PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
SURİYE’YE “OSMANLI YÖNETİM MODELİ” LAZIMDIR.
HRİSTİYAN BİR KOMŞUN NAMAZ KILSA NE DERSİN?
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Bitcoin altına rakip olabilir mi?
HAK AŞIĞI AHMED-İ KUDDÛSİ
Yeni Bir Yıla
BİZ YAPTIK BİZ
“Ver Korkuyu” Değil; “Ver Coşkuyu”
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Her alanda sorumlu olmayı, sevgili peygamberimiz, “herkes çobandır…” güzel sözüyle dile getirir.
Gerçekten, “benim sorumluluğum yok” cümlesi doğru mu? İnsan sorumsuz olup, her şeyi başkalarından beklemek durumunda mı? Hiç elini kolunu kıpırdatmadan, çalışmadan, gayret etmeden, emek vermeden, ter dökmeden, çaba harcamadan, yattığı yerden ekmek yiyebilir mi? Karnını doyurma şansı var mı? İhtiyaçlarını karşılama durumunda kalabilir mi? Diyelim ki; iki katlı bir gemiyle yolculuk yapıyorsunuz, geminin alt katında bulunanlar, üst kattakilerden su isteseler. Üst kattakiler de, “ne münasebet, siz suya daha yakınsınız, eğilip alın” deseler. Alt kattakiler de, “öyleyse biz de gemiyi delip su ihtiyacımızı gideririz” diye cevap verseler ve bu duruma üst kattakiler, “ne yapıyorsunuz? Gemiyi delerseniz batarız” diyerek ses çıkarmasa. Acaba gemi su alınca sadece alt kattakiler mi batar? Yoksa hepsi mi batar?
“İnsan kendini başıboş bırakılacak mı sanır?” hükmü kesin ve açık. Ayrıca, “biriniz bir kötülük gördüğü zaman eliyle değiştirsin, buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin, buna da gücü yetmezse kalben buğz etsin. Bu- buğz etmek- imanın en zayıf şeklidir.” İfadesine göre insan aktif olmak ve kötülüklere göz yummamak zorundadır. “kim ne yaparsa yapsın,” “dilediğini yap”, “ben özgürüm, kimse bana karışamaz”, “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler…” cümleleri ve düşünceleri yanlıştır. O yüzden toplumda bir vurdumduymazlık, bir aymazlık söz konusu! Onun için trafikte bazı kendini bilmezler kural ihlali yaparak birçok insanın canına ve malına kast ediyor! Hele, siyasette akıl tutulması yaşanıyor!
Biz, bize düşen görevi yapmadan başkalarına karşı nasıl hakkımızı savunacağız? Bu hususta sevgili peygamberimiz; “beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini bilin; hastalık gelmeden önce sağlığın, ölüm gelmeden önce hayatın, fakirlik gelmeden önce zenginliğin, meşguliyet gelmeden önce boş vaktin, yaşlılık gelmeden önce gençliğin” bu, şu demek değildir; daima kendini düşün, başkaları ne yaparsa yapsın, altta kalanın canı çıksın!
Atalarımız, “ele verir talkını, kendi yutar salkımı” der. Sorumsuzluk, sorun üretir. Sorumlu insanlar, sorunsuz insanlardır. Bir yerde sorun varsa, orada kesinlikle sorumsuzluk vardır. İnsanların görevlerini yapmaması, görev ihmali, savsaklama söz konusudur. Sorumsuz insanların; aileleri perişandır, çocukları problemlidir, iş hayatı düzenli değildir. Bakınız, gözleyiniz bu tipleri, kesinlikle görürsünüz ki, ne devlete, ne millete, ne kendi hayatına önem verir! Hatta böyleleri, başkalarına fetva vermeyi, başkalarına karşı şirin görünmeyi pek severler!
Denemek kolay, bir fikir atınız ortaya ve bekleyin, kimden gelecek bunun en saçma ve uygulanamayan cevabı diye; açık ve net olarak bilir ve görürsünüz ki, sorumsuz olanlar, elini taşın altına sokmaktan hoşlanmayan ancak “iş yapar görünmek, başkalarına karşı maskeli tavır takınmak” hastalığına tutulanlar önde gider! O kadar ki, onu dinleyenler, “ne kadar haklı, adam doğru söylüyor” der. Ancak bu sözü söyleyenin, ele alınır, gözle görülür bir doğru icraatı yoktur. En başta sorumsuzdur. Halbuki adam görünmek önemli değil, adam olmak ve adam kalmak önemlidir. Müslüman görünmek değil, Müslüman olmak ve Müslüman kalmak önem taşır. Lafla peynir gemisi yürümüyor. Bu yüzden, “niçin yapmadığınızı söylersiniz?” “ey iman edenler, iman ediniz” ilahi fermanı biz uyarır.
Hz. Mevlana da; “ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol” sözüyle bir nevi, önceki ayeti açıklamaktadır.
Yüzümüz ve davranışlarımızdaki maskeleri çıkardığımız zaman, en çok sevilen, en fazla itibar edilen ve halk nazarında teveccühe mazhar insan oluruz. Unutmayalım ki kimse kabire; mal mülk, servet, makam götürmüyor. Götüreceği üç beş metrelik kefenle, ameli salih ve imandır. Ameli Salih, imanın görünen yüzüdür. İman yoksa ameli Salih de yoktur! Ameli Salih var, iman yoksa zaten buna ameli Salih denmez. Dense dense riyakarlık, gösteriş budalalığı ve maskeli tavır denir!
PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
SÖZLERDE KENDİMİZİ ARAMAK
SEVGİ, İNSANA HAS BİR MEZİYETTİR!
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
YAZARLIK HAYATIM-YAYIMLANAN KİTAPLARIM VE EVRENSEL MESAJLAR SERİSİ
VAKT-İ MUHABBET
VUSLATININ 751. YILINDA MEVLANA
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
TEVHİD’İN HAYATA YANSIMASI
PAYİTAHTA RUH VERENLER