Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
AİLE VE MUALLİMLİK
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Konya'nın tanınmış simalarından Kur'an muallimi Hafız Hasan Hüseyin Varol, 15.02.1934 yılında Konya'nın Bozkır ilçesinin Kızılçakır köyünde dünyaya gelmiş ve çocukluk yılları bu köyde geçmiştir. Küçük yaşlardaki gayreti ve Kur'an okuma hususundaki kabiliyeti köy hocaları tarafından tespit edilmiş, daha iyi bir eğitim alması için Konya'ya gitmesi tavsiye edilmiştir. Kısıtlı imkânlarına rağmen ailesi onun daha iyi bir eğitim alması için Konya'ya hicret etmiştir. Konya Sultan Selim Camii İmam Hatibi Şükrü Efendi'de başladığı hafızlık çalışmasını 1948 yılında tamamlamıştır. Bu yıllarda tecvit derslerini Ağazâde Osman Efendi'den, Arapça tahsilini de o dönem Konya merkez vaizlerinden Hacı Tahir Büyükkörükçü'den almıştır.
Kur'an tilavetiyle ilgili kabiliyeti doğrultusunda İstanbul'a gitmesi ve oradaki hocalardan ders alması kendisine tavsiye edilmiş, içinde bulunduğu maddi imkânsızlıklara rağmen İstanbul'a gitmiştir.
1952 yılında İstanbul Tophane Nusretiye camiinde müezzinlik görevine başlamış, Enderunlu İsmail Efendi'den talim dersleri alırken aynı zamanda Mustafa Saffet Efendi'den de Arapça, o yıllarda Sultanahmet Cami imamı olan bestekâr Hafız Sadettin Kaynak'tan ses ve makam derslerine devam etmiştir. İstanbul'dan Konya'ya döndükten sonra özel derslerle eğitimini sürdüren Hasan Hüseyin Varol, sırasıyla Hasta Mehmet Cami, Mengene Cami, Çiçekçiler Cami, Ulu ırmak Burhan dede Cami, Sultan Selim Camii ve son olarak da Kapı Camilerinde imam hatip olarak görev almıştır.
1959-1963 yılları arasında ise Konya İmam Hatip Okulunda Kur'an muallimliği yapmıştır. Bu yıllardan itibaren sosyal faaliyetlere ağırlık vermeye başlayan hocamız, özellikle gençlerle olan diyaloğu ve onların yetişmesindeki gayretiyle önemli faaliyetlere imza atmıştır. O dönem gençliğinin yetişmesinde çok önemli bir yere sahip olan Milli Türk Talebe Birliği bünyesinde sürdürülen faaliyetlerle burası adeta bir eğitim-öğretim yuvası haline gelmiştir. Hocamızın bu yıllarda başlayan eğitim faaliyetlerinden istifade eden birçok gencin birikim, tecrübe ve kültürü, günümüzde memleketimizin önemli hizmet noktalarında alınan görevlerle o dönem çekilen emeğin karşılığı olarak tekrar bu topluma dönmektedir.
Söz konusu sosyal, kültürel ve dini faaliyetlerin kurumsallaşması gerektiğinden hareketle önce, o yıllara kadar okuma, araştırma, öğrenme ve bunları yeni nesle ulaştırma merakıyla oluşan 3.000 adet eserden müteşekkil şahsi kütüphanesini 1969 yılında bağışlayarak Konya merkezde bulunan Fatih çarşısının 3. katında bir kültür merkezi oluşturmanın temelini atmıştır. Burada sürdürülen çalışma Hayra Hizmet Vakfı'nın kurulmasına kadar sürmüştür. 1975 yılında Hayra Hizmet Vakfı'nı kurarak tüm sosyal, kültürel ve dini yardımlaşma faaliyetlerini bu vakıf eliyle sürdürmeye başlamıştır. Burada sürdürülen çalışma kısa zamanda halkın güven ve desteğini kazanarak büyük bir gelişme kat etmiştir. Sosyal yardım ve kültür faaliyetlerinin yanı sıra ekonomik faaliyetlerle de bu yardım ve hizmetlerin finansman kaynağı sağlanmaya çalışılmıştır.
