İnanç, Aksiyon İster

Yüce yaratıcımız, Kur’an’da-ki Kur’an; hayat kitabı, insanı inşa eden aksiyon rehberi- bütün emirlerini, insana yöneltmiş, onun; dinamik, uyanık, aksiyoner, faal ve etken olmasını istemektedir.
Onun için akıl vermiş, o yüzden irade-i cüziye ile dünya sahnesine bırakmıştır. Müslüman; “gelen ağam, giden paşam”, “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın”, “beni ilgilendirmez”, “bana ne”, “ben sadece kendime bakarım, kendimi düşünürüm”… hamakatında bulunamaz.
Şu söz yanlış anlaşılmakta ve yanlış uygulanmaktadır;


“her koyun kendi bacağından asılır”! bundan; ilgisizlik, başkalarını düşünmeme… gibi bir anlayış ortaya çıkmaktadır ki tamamen hatalıdır. Anlatılmak istenen; herkes yaptığından sorumludur, “kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın” ayetine uygun bir sözdür. Ayrıca, cezalar da, ödüller de ferdidir. Kimse, kimsenin günahını yüklenmez. İnsan, yalnız düşünür, yalnız sıkıntı çeker, yalnız ölür.
Eğer, inançta aksiyon olmasaydı; Peygamberimizin yaptığı savaşların anlamı olmazdı. Eğer inanç; meskenet içinde olmayı, mıymıntılık demek olmuş olsaydı, hiçbir peygamberin, batılla mücadele etmemesi icap ederdi! Kur’an, kötülükle, iyi bir şekilde mücadele edilmesini ister.
Bakara suresi, Yahudilerle, Âl-i İmran suresi, Hıristiyanlarla olan mücadeleyi anlatır. Yahudilerin ve Hıristiyanların, yanlış inançlarına karşı doğru tezi ortaya koyar.


Sadece, Yahudi ve Hıristiyanlara karşı değil, bütün, yanlış, batıl ve akla, mantığa uygun olmayan her türlü tutum ve davranışa tepki koyar Kur’an!      
İbrahim’leri yetiştirmeyen toplumlar, Nemrut’ların sayısının çoğalmasına sebep olurlar!
“Ey rabbimiz! Bizi, inkâr edenlerin zulmüne uğratma, bizi bağışla! Ey rabbimiz! Şüphesiz sen, mutlak güç, hüküm ve hikmet sahibisin!” (Mümtehine/5)
  “Sakın, Allah’la beraber başka ilahlara yalvarma!” (Şuara/213)
“İnkar edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine hidayet yolu belli olduktan sonra peygamber’e karşı gelenler, hiçbir şekilde Allah’a zarar veremezler. Allah, onların amellerini boşa çıkaracaktır.” (Muhammed/32)
“Kendilerine hainlik edenleri savunma! Zira Allah, hiçbir haini, hiçbir günahkârı sevmez!” (Nisa/107)
“Ey iman edenler!


“Onlar, ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de, Allah nurunu tamamlayacaktır!” (Saff/8)
“Tevrat’la yükümlü tutulup da, onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah’ın ayetlerini inkâr eden topluluğun hali ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez!” (Cum’a/ 5)
 “De ki; “eğer biliyorsanız söyleyin. Yer ve yerde bulunanlar kime aittir?
“Allah’ın” diyecekler. “Öyleyse siz hiç düşünüp öğüt almaz mısınız?” (Müminun/84-85)
“Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. Dönüş de ancak O’nadır.” (Nur/42)


Yazarın Diğer Yazıları