GÖNÜL DOSTLARINI ZİYARET

Mustafa Güçlü'yü uzun zamandır tanırım. O günden bu güne davasından, sözünden, tavırlarından asla taviz vermemiş, dün ne demişse, bugün ve yarın da aynısını söylemiştir. O, hiçbir kliğin, partinin, meşrep ve tarikatin mutaassıbı değildir. Onun tek gayesi; milli, manevi değerlere saygı istikametinde hareket etmektir. Zaten Konya'da sevilmesinin tek sebebi de budur.

Bütün kültür faaliyetlerinde onu görmeniz mümkündür. Aydınlar Ocağı Salı Sohbetleri 20 yılı aşkındır aynı saatte yapılır. Daha önce Sille Kültür Evi'nde yapılırken, şimdi Kültür Park İl Halk Kütüphanesi Konferans salonunda yaz kış demeden, hiç aksaklığa meydan vermeden, yılmadan, üşenmeden devam etmektedir. Böyle bir programı tek başına yürütmek her babayiğin harcı değil doğrusu. Her Salı adı geçen yerde mutlaka program vardır. Hiçbir kimse;

"Bugün konuşmacı yok, program olmaz” dememeli, hiç düşünmeden ve tereddüt etmeden gelmelidir.

Güçlü'nün bir özelliği; her konferansta, her söyleşide mutlaka not alır. Onu not almadan, elinde kalem olmadan, kâğıtsız eli elinde otururken göremezsiniz. Bir seferinde sordum sayın Güçlü, "bu notları nasıl muhafaza ediyorsun?” dedim. Cevabı;

"Eve gidince temize çekerim ve ileride kullanırım” oldu.

Bir başka özelliği daha var ki, en çok o özelliği benim hoşuma gider; konferanslarında asla kâğıt, kitap, doküman kullanmaz. Tamamen irticali konuşur. Konuşurken teklemez, ee. Aa.. ııı sözlerini söylemez. Konusuna hakimdir. Demek ki aldığı notları hafızasında muhafaza ediyor, çok okuyor, çok mütalaada bulunuyor. Yani aklını terletiyor.

Güçlü sık sık:

"Benim evi görmeyen, Konya'da yaşadım demesin” der. Bunu fırsat buldukça söyler.

  1. dost, gönül adamı, dilârâ insan Güçlü, zaman zaman kültür adamlarını, kanaat önderlerini, şairleri, edebiyatçıları, tarihe, milli davaya önem verenleri, söyleyecek sözü olanları, aklını ve alnını terletenleri, müktesebatı olanları… ziyaret etmekten haz alır. Bu yönüyle takdire layık kültür insanıdır.

Salı Günkü Aydınlar Ocağı Salı sohbetleri sonrasında çıkışta; "Perşembe günü bekliyorum, Hasan Karaca'yı, Ahmet Çakır'ı, Tayyar Yıldırım'ı al da gel” dedi. Bendeniz;

-"Perşembe günü diş tedavim var Cumartesi olsun” dedim. "Tamam dedi”.

Birkaç sefer evine davet etti fakat bir türlü kısmet olmamıştı. Ta ki 18 Haziran 2022 Cumartesi gününe kadar. Bu abd-i aciz, Güçlü'nün evini bilmiyordum. Güçlü'nün evini en iyi bilen Tayyar Yıldırım idi. Onunla haberleştik, saatimizi ayarladık ve yola çıktık.

Hakikaten dediği gibi varmış. O sözü ben de burada bir kez daha tekrar etmek istiyorum:

"Mustafa Güçlü'nün evini görmeyen Konya'da yaşıyorum demesin”. Hâkim noktada, Konya'yı kuş bakışı seyrediyorsunuz. Trafik gürültüsünden uzak asude bir mekân. Şehrin boğucu sıcağı, bunaltıcı havasından azade tam anlamıyla okumaya, tefekküre, aklı terletmeye müheyya bir mesken.

  1. dost, iyi ki akıl etmiş, böyle bir yere ev yaptırmış. Balkondan, bahçedeki ağaçları, çiçekleri, çimi seyretmenin tadına doyulmuyor. Evin üst katında Güçlü'nün çalışma odası mevcut. Gerçi görmedim, aklıma gelmedi doğrusu. Deseydim kütüphanesini gezdirirdi. Bu da benim kusurum. En alt katta çocukların oyun salonu var. Dingin, sessiz, asude ortamda iyi bir kültür sohbeti yaptık. Her zamanki gibi Güçlü, yine; Tarihî gücünü gösterdi. Rabbim, böyle kıymetlerimizin kadrini bilenlerden eylesin. Allah hayırlı ömürler versin.

 

Bu ziyarete eşlik eden; Tayyar Yıldırım, Hasan Karaca ve Ahmet Çakır'a teşekkür ederim. Resimleriyle kalıcılığı sağlayan kıymetli dost Hikmet Peker'e de teşekkürlerimi iletirim. Konya'yı kuş bakışı seyretmenin, şehrin sıkıcı ve boğucu havasından kurtulup yayla havası teneffüs etmemize vesile olan gönül dostu, kültür adamı Aydınlar Ocağı'nın kıymetli Başkanı Doç. Dr. Mustafa Güçlü'ye de en samimi şükranlarımı sunarım.

 

 

Gönül Dostları!

 

Muhabbet ehlinin hâkimleridir,

Can padişahları gönül dostları,

Kırılmış kalplerin hekimleridir,

Can padişahları gönül dostları!

 

Hakkın kullarının ivazsız eli,

Dili kalbindedir şaşırmaz yolu,

Yiğittir cömerttir bükülmez kolu,

Can padişahları gönül dostları!

 

Âfitabtır mahtır herkese doğar,

Bir yağmur misali canlara yağar,

Sevenlere dosttur insana ağar,

Can padişahları gönül dostları!

 

Tevazu zirvede toprak timsali,

Şeb-i arus olur onun visali,

Yunus Mevlana ve Hallaç emsali,

Can padişahları gönül dostları!

 

 

Az Bulunuyor!

 

Gezsen kâinatı bulurum diye,

Ruhu temiz duran az bulunuyor,

Sohbetle derdini alırım diye,

Gönüllere giren az bulunuyor!

 

Hakka ibadettir halka hizmetler,

Kur'an içindeki nice hikmetler,

Allah'ın lütfudur güzel nimetler,

Gerçekleri gören az bulunuyor!

 

 

 

 

 

Kılık kıyafetler adam etmiyor,

Şölen ziyafetler lezzet katmıyor,

Maskeli tavırlar özde tutmuyor,

Sevdiğini saran az bulunuyor!

 

Rabtan uzak kalan tefekkür bilmez,

Masivaya dalan tezekkür bilmez,

Kula nankör olan teşekkür bilmez,

Kalbi Hakka varan az bulunuyor!

 

Leyla'yı bulanlar Mecnunu bilir,

Müslüman olanlar mahbubu bulur,

Nefsini bilenler Rabbini bilir,

Hakikate eren az bulunuyor! (21 Haziran 2022)

 


Yazarın Diğer Yazıları