Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
AİLE VE MUALLİMLİK
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Her geçen gün Siyonist İsrail yönetimi; kadın, çocuk, genç, yaşlı…demeden merhametsizce öldürüyor. O kadar zalimce yapıyor ki, fosfor bombası atıyor üzerlerine insanları yakıyor. Bir üst düzey yetkili;
"Gazze'de hiçbir Müslüman insan bırakmayın, çoluğunu, çocuğunu öldürün. Eğer onlar yaşarlarsa bize rahat yüzü yok…” diyerek bütün hıncını, kinini kusuyor.
Dünyada; herkesin gözü önünde insanlığa karşı acımasızca bir soykırım uygulanıyor. Türkiye dışında kimseden ses çıkmıyor. Gördünüz mü bilmem, küçücük bir çocuk bombanın ve ölümün korkusu içinde tir tir titriyordu. Gözlerinde dehşet, korku ve yapanlara karşı lanet bakışları vardı. Hangi merhamet sahibi, hangi sağduyulu insan bu görüntüye tahammül edebilir?
Okullara, hastanelere, mabetlere, parklara, bahçelere… saldırı da neyin nesi? Nedir alıp veremediğiniz? Nedir derdiniz? Dünya dar mı geldi? Sığamadınız mı koskoca evrene? Zannediyor musunuz ki biz güçlüyüz? Kimse bize dokunamaz. Uluslararası mahkeme bile bizden korktu. Çünkü bizim güçlü destekçilerimiz var; ABD, İngiltere, Fransa, İtalya…Bunların desteğiyle-ki BM de de bunlar yetkili- dünyayı kan gölüne çevirmekten çekinmeyiz, çekinmiyoruz…
Bir zaman Firavun da böyle demişti. Nemrut da aynı hayali kurmuştu. Hz. Nuh döneminin zalimi Dermesil'de de aynı düşünceler hakimdi. Ebrehe de koskoca fil orudusuyla Kabe'yi yıkmaya gelmişti. Geçmişe baktığımız zaman bütün zalimlarin, kafirlerin yaptıklarının, günümüzdeki zalimlerin yaptığıyla üç aşağı beş yukarı aynısıydı. Pekiyi ne oldu? Nereye gittiler, ne hale girdiler? Kimi tufana gark oldu gitti, kiminin beynini sivrisinek kemirerek yok etti, kimileri de dağ kırlangıçları (Ebabiller) vasıtasıyla rezilliği tattı! O zalimler de zamanaında çok güçlüydü. Onların da destekçileri, çanak yalayıcıları, yalakaları vardı. Onlar da zengindi, memleketin üst tabakasını temsil ediyordu.
Zalimin zulmü varsa mazlumun da Allah'ı var. Mazlumun ahı, tahttan indirir şahı, Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste…
Allah ihmal etmez, imhal eder. Zalime süre verir, zulmü daha artsın da belasını şiddetli şekilde vereyim diye.
Tabii bunları söylerken; Müslümanlar sesini çıkarmasın, mazlumlar zulüm altında inim inim inlesin, suya sabuna dokunmasın, bu zalimler güçlü, belki sana zarar verirler, iyisi mi bir köşeye çekil ellerini Allah'a aç ve dua et… Böyle mi yapacağız? Evet dua edeceğiz, Rabbimize duadan uzak kalmayacağız ama fiili olarak, eyleme girerek, aktif halde bir şey yapmayacak mııyız? Yapmamalı mıyız? El ele vermeyecek, yan yana gelmeyecek, camide oluşturduğumuz cemaat ve saf düzenini cami dışında da oluşturmayacak mıyız? Hani Müslümanlar kardeşti? Hani cihat vardı? Hani "fisebilillah” anlayışına sahiptik? Yoksa onlar; sayfalarda, dillerde, gönüllerde mi kaldı? Nereye gitti Kur'anın mesajları? Ne oldu Bize? Müslümanlar niçin bu hale girdi? Ne zaman kıyama kalkılacak?
Hep Yaş Dökeriz!
Terazi bozuldu, ibreler kaydı,
Samimiyet hasta, hep yaş dökeriz,
Dünyamız kirlendi, hissizce koydu,
İnsanlık iflasta, hep yaş dökeriz!
Gönüllerde tipi, sanki kış gibi,
Ruhlarda tufan var, bir akış gibi,
Elveda söyleyen bir bakış gibi,
Sevgiler arasta, hep yaş dökeriz!
Makamla mansıpla savruluyoruz,
Riyakâr tiplerden yoruluyoruz,
Muhabbetsizlikten kavruluyoruz,
Beşeriyet yasta, hep yaş dökeriz!
İlimden habersiz cahil bireyler,
İz'anı olmayan bilmem ne eyler?
Duygular felç oldu ruhsuz her şeyler,
İrfanlar iflasta, hep yaş dökeriz!
Çok Günahı Var!
Garip gurabanın bizde ahı var,
Hali sormayanın çok günahı var,
İçinde bir boşluk her gün vahı var,
Candan sarmayanın çok günahı var!
Allah'ı anlatıp şuur vermedik
İçtenlikle sevip gönle girmedik
Mana kapısından bakıp görmedik
Öze varmayanın çok günahı var!
Her an nefret ettik daim dışladık,
Hiç örnek olmadık sıkça taşladık,
Çokça iteledik ve de fişledik,
Gönle girmeyenin çok günahı var!
Kalbe sevgileri aktıramadık,
Kur'an'a saygıyla baktıramadık,
Barış ışığını yaktıramadık,
Şuur vermeyenin çok günahı var!
Samimi olmadık riyaya koştuk,
Kur'an'ı bıraktık batılla coştuk,
Dünya yalanına şaştıkça şaştık,
Hakka ermeyenin çok günahı var!
AİLE VE MUALLİMLİK
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
NE KADAR SAMİMİYİZ?
MIZRAK ÇUVALA GİRMEZ
MANKURTLAR
SELÇUKYA NELER YAPIYOR?
GÖNÜL FATİHLERİ
16 KONYA EFSANESİ
ERENLER DÜNYASI
VAKT-İ MUHABBET