Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
AİLE VE MUALLİMLİK
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Bundan bir süre önce, merhum sınıf arkadaşım Ahmet Özcan'ın KON TV Genel Müdürlüğü yaptığı zaman; "HAYAT VEREN PRENSİPLER” adıyla program yapmıştım.
Epey sürdü bu program. Ama bir zaman geldi ki, Türkiye'nin de içine girdiği 28 Şubat süreci, bendinizin programını da etkiledi. O dönemin valisi; "Kazım Öztürk'e program yaptırmayın” diyerek, KON TV'ye ültimatom göndermiş. Programa geldiğimde; "Hocam programın kaldırıldı” deyince şaşırdım. "Neden? Ne oldu da kaldırıldı?” diyebildim. "Hocam, sorma” dediler. Üsteleyenice; "Hocam validen gelen emir böyle” diyerek itiraf ettiler.
Hayat Veren Prensiplerde, Türkçemizde kullandığımız, bize hayat veren, iksir niteliğinde olan İslamî kurallar, kavram ve cümleleri ele aldık. Aklıma gelen birkaç tanesini örnek vermek gerekirse;
"kendi yardıma muhtaç bir dede, nerde kaldı başkasına himmet ede,
"kendi başını bağlayamaz, gider gelin başı bağlar”,
"nefsini bilen rabbini bilir”,
"Önce can, sonra canan”,
"kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi, başkasına yapma”,
"Niçin yapmadığınızı söylersiniz?”
"Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol”,
"Bu gün Allah için ne yaptın?”,
"Sizin duanız olmasa, Allah size ne diye değer versin?”…
Sahi bu ilkelere kaçımız uyuyor? Kaç tanemiz, bu hayat veren prensipleri kendine hayat tarzı ediniyoruz?
Bendeniz; "Sizin duanız olmasa, Allah size ne diye değer versin?” ilahi fermanına hayranım.
Burada, duadan amaç; fiili dua, eylem, aksiyon, iş yapma, faaliyette bulunma, kıyamda olmadır. Tevekkülün asıl anlamı budur. Öyle değil mi; bizler kul olarak, hiçbir iş yapmadan, faaliyette bulunmadan, yalnızca söz olarak, kal ile Rabbimize niyaz etsek, O bize; "bana kal ile değil, hal ile gelin” dese ki diyor; "sizin duanız olmasa ben size ne diye değer vereyim?” Allah'a kul olabilmenin yolu; "kal”den, "hal”e dönmekle mümkündür.
Ne Yaptın Allah İçin?
Elest bezminde söz vermedin mi?
Şerefli varlıksın, görmedin mi?
Dünya senin emrinde, bilmedin mi?
Bunca yıl ne yaptın Allah için?
Ne ekersen sen, onu biçersin,
Durmadan hep, haram yer, içersin,
Allah'ı dinlemezsen, imansız göçersin!
Kendine sor; "Ne yaptın Allah için? ”
Evine helal mal götürdün mü?
Paranı helale yatırdın mı?
Helal; sebze, meyve bitirdin mi?
Düşünsene; "Ne yaptın Allah için? ”
Hayatta hak yemeden çalıştın mı?
Doğru söze alıştın mı?
İyilere karıştın mı?
Cevap ver; "Ne yaptın Allah için? ”
Hiç selam alıp verdin mi?
İnsanlığa sevgi bağı serdin mi?
Hatır, gönül bildin mi?
Söylesene, ne yaptın Allah için?
Çocuklarla ilgilendin mi?
Ailenle bilgilendin mi?
Kur'anla belgelendin mi?
Anlat bana; ne yaptın Allah için?
Yedin, içtin, gezdin, tozdun…!
Hak'tan geldin, sen Hakk'ı bozdun!
Rab verince iyice azdın!
Allah aşkına, ne yaptın Allah için?
Bugün sağlıklısın, ya yarın? ...
Sağlıkta var mı ayarın?
Ecel geliverirse, nedir kârın?
Düşünsene, ne yaptın Allah için?
AİLE VE MUALLİMLİK
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
NE KADAR SAMİMİYİZ?
MIZRAK ÇUVALA GİRMEZ
MANKURTLAR
SELÇUKYA NELER YAPIYOR?
GÖNÜL FATİHLERİ
16 KONYA EFSANESİ
ERENLER DÜNYASI
VAKT-İ MUHABBET