PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
SURİYE’YE “OSMANLI YÖNETİM MODELİ” LAZIMDIR.
HRİSTİYAN BİR KOMŞUN NAMAZ KILSA NE DERSİN?
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Bitcoin altına rakip olabilir mi?
HAK AŞIĞI AHMED-İ KUDDÛSİ
Yeni Bir Yıla
BİZ YAPTIK BİZ
“Ver Korkuyu” Değil; “Ver Coşkuyu”
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Aşırı derece olan sevgiye aşk adı verilir. Maddi ve manevi şekillerde olur. Bir kadın göz önünde bulundurularak zevk ve cinsi cazibe ön planda tutulmak suretiyle oluşan aşk, maddidir. Bu; platonik, hayali olandır.
Hakiki aşk, Allah aşkı yani ilahi aşktır. Bir Kudsi Hadiste;
"Ben, gizli hazine idim, bilinmeyi arzu ettim, alemi yarattım…” buyurulur. İlahi aşkın kaynağı budur. Çünkü Allah'ı bilmek, tanımak ancak aşk ile olur. Allah'ı gerçekten seven kişi, O'nun yarattıklarını da aynı şekilde sever. (Tasavvuf terimleri ve Deyimleri Sözlüğü/ Ethem Cebecioğlu) Yunus bununla ilgili olarak şöyle der:
"Elif okuduk ötürü,
Pazar eyledik götürü,
Yaratılanı severiz,
Yaratandan ötürü.”
Bu aşk; güzele değil, güzelliğedir. Dilimizde;
"Güzele bakmak sevaptır” denir ya. Bunun özü; "Güzelliğe bakmak sevaptır” şeklinde okunmalı.
Herkesi, her şeyi sevmek, sevebilmek ayrı bir meziyettir. Yaratılanlarda kusur görmemek, hiçbir yaratık çirkin değildir.
Hz. Lokman (a.s.), siyah yüzlü, kalın dudaklıydı.
Bir yabancı şaşkınlıkla Hz. Lokma'nın yüzüne bakarken Hz. Lokman (a.s.) şöyle demiş:
– Birader, neden öyle şaşkın bakıyorsun? Boyayı mı beğenemedin, yoksa boyacıyı mı?
Sonra da ilave etmiş.
– Bak, benim ne yüzümün siyahlığında, ne de dudaklarımın kalınlığında bir tesirim vardır. Onları Yaratan öyle yaratmış, öyle uygun görmüş. Benim tercihim değil...
İbni Farız, Hamriyye kasidesinde şöyle der:
"Bir safa var su yok,
Bir letafet var heva yok,
Bir nur var nar yok,
Bir ruh var cisim yok”.
Taiyyesinde de şunları söyler:
"Bana İlahi aşk iksiri içirdiler de "teganni etme” dediler. Halbuki bana içirdikleri bu ilahi aşk iksirini Huneyn Dağı içseydi o teganni ederdi.”
Bayezid-i Bistami;
"Allahu Tealanın ilahi iksiri vardır onu kullarının en erdemlileri için hazırlamıştır. O iksiri erdemli kullarına bizzat kendisi içirir. Artık o iksiri içenler çoşarlar, coşunca uçarlar, uçunca ererler, erince ayrılamazlar. Bu ilahi iksir, susuzlukları giderir, vücudu diri ve zinde tutar. Bundan sonra masivaya iltifat etmez, cismaniyete önem vermezler. Bunlar için dünya hayalden, yalandan ve gölgeden ibarettir. (Hak Dini Kur'an Dili/ Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır/ c.8, s. 5510)
Mevlana der ki;
"Kul, dert ve elemden Hakk'a sızlanır. Allah da der ki; "Gördün ya, nihayet dert ve zahmet, seni bana yalvarır bir hale getirdi, seni doğrulttu.”
"Ey kalp hastası, ilaca sarıl. Bütün tedbir, mizacı değiştirmeden ibarettir.”
"Ey Allah'ım! Kötü kazaları üstümüzden esirge. Bizi saba razı olan kardeşlerden ayırma!”
"Gönül seni gönül ehlinin semtine çeker. Cisim ise su ve toprağa hapsetmek ister.”
(21 ŞUBAT 2023)
PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
SÖZLERDE KENDİMİZİ ARAMAK
SEVGİ, İNSANA HAS BİR MEZİYETTİR!
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
YAZARLIK HAYATIM-YAYIMLANAN KİTAPLARIM VE EVRENSEL MESAJLAR SERİSİ
VAKT-İ MUHABBET
VUSLATININ 751. YILINDA MEVLANA
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
TEVHİD’İN HAYATA YANSIMASI
PAYİTAHTA RUH VERENLER