PAYİTAHTA RUH VERENLER
Konya için tehlike çanları çalıyor
HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR
PUZZLE
MUSİBETLER BİZİM ESERİMİZDİR
Eğitim de denetim de şart
FACİALAR KADER DEĞİL
MODERN DÖNEM ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 1
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
Keyifsiz Maç, Ortada Hakem Yok
Felaketlerin İlk Adımı Suçlunun Masa İlan Edilmesiydi
SURİYE
Enflasyonu düşürmek için talebi öldürmek yerine, üretim arzındaki sorunlara çözüm aramalıyız
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Alfa Romeo Junior
"Dikkat et, kalbine bir gönül arkadaşından gıda ver. Yürü, ikbali bir ikbal sahibinden ara.” (Hz. Mevlana)
Prof. Dr. Ethem Cebecioğlu'nun; Tasavvuf terimleri ve Deyimleri sözlüğünde gönül şöyle tanımlanır; GÖNÜL: Kalb'in Türkçe karşılığı. Bu kelime ile ilgili çeşitli atasözleri vardır.
Bu hususta birçok söz ve deyiş var. İsterseniz bir bakalım ne denmiş gönül için;
Can ü gönülden dua, niyaz: Bütün bir manevî güçle, kendini vererek Allah'a yapılan duadır.
Can u gönülden sevmek, sevilmek: Karşılıklı sevmemek, sevilmenin içten olması.
Gönül altında kalmak: Birinin hatırını kırmak, onun manevî ağırlığı altında kalmak.
Gönülden çağırmak: Birisini tam bir iştiyakla çağırmak.
Gönülden geçirmek: Hatırlamak.
Gönlü kalmak: Gönlü kırılmak.
Gönül koymak: Gücenmek.
Gönüllü: Vazifesi olmadığı halde, bir işi uhdesine alıp yapmaya hevesli olmak.
Gönül vermek: Âşık olmak.
Gönül pazarı: Gönül hoşluğu, razılık.
Gönül yarası: Onulması mümkün olmayan bir dert.
Gönül yıkmak: Gönlü kırmak anlamındadır.
Gönül beklemek: Allah'ı gönülden çıkarmamaya çalışmak.
Gönül ehli: İslam'ı yaşayarak kalb-i selime ulaşmış, velayet makamından payını almış kişiler. Gerçeğe ulaşanlar.
Gönül yarası: Hedefine ulaşamamış sevgi; başka bir şeyle tatmini mümkün olmadığı için, iyileşmesi de söz konusu değildir.
Gönle dokunmak: Gönül kırılması.
Gönül değmek: Bu ifade de gönül kırıklığı anlamına gelir.
Gönülden gönle yol vardır: Allah'ı sevenler, dilden çok kalp ile anlaşırlar veya birbirini seven insanlar, eş zamanlı olarak aynı duyguyu hissederler.
Gönül Kâbe'si: Allah'a bütün dış yönelişlerin merkezi nasıl Hz. İbrahim (a)'in yaptığı Kabe ise, iç yönelişlerin merkezîleştiği yer de kalptir. Birisi maddî, diğeri, manevî Kabe'dir. Allah'a kulluk için kurulan (vaz'edilen) ev nasıl Kâ'be ise, Allah'a iman için insanın özünü teşkil eden yönü de kalp olmuştur.
Gönül Allah'ı sever: Kadın, altın, para, şöhret, ev, çocuk, araba, villa gibi putlara itibar etmezse Kâbe olur, bunun tersine durumda, gönül; Kâbe (Allah evi) değil, put evi olur.
Gönül, Hak binasıdır: Kâbe'yi Hz. İbrahim (a), gönlü de Allah inşa etmiştir. Kâbe, zamanımıza kadar çeşitli nedenlerle yıkılmış, fakat insan eliyle yeniden yapılmıştır. Kalp öyle mi?. Sonlu somutun (Kâbe) inşası kolay; sonsuz soyutun (kalbin) inşası zordur.
Duruş kazan, ye, yedir
Bir gönül ele getir
Yüz Kâbe'den yeğrekdir
Bir gönül ziyareti. (Yunus Emre)
Yunus Emre farz olan hac dışında, yüz kere Kâbe'ye gitmek yerine, yaralı bir gönlü ziyaret etmeyi, daha üstün görüyor.
Gönül yapmak, arş yapmaktır: Yukarıdaki anlattığımız espriyle bağlantılıdır.
Gönül hoşluğuyla olur ibadet: İbadetin kerhen (zoraki) olanı değil, tav'an (gönüllü, istekli) olanı makbuldür.
PAYİTAHTA RUH VERENLER
DOSTLARDAN KURTULUŞ YOK
RUBAİLERİMDEN SEÇMELER
VATAN SEVGİSİ LAF İLE OLMAZ
AYMANAS’TA ZAMAN
İNSANLIĞI KAYBETMEYELİM!
ASR-I SAADETTE ŞİİR
GERÇEKTEN SAMİMİ MİYİZ?
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
HAYATA BAKIŞ