PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
SURİYE’YE “OSMANLI YÖNETİM MODELİ” LAZIMDIR.
HRİSTİYAN BİR KOMŞUN NAMAZ KILSA NE DERSİN?
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Bitcoin altına rakip olabilir mi?
HAK AŞIĞI AHMED-İ KUDDÛSİ
Yeni Bir Yıla
BİZ YAPTIK BİZ
“Ver Korkuyu” Değil; “Ver Coşkuyu”
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
İhanet şebekeleri, yalnızca yurt içiyle kalmıyor! Yurt dışından besleniyor! Hiçbir zaman Türkiye’nin ayağa kalkmasını, koşmasını, dünya ülkeleriyle rekabet yapmasını istemediler! Onun için Osmanlı’yı parçaladılar1 onun için hala “haçlı zihniyetini” sürdürmeye çalışıyorlar! Bu tamam da, içimizdeki insanların onların ocağına odun taşımasını anlamakta zorlanıyoruz. Adeta dünya elbirliği etmişti! “ne yapar ederiz de Türkiye’ye diz çöktürürüz” diye! Eskiden duyardık ama, “abartılıyor, artık o anlayış yok ve kalmadı” diye de düşünürdük! Dahası okullarda okutulan tarih kitapları batı’yı ve batılılığı o kadar övüyor ve ballandıra ballandıra anlatıyorlardı ki, Türk oluşumuzdan, Türklerin ne kadar barbar olduğuna varıncaya kadar inanır hale gelmiştik! Romanlarda batı övülüyor, tiyatro sahnelerinde batıya hayranlık sahneleniyor, sinemalarda batılı olmanın ne derece önemli ve ilericilik olduğu konuları işleniyordu!
Tesettürlü Müslüman hanımları; ya hizmetçi olarak, ya da yaşlı kişiler şeklinde lanse ediliyordu! Tesettür, başötürüsü, İslami kıyafet olan örtünme aşağılanıyordu! Bunun altında yatan gerçek şuydu; “Türkiye’de hiçbir şekilde İslami şuur gelişmesin, inançlı olanlara ikici sınıf vatandaş muamelesi yapmak bir tarafa, toplumdan tecrit edilmek isteniyordu!
Kur’an öğrenmenin ne kadar zor olduğu, Arapça harflerin kargacık burgacık olduğu, Kur’an öğrenmenin ülkeyi geri götüreceği belirtiliyor ve Kur’an eğitimine baskı uygulanıyordu! Son zamanlarda işi o kadar azıttılar ki; TBMM’ye başörtüsüyle giren bir Milletvekiline karşı diğer milletvekilleri ve özellikle tesettüre karı olanlar Meclis kürsüsüne kadar yürüyerek tepki gösterdiler! Zamanın Başbakanı; “bu kadına haddini bildirin” diyecek kadar ileri gidildi! Bitti mi? hayır; bu milletvekili vatandaşlıktan çıkartıldı!
İmam Hatip Lisesi mezunlarına, Meslek liselilere; kat sayı zulmü uygulandı! Burada asıl amaç; İmam hatiplilerin önünü kapatmaktı! Yani; gençlerimiz; dinini, diyanetini bilmesin, Kur’andan, İslam’dan habersiz yetişsin isteniyordu! İmam Hatip Liseleri kapatıldı! O dönemde, “8 yıllık kesintisiz eğitim” saçmalığı vardı! Hatta o dönemin Başbakanı, “siyasi hayatım pahasına da olsa bu 8 yıllık eğitimi uygulayacağız” demişti!
Bunları yapanlar, ülkeye ne kadar hizmet etti? Özal zamanında başlatılan reformların kaç tanesine imza attı? Bugünkü hükümetin yaptıklarının binde birini uyguladı mı? sadece yaptıkları; nerede Müslüman varsa onlara kumpas kurmak, nerede başörtülü varsa işten ve okuldan atmak, “kamusal alan” adı verilen bir deli gömleğini milletin sırtına giydirmekti! Müslüman ve inançlı olanların kurduğu şirket ve holdingleri, “yeşil sermaye” diyerek, çanına ot tıkamak olmuştu icraatları! Fadime Şahin’ler, Ali Kalkancı’lar, Müslüm Gündüz’ler ihdas ettiler! Aczimendi ismiyle piyasaya yeni bir anlayış sürdüler! O zaman PKK terörü yoktu! Olmasına da gerek yoktu zaten! Çünkü bu yapılanlar terörden başka neydi ki! Ülkeyi kalkındırmamak, ilerlememesi için çaba sarf etmek, insanlarına zulüm uygulamak… bunların olduğu yerde PKK’dan, KCK’dan, DHKP-C’den… dem vurmaya gerek var mı? Bütün olumsuzluklar terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürüyordu!
Her kurum ve kuruluşa ajanlar yerleştiriliyor; namaz kılanlar, İslami anlayışa sahip olanlar, İslami kıyafete bürünenler, milli ve dini değerlere sahip, vakıf ve dernekler fişleniyordu! Bir nevi cadı avı başlatılmıştı! Peygamber ocağı olan şerefli Türk silahlı kuvvetlerde görev yapan; mütedeyyin insanlar, “disiplinsizlik suçu” bahanesiyle ordudan atılıyordu!
Halkımız, bu olaylardan zarar etmişti! Kendi, annesi, kardeşi, kızı ve oğlu çok ıstıraplar çektiler! Türkiye’de okuyamadılar! Bir cumhurbaşkanı; “başı örtülüler, Arabistan’a gitsin” diyecek kadar ileri gitti!
Ülkeye ihanet eden bu anlayış; başı sıkıştığı zaman hemen darbeye sarılıyor, işleyen düzeni işlemez hale getiriyor, demokrasiyi rafa kaldırıyordu! Seçimle iktidara gelse bile darbeyle, silah göstererek halkın teveccühü hiçe sayılıyordu!
Karanlık bir dönemdi o dönem! Halkın canına tak etmişti! Buna bir çare bulunmalıydı! Allah’a hamdolsun yeni çığır açıldı, karanlık sona erdi ve halk nefes aldı! Gönlünden geçen, “bu siyasi anlayış beni temsi ediyor, bunlar ülkeye hizmeti ibadet kabul ediyor…” diyerek, millete efendi olan değil, hizmetkâr olan bir partiyi işbaşına getirdi! İyi de oldu1 çünkü ülke çağ atladı! Olmaz denilenler oldu! Daha önce talan yapmayı hizmet sananların hayalinden bile geçiremedikleri işler yapılıyor artık!
PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
SÖZLERDE KENDİMİZİ ARAMAK
SEVGİ, İNSANA HAS BİR MEZİYETTİR!
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
YAZARLIK HAYATIM-YAYIMLANAN KİTAPLARIM VE EVRENSEL MESAJLAR SERİSİ
VAKT-İ MUHABBET
VUSLATININ 751. YILINDA MEVLANA
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
TEVHİD’İN HAYATA YANSIMASI
PAYİTAHTA RUH VERENLER