Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
AİLE VE MUALLİMLİK
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Din; milletlere, ırklara, memleketlere… hitap etmez. Zira Allah’ın hitabı evrenseldir. Mesela Kur’an-ı kerim’de; “ey insanlar, ey iman edenler” şeklinde genel ifadeler gözümüze çarpar. Hiçbir ilahi kitapta ve ilahi hitapta; “Namaz kılmayan Türk olamaz”, “Müslüman olmadan Türk olunmaz” ve daha buna benzer söylemler yer almaz.
Allah, belli bir ırk’ın, belli bir kesimin Allah’ı değil, herkesin Allah’ıdır. Bu açıdan bakılınca, “Allah Türk’ü korusun” sözünün yanlışlığı ortaya çıkmaktadır. Her gün beş vakit namazımızda kırk sefer okuduğumuz Fatiha suresinde; “RABBİ’L ÂLEMİN” “alemlerin Rabbi” ifadesi yer alır. Bunun dışında bir söyleme girmememiz için her gün tekrar ederiz. Adeta kafalara çakar, gönüllere nakşeder.
Dağlara, taşlara; “NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE” yazmanın, diğer ırk ve kültürlere karşı üstünlük tasladığı meydandadır. Tabii ki, herkes bir ırk’a, bir milliyete, bir ülkeye ve bir ilkeye sahiptir. Bunlar, övünç vesilesi, üstünlük taslamaya sebep değil, aksine, dayanışmaya, el ele vermeye, birlikte hareket etmeye neden olmalıdır. Kur’an şöyle der; “BİZ SİZİ BİR ERKEK VE BİR KADINDAN YARATTIK. ANLAŞASINIZ DİYE; IRKLARA, KABİLELERE AYIRDIK”.
Bu kadar açık ve net ifadeler varken, kendi kafamıza göre, kendi felsefemizi, din, iman ve inanç diye insanlara anlatamayız. O zaman; ne Kur’an’ın, ne de Resulullah’ın sözlerinin bir anlamı olur.
Bir süre önce bir televizyon kanalındaki bir programa katılan bazı entelektüel kişiler-ki toplumda isim yapmış yazarlar da buna dahil- bakınız ne demişler?
Konu başlıkları "Türklük, Türklüğün tanımı ve değerleri" gibi tanımlar oluşturdu.
Adı geçen kişi daha önce; "MÜSLÜMAN OLMADAN TÜRK OLUNMAZ" demişti. Bir başka konuşmasında da; "Burada sadece Müslüman’ın sözü geçer, Müslüman’dan başkasına söz hakkı tanımıyoruz" şeklinde bir ifade kullanmıştır!
Yalnız bu değil, şöyle abuk sözler de sarf etti bu insan;
"Bir adam 'Ben Türk değilim' diyorsa ben ona 'beter ol' diyorum. Eğer birisi de 'Ben Türküm' diyorsa ona 'nerenden belli' diyorum. Namaz kılmayan Türk olamaz."
Din, evrensel bir beyannamedir. Dini kimse kendi tekelinde göremez, görmemelidir. Böyle bir anlayış temelden yanlış ve sakattır.
Aslına bakarsak; bu tür söylemler, teröre davetiye çıkarır! İnsanlar arasında sürtüşmeye ve kırgınlığa yol açar. Yıllarca; terörün bitmemesinin altında böylesine sakat mantık yatmaktadır! İşte bunun için; “Kürt” deyince hafakanlarımız kalkıyor! “alevi” denildiği zaman; “olamaz böyle bir şey” gibi cümleler dökülüyor dilimizden.
Aynı şekilde; şu mezhepten, bu mezhepten gibi ifadeler kullanıldığı vakit, bir zamanlar olduğu gibi “mezhep kavgaları”na zemin hazırlanmış olur! Tarihte bunların çok örneği var.
Bir Yunan; MÜSLÜMAN” olabileceği gibi, bir Rus da; MÜSLÜMAN” olabilir. Veya bir başka milletten de MÜSLÜMAN olanlar çıkabilir. İnancın, dinin; coğrafyası olmaz, onu bir sınırla sınırlayamazsınız.
Bir başka çarpık mantığımız; mezarlarda ölülere Kur’an yerine bir tarikatın kitabını okuma yanlışıdır. Eğer inandığımız gibi yaşamazsak, yaşadığımız gibi inanmaya başlarız. Bu da kıyametimizin kopması demektir!
AİLE VE MUALLİMLİK
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
NE KADAR SAMİMİYİZ?
MIZRAK ÇUVALA GİRMEZ
MANKURTLAR
SELÇUKYA NELER YAPIYOR?
GÖNÜL FATİHLERİ
16 KONYA EFSANESİ
ERENLER DÜNYASI
VAKT-İ MUHABBET