Konyaspor İstediğini Aldı
İMSAK “İ”LERİMİZİN 4. SÜ
Şubat ayı enflasyon verileri merkez bankasının faiz indirim kararını kolaylaştıracak
YAŞA ONU
Şeytanı Ne Davet Eder?
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
BEREKET, HUZUR, UMUT...
TERÖR VE TERÖRİZM
DOLDURUŞA GELEN, UKRAYNA GİBİ OLUR.
SURİYEYİ BEKLEYEN TEHLİKELER
28 ŞUBAT POST MODERN DARBESİNİ UNUTMAYACAĞIZ VE UNUTTURMAYACAĞIZ!
Ortadoğu’da Yeni Oyun: Silahla Olmadı, Parayla Dene
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Honda Civic Yenilendi
Eğitim de denetim de şart
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Bundan senelerce önceydi. Hacı Veyiszade Camii daha inşaat durumundaydı. Mahallemize bu kadar görkemli, bu kadar haşmetli cami yapılacağından memnundum. O zaman kendi kendime;
-"Bu cami yapılıp bittikten sonra devamlı cemaatinden olacağım” diye karar verdim. Her ne kadar beş vakit namazı burada kılamasam da, sabah ve yatsı namazlarımı bu güzide camide kılmaya gayret ediyorum. Rabbim utandırıp riyaya düşürmesin. Camilerin görkemli, şaşalı yapılmasından ziyade, cematle dolması gerekir. Her cami, yakınındaki cemaatlerden ya şikayetçi olacak ya da şefaatçi. Şikayetçi olacak; her gün beş vakit ezan okunduğu halde camiye gelmeyen, hatta namazla barışık olmayan Müslümanlardan şikayetçi olacak. Aksine, beş vakit camiyi süsleyen, camiyi dolduran cemaate de şefaat edecek.
Ferhuniye mahallesinin en büyük camii olan Hacı Veyiszade Camii, Cuma günleri, Ramazanın ilk günleri ve kandil akşamlarında dolup dolup taşmaktadır. İşyerlerinin arasında ve yakınında olduğu için akşam, yatsı ve sabah namazları o kadar dolmamakta.
Çocukluğumdan beri hayranı olduğum, ama bir türlü hayattayken yetişip elini öpemediğim merhum Hacı Veyiszade hocamın adını taşıyan bu güzel ibadethane; görevlileri, cemaate yaklaşımlarıyla gönülleri fethediyor. Her bir görevlinin; insanlığa, ülkeye, dine hizmetleri inkâr edilemez.
Geçenlerde cami baş imamı Mehmet Çaba;
-"Kazım hocam, sizi bir Cumartesi gün yeni yapılmakta olan Hacı Veyiszade külliyesine götürmek istiyorum. İnşaatın ne durumda olduğu hakkında bilgilendirmek arzusundayım” dedi.
07 Aralık Cumartesi günü müezzin Lokman hocam ve birkaç cami cemaatiyle birlikte arabalarla Vakıf binasına uğradık. Orada kısa bir tanışma ve sohbetten sonra inşaat halindeki Hocacihan Külliyesine gittik. Binanın çoğu bitmiş, aşağı yukarı bahara kadar kalan ksımların bitmesi söz konusu. Binanın ilk girişiyle üst kattaki kütüphanenin halka açık olacağı, ilmi ve araştırma yapacaklara imkan hazırlayacağı, sohbetlerin yapılacağı, konferansların verileceği, insanlara; dini, ilmi, kültürel konularda bilgiler sunulacağı, diğer katlarda yatakhanelerin ve sınıfların yer alacağı bilgisi verildi.
"Konya Kültür Başkenti” denir. Başkent, hiçbir şey yapmadan, eli taşın altına sokmadan, aklı ve alnı terletmeden olamaz. Hacı Veyiszade Vakfı yetkilileri de, sadece ellerini değil, gövdelerini taşın altına sokuyorlar. Emeği geçenlere teşekkür ederim. "Bir elin nesi var, iki elin sesi var” diye özdeyişimiz var.
Daha önce Hacı Veyiszade İlim ve Kültür vakfı'na ziyerete gitmiş, ilmi çalışmaları izlemiş, yetkililerden bilgiler almış ve çok istifade etmiştim. Mehmet Çaba'nın, çabasını, gayretini görünce memnun olmamak mümkün değil.
Değerli gönül dostları, her zaman sık sık söylediğim bir söz var; "Önce can, sonra canan”. Kendi sorumluluğumuzu bilmeden, üstümüze düşen görevleri yapmadan, başkalarına ışık olamayız. Allah bizlere; "kalkın” diyor. "Uyuyun” demiyor. Kıyamda olmak; kararlı olmak, azimkâr bulunmak, toplumun derdinin hepimizin derdi olması, "Komşusu aç iken tok yatmamak”, diğergam olmak demektir.
Mümin olmak; dertli olmaktır. Peygamberlerin hayatını incelediğimiz zaman onların, Kur'anî ilkelere nasıl uyduklarını görüyoruz. Onların hayatı bize örnek olmalıdır. Her peygamber, toplumun derdiyle dertlenmiş, insanların problemlerine çareler aramış bulmuş, çözüm odaklı bir hayat sürmüşlerdir.
Hacı Veyiszade Hocama
Beş Şubat bin dokuz yüz altmış günü,
Hocamın Rabbine vuslat düğünü.
Minareler salalarla inledi,
Gözyaşları gözlerden hiç dinmedi.
Gidiyor eller üstünde kuş gibi,
Kalplerin fatihi, gönül tabibi,
Ölmeden önce ölmüşsün, yaşarken,
Hep mana ile dolmuşsun, yaşarken,
Resulü önder kılmışsın kendine,
Kitabı rehber kılmışsın kendine,
Sadaka-i cariye; amel-i salihin,
Ömür sermayen; rehber-i arifin.
Kimseyi incitmemiş, kırmamış hiç,
Harama ve vebale varmamış hiç,
Gönüllere girmiş, kalbi fethetmiş,
Cümle âlem, "veli” diye methetmiş.
Bedenen ölüsün belki, mana var,
Beş vakit duada seni anarlar!
İMSAK “İ”LERİMİZİN 4. SÜ
28 ŞUBAT DEYİNCE!
“İ” LERİMİZ (3)
SEVGİYE AÇILAN KAPILAR VEYA DİLARA
“İ” LERİMİZ (2)
“İ” LERİMİZ
DÜŞÜNCE ÜZERİNE
ALTI ŞUBAT DEPREMİNİN ARDINDAN
ŞİİR MEKTEBİ
O KADAR MI ZOR?