PAYİTAHTA RUH VERENLER
Konya için tehlike çanları çalıyor
HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR
PUZZLE
MUSİBETLER BİZİM ESERİMİZDİR
Eğitim de denetim de şart
FACİALAR KADER DEĞİL
MODERN DÖNEM ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 1
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
Keyifsiz Maç, Ortada Hakem Yok
Felaketlerin İlk Adımı Suçlunun Masa İlan Edilmesiydi
SURİYE
Enflasyonu düşürmek için talebi öldürmek yerine, üretim arzındaki sorunlara çözüm aramalıyız
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Alfa Romeo Junior
Yaptığımız her işte, konuştuğumuz her sözde, yaşadığımız sürece "keşke” kılıfına sığınır ve derin bir ah çekeriz. Çekeriz de yine eski tas eski hamam yolumuza devam ederiz.
Sevgili Peygamberimiz: "Keşke demeyin” buyurur. Niçin bu kelimeyi kullanırız? Hatamızdan, kusurumuzdan ve pişmanlığımızdan dolayı.
Bizleri keşkelere iten dilimizdir. Eğer dilimizi iyi kullanırsak, kimse incinmez, kimse konuşmalarımızdan rahatsız olmaz. Hz. Ali şöyle der:
"Söz senin esirindir. Ağzından çıktıktan sonra sen onun esiri olursun”. "Dilim, etti beni dilim dilim”, "Dilim, senden çektiğim zulüm”, "Ağzından çıkanı kulağın duysun”… şeklinde güzel deyişlerimiz var. Hepsi denenmiş hayat veren prensiplerdendir.
Keşke dememek için, adımlarımızı dikkatli atmak zorundayız. Son pişmanlık fayda vermez deriz. Pişman olmamak, insanların yüzüne bakabilmek için yaşadığımız sürece ihsan anlayışına sahip olmak zorundayız.
"Keşke”lerle Kavruluyoruz!
O yandan bu yana savruluyoruz,
Her an "Keşke”lerle kavruluyoruz,
Nere gidiyoruz ne oluyoruz?
Niçin "Keşke”lerle kavruluyoruz?
Nedamet rüzgârı başta esiyor,
Gönüller öldürüp nefes kesiyor,
Her gün binlerce kez ipe asıyor,
Hala "Keşke”lerle kavruluyoruz!
Mevsim hazan oldu yaprak düşüyor,
Havalar soğudu her yan üşüyor,
Gözler kan ağlıyor yaşlar taşıyor,
Hala "Keşke”lerle kavruluyoruz!
Bak iki kere iki dört etmiyor,
Ellerde derman yok ayak tutmuyor,
Yediğimiz yemek lezzet katmıyor,
Niçin "Keşke”lerle kavruluyoruz?
Zamanın kadrini hiç bilemedik,
Ömür boşa gitti ders alamadık,
Yaşları silecek el bulamadık,
Her gün "Keşke”lerle kavruluyoruz!
Sık sık ölenleri görüyor muyuz?
Allah kelamına varıyor muyuz?
Aklımız "Oku”ya yoruyor muyuz?
Neden "Keşke”lerle kavruluyoruz?
Yaşadıkça
Kıldan ince kılıçtan keskin, hayat imtihan,
Doğan girer, ölen çıkar iki kapılı han,
Değiştiremez asla el ele verse cihan,
Yaşadıkça her zaman ellerine dikkat et!
Aldatmasın kimseyi menfaati dünyanın,
Canlara zehir olur şatafatı dünyanın,
Sabun köpüğü gibi, saltanatı dünyanın,
Yaşadıkça her daim, hallerine dikkat et!
Yalan yanlış konuşma, karşına çıkar her an,
Sen kimseyi incitme, incinmesin tek insan,
Kalp gözünle iyi bak, üzülmesin hiç bir can,
Yaşadıkça dünyada dillerine dikkat et!
İyi yapış şaşırma sırat-ı müstakimden,
İntikama uğrama, Hüda-i müntekimden,
Ne gelirse yanlıştır, Allah dışında kimden,
Yaşadıkça alemde yollarına dikkat et!
PAYİTAHTA RUH VERENLER
DOSTLARDAN KURTULUŞ YOK
RUBAİLERİMDEN SEÇMELER
VATAN SEVGİSİ LAF İLE OLMAZ
AYMANAS’TA ZAMAN
İNSANLIĞI KAYBETMEYELİM!
ASR-I SAADETTE ŞİİR
GERÇEKTEN SAMİMİ MİYİZ?
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
HAYATA BAKIŞ