere;
-"Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demiş. Melekler itiraz etmişler ama aciz kalmışlar.
Rabbimiz, yeryüzünün hilafetini, yönetimini insana vermiş. O kadar değer veriyor ki insana; peygamberleri onların içinden gönderiyor. Şöyle diyor;
-"Dünyaya inananlar hakim olacak”.
İnsan; inandığı, inancını eyleme dönüştürdüğü zaman melekten üstündür. Örnek;
"Biz insanı ahseni takvim üzere yarattık. Sonra onu esfel-i safiline yuvarladık. Ancak, iman eden ve salih amel işleyenler hariç. Onlar (Salih amel işleyenler) için bitmez tükenmez nimetler vardır…”
"Asr'a (zamana) yemin olsun ki, insan zarardadır. Ancak iman eden ve amel-i salih işleyen, hakkı ve sabrı tavsiye edenler hariç…”
İnsan; eden, eylemde olan, yapan, aktif bir varlıktır. Bunun için;
"kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın”.
"İnsanın çalıştığından başkası yoktur.”
"İnsan başıboş bırakılacağını mı sanır?” ifadeleri…imanın tek başına yetmediği, yetmeyeceği, her insanın tek başına bir cevher olduğu, tek başına, dünyaya yön verebileceği anlatılır.
"Rabbimiz, bizi yeryüzünün halifesi ve melekten üstün kılmıştır” dedik. Bu üstünlüğünü kaybetmemesi için; kanun koymuş, yönetmelikler ihdas etmiş. Bir de akıl vermiş.
Kanun; Kur'an-ı Kerim, Yönetmelik; Peygamberlerin sünneti.
Kanunda diyor ki; "dost kazanmak mı istiyorsun?”
Kırıcı olma, dilini iyi kullan… armudun sapı, üzümün çöpü var deme. Empatiyi elden bırakma. Olaylara geniş bir perspektiften bak. Merhametli ol. Ölmeden önce öl. Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz. Ölümü Şeb-i arus bil.
Bu hayat bir gün bitecek. Her doğan, her canlı ölecek. Yeryüzünde kaçılamayacak gerçeklerden birisi ölümdür.
Rabbimiz şöyle der;
-"Hiçbir kimse, Allah'ın izni olmadan ölmez. Ölüm, belirli bir süreye göre yazılmıştır. Kim dünya menfaatini isterse, ondan veririz. Kim de ahiret mükafatını isterse, ona da ondan veririz….” (Âl-i İmran/ 145)
"And olsun ölseniz de, öldürülseniz de, Allah'ın huzurunda toplanacaksınız.” (Âl-i İmran/ 158)
"Her canlı ölümü tadacaktır. Ancak Kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir.” (Âl-i İmran/ 185)
"Nerede olursanız olun ölüm size ulaşacaktır, tahkim edilmiş kaleler içinde olsanız bile…” (Nisa/78)
"Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.” (Hicr/99)
"Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak hayır ile de, şer ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz.” (Enbiya/ 35)
Hz. Peygamberimizin annesi Amine annemiz, son nefesinde oğlu Hz. Muhammed (SAV)e şunları söylemiştir;
"Her yenen tükenir,
Her yeni eskir,
Her doğan ölür” diyerek ölüm gerçeğini dile getirmiştir.
Hz. Mevlana, ölümü; "Şeb-i Arus” (Düğün gecesi) olarak tarif eder. Ölüm üzerine çok şey söylenmiş; şiirler yazılmış, şarkılar bestelenmiş, türküler yakılmış, hikaye ve romanlar kaleme alınmıştır. Diyebilirim ki en fazla konuşulan ama hiç akla getirilmeyen bir gerçekle yüz yüzeyiz.
Mutasavvıflar, ölümü hatırlamak için evlerinin penceresini mezarlıkları görecek şekilde açarlarmış.
İbrahim Ethem'e;
-"Üstad, hayatımız nasıl olmalı?” diye sorarlar. İbrahim Ethem'in cevabı şöyle olur;
-"Son nefeste nasıl olacaksa, öyle hayat yaşamalı”.
Elest Bezminde!
Allah'a verdiğimiz akdimiz var,
Yazılmış kaderler elest bezminde,
Ezelden ebede bir ahdimiz var,
Bu yüzden ahdettik elest bezminde!
Vazgeçilir mi hiç Rabbe vefadan?
Bizi insan eden ruhi sefadan?
Tagut aldatması nar-ı cefadan?
Bu yüzden ahdettik elest bezminde!
Bîganeyim her zaman "la” diyene,
Sevdalıyım her an "illa” diyene,
"Allah kelamını anla” diyene,
Bu yüzden ahdettik elest bezminde!
Sırat-ı Müstakim kazanan bir yol,
Ebediyete dek uzanan bir yol,
Hakkın kullarıyla bezenen bir yol,
Bu yüzden ahdettik elest bezminde!
PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
SÖZLERDE KENDİMİZİ ARAMAK
SEVGİ, İNSANA HAS BİR MEZİYETTİR!
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
YAZARLIK HAYATIM-YAYIMLANAN KİTAPLARIM VE EVRENSEL MESAJLAR SERİSİ
VAKT-İ MUHABBET
VUSLATININ 751. YILINDA MEVLANA
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
TEVHİD’İN HAYATA YANSIMASI
PAYİTAHTA RUH VERENLER