Bu hizmet kervanı aynı azim ve kararlılıkla günümüzde de devam etmekte ve inşallah gelecekte de devam edecektir. 3.000 adet kitaptan müteşekkil bir kütüphane ile başlayan kültür hizmetleri şu an 40.000 kitap ve süreli yayın arşivine sahip, modern yapıda ve teknolojik gelişmelerle iç içe sürdürülen Hayra Hizmet Vakfı Kütüphanesi adı altında araştırmacı ve öğrencilere hizmetine devam etmektedir. Kültürel faaliyetler sadece kütüphane ile sınırlı kalmamış, sesli, görüntülü ve yazılı yayınlarla desteklenmiştir. Zamanla Konya'nın birçok ilçesine açılan şubelerle Hayra Hizmet Vakfının merkezdeki faaliyet ve hizmetleri taşraya taşınmıştır. Bu vakıf Hasan Hüseyin Varol hocamızın kişiliğiyle bütünleşmiş, düşüncesi, ideali, yaşantısı ve hayalleri hep burası olmuştur.
Diğer taraftan küçük yaşlarda başlayan Kur'an hizmeti ise hayatının hiçbir döneminde ara vermeksizin sürmüş, zaman zaman resmi, zaman zaman da kendi imkânları çerçevesinde devam etmiştir. Bütün bu yıllar boyunca birçok öğrencisi diğer konularda olduğu gibi onun talim ve tilavet derslerinden istifade etmiş ve halen de istifade etmektedir. Kur'an'a olan bu hizmet bazı ödüllerle de süslenmiştir. 1978 yılında Diyanet İşleri Başkanlığınca yapılan "Türkiye Kur'an-ı Kerim Okuma Yarışmasında” Türkiye birincisi, yine 1979 yılında Konya Turizm Derneği tarafından düzenlenen İslam ülkeleri hafızları arasında yapılan Kur'an okuma yarışmasında da birinci olmuştur. Bizzat eğitimin verdiği tecrübe ile kaleme alınmış olan Yeni Karabaş Tecvidi isimli çalışması 20. baskısını da yaparak 100.000'nin üzerinde çocuğumuza Tecvit bilgisini öğreten bir temel kaynak olmuştur. Yine Kur'an tilaveti üzerine hazırladığı ders videoları, hatim setleri, CD'ler ve internet üzerinde bulunan ses arşivleri ile bu alandaki hizmetin kalıcılığını ve sürekliliğini sağlamıştır.
Uzun yıllar Konya'nın büyük camilerinde imam hatiplik görevi yaptıktan sonra 1982 yılında Kapı Camii'nden emekliye ayrılan Hasan Hüseyin Varol, bu yıldan sonra eğitim, kültür ve sosyal hizmetlerini Hayra Hizmet Vakfı bünyesinde devam ettirmiştir. Halen bu vakfın genel kurul üyesi ve kurucu başkanıdır. Kur'an-ı Kerim Eğitim derslerine yetiştirdiği icazetli öğrencileri, Hoca'nın eğitim tarzında ders vermeye devam etmektedirler.
"Dünyada iken insan biriktirmeli, gönüllere girmeliymiş!” Hasan Hüseyin Varol hocam bunu başardı. Bunun açık örneğini cenazesinde gördüm. Genç, yaşlı, erkek, kadın herkes oradaydı. İğne atsan yere düşmez şekilde cemaat vardı cenazesinde. Sultan Selim Camiinin içi dışı cemaatla doldu. Rabbim, böyle kıymetli insanlarımızın sayısını artırsın. Dâr-ı Beka'ya irtihal edenlere de rahmet eylesin.AİLE VE MUALLİMLİK
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
NE KADAR SAMİMİYİZ?
MIZRAK ÇUVALA GİRMEZ
MANKURTLAR
SELÇUKYA NELER YAPIYOR?
GÖNÜL FATİHLERİ
16 KONYA EFSANESİ
ERENLER DÜNYASI
VAKT-İ MUHABBET