Konyaspor İstediğini Aldı
İMSAK “İ”LERİMİZİN 4. SÜ
Şubat ayı enflasyon verileri merkez bankasının faiz indirim kararını kolaylaştıracak
YAŞA ONU
Şeytanı Ne Davet Eder?
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
BEREKET, HUZUR, UMUT...
TERÖR VE TERÖRİZM
DOLDURUŞA GELEN, UKRAYNA GİBİ OLUR.
SURİYEYİ BEKLEYEN TEHLİKELER
28 ŞUBAT POST MODERN DARBESİNİ UNUTMAYACAĞIZ VE UNUTTURMAYACAĞIZ!
Ortadoğu’da Yeni Oyun: Silahla Olmadı, Parayla Dene
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Honda Civic Yenilendi
Eğitim de denetim de şart
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Konya Kitap Günleri; başka deyişle; Kitap Fuarları fuara gelen yazar kardeşlerimizle, yazdıkları kitapları incelemek, fikir teatisinde bulunmak, düşünce geliştirmek, sohbet etme imkânı bulmak açısından bulunmaz bir fırsattır. Böyle bir fırsatı vermelerinden dolayı Büyükşehir Belediyesine şükranlarımı sunarım.
Küçük yaşlarda başlayan çalışmalarını, mahalli gazetelerde köşe yazarlığıyla sürdürdü. Türk Edebiyatı Dergisi’nin düzenlediği; “Ömer Seyfettin Hikâye Yarışması”nda; 1997-2000 ve 2001 yılında ödül aldı.
2002 yılında Beyan Yayınları’nın açtığı; “İlk Romanlar Yarışması”nda; “Sinderella’nın Pabucu” romanıyla üçüncü oldu.
Pakistan’da 2002 yılında Mesut Akhtar shaikh tarafından Urduca yayınlanan; “Türkiye’nin En Güzel Hikâyeleri” isimli antolojide; “Hayriye’nin Düğünü” ile 2005 yılında İngilizce hazırlanan, “TurkishcDelight” isimli kısa hikâye antolojisinde de; “Yoksulların Annesi” hikâyesiyle yer aldı.
Yedi İklim, Edebistan.com, 40ikindi.com, sanatalemi.net, Edebiyat Otağı, Bilgi yolu, Sarmaşık, berceste, Barem, Gözyaşı gibi dergilerde ve bazı gazetelerde öykü ve çeşitli yazıları yayınlandı.
Evet, değerli yazar Hüzeyme Yeşim Koçak’tan söz ediyorum. Bu kardeşimizin de değişik üslubu, değişik anlatım şekli var. Akıcı, insanı sıkmayan, bıktırmayan bir kaleme sahip değerli yazarımız. Bendenize imzalayarak takdim ettikleri; “Havva Hanımın Gamzesi”ndeki Havva, özelde; Hz. Havva’yı, genelde bütün kadınları anlatır. Kadınların sıkıntılarını, çektiği eziyetleri, ezilmişliği, hor görülmüşlüğü…
Kadının “ikinci sınıf” insan oluşunu, hatta adam yerine konulmayışını son derece tatlı ve ironik bir tarzda ele alır. Aslında bu kitapta, kadına değer vermeyişin alaylı ve erkekleri eleştiren bir yön de mevcut!
“Her gün Âdem’in düdüğü öter. Gözeneklerinden aşkı tüter. Toprakta aşkının meyveleri biter.
……
Havva ise, sarmaşıktır, sırnaşıktır, silme âşıktır. Bulduğu her kapıdan, pencereden içeri süzülür. Mutfakta aşk yoğurur, adamın sevdiği, kendisininse benimsemediği yemekleri yapmaya koyulur; çocuk doğurur. Aşk havaları tutturur, dünyayı unutturur.
Adam, borazan çalar, kadın mızıka. Kimi zaman yalnızların ıslığı ya da kendini koyuvermişlerin, boş vermişlerin çığlığı..
………..
Havva boş bir defterdi, Âdem onu yazıyla doldurmak isterdi. Daha doğrusu Havva’nın hatt-ı hududunu çizmek isterdi. Nihai şeklini vermek, tasarlamak, kendi kadınını yaratmak… Havva’daki mevcut Havva’ları bulup, ortaya çıkarmak…
İMSAK “İ”LERİMİZİN 4. SÜ
28 ŞUBAT DEYİNCE!
“İ” LERİMİZ (3)
SEVGİYE AÇILAN KAPILAR VEYA DİLARA
“İ” LERİMİZ (2)
“İ” LERİMİZ
DÜŞÜNCE ÜZERİNE
ALTI ŞUBAT DEPREMİNİN ARDINDAN
ŞİİR MEKTEBİ
O KADAR MI ZOR?