Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
AİLE VE MUALLİMLİK
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
İki hafta önce başlattığımız; "GAYRETLİ MÜDÜRLER, BAŞARILI OKULLAR” Eğitim- Kültür gezimizi 04 Mart 2020 Çarşamba günü sürdürdük. Geziye katılan tüm arkadaşlar birer eğitimci oldukları, yıllarını eğitime, öğrenci yetiştirmeye harcadıkları için okulllardaki; başarılar, başarıda; okul idareleri, öğretmenler, veliler ve öğrencilerin katkıları…üzerinde kafa yoruyoruz. Ülkelerin kalkınmasında okulların payı nedir? Nasıl olmalıdır? Bugün eğitimde hangi noktadayız? Aynı binada; İmam Hatip Ortaokulu ve Ortaokul ikiliği nasıl bir sonuç veriyor? Kendi aramızda konuşuyor ve sonuca varmak için gerekli adımların atılması hususunda yapılması gerekenleri tefekkür ediyoruz.
Bu sefer; Süleyman Çelebi Orta Okulu ve İmam Hatip Ortaokulunu ziyaret ettik. Büyük bir bahçeye sahip olan okulda öğrenciler rahatlıkla oynayıp, enerjilerini boşaltabiliyorlar. Belediye Çim saha yapmış. Yeterli eğitim kadrosu, başarılı idarecileri ve gayretli müdürü sayesinde okul, adını duyurmak için çaba gösteriyor. Dar ve kıt imkanlarla eğitim yapılmasına rağmen başarıda iddialı olması şahsen bendenizi mutlu etti. Tabii tek başına okul idaresi neticeye ulaşamaz. Velilerin ve çevrenin de katkısı önemli.
müdürünün bu konudaki gayretinden dolayı memnunluk duyduk. Tüm okulu gezdiğimizde memnuniyetimiz bir kat daha arttı. Sınıflarda öğrenci mevcudu az, adeta özel okul gibi. Bu sevindirici bir durum. Müdür Bey, Okula yeni atanmasına rağmen disiplini sağlamış, öğretmen, öğrenci ve veli diyalogunu temin etmiş. Öğrenci mevcudu az olduğu için tek öğretim yapılıyor. Ancak okul müdürünün odası yetersiz. Gelen misafirlerini ağırlamada zorluk çekiyor. Fiziki bakımdan yetersizlikler tespit ettik.28 Şubat postmodern darbe girişimiyle Meslek Liselerinin ayağına prangalar takılmıştı! Özellikle İmam Hatip Liselerinin önünü kestiler; sekiz yıllık kesintisiz eğitim adıyla bir heyula çıkardılar ortaya! O dönemin Başbakanı; "Siyasi hayatıma da mal olsa, sekiz yıllık kesintisiz eğitim devam edecek” demişti. O günlerden bu günlere geldik hamdolsun. Şimdi Trükiye'nin her yerinde İmam Hatip Ortaokulları ve Liselerinin sayısı arttı.
Şu tespiti yapmama izin verin; İmam Hatip Ortaokulu ile Ortaokulun aynı binada eğitim görmesi, öğrencileri olumsuz etkilemekte, İmam Hatip Ruhu kaybolmaktadır. İmam Hatip açılması, İmam Hatip ruhunun yaygınlaşması doğru, ama aynı binada iki okulun varlığı yanlıştır. Binalar ayrı olsun fakat eğitim kaliteli yapılsın. Gerçekten İmam Hatip ruhu var mı? yoksa; "Sayıları artsın da ne olursa olsun” anlayışı mı hakim? Milli eğitimde aradığımız kaliteyi yakalayabildik mi? İdeal öğrenciler, ideal eğitimciler, ideal okullara sahip miyiz?
kalitenin yakalanması için; disiplin cezalarının yeniden getirilmesi, sınıfta kalma sisteminin ortaya çıkması, okul sayılarının artarak, bütün okulların tek tedrisata dönmesi, okulların özelleşmesi, denetimin; sadece yılda bir sefer göstermelik olarak değil, her an ve okul yönetimi tarafından yapılması. Müdür, müdür yardımcısı ve öğretmenlerin veliler ve mahalleliler tarafından seçilmesi. Atama değil, seçim sistemi devreye girmesi. Okulda başarı gösteremeyen; müdür, müdür yardımcısı ve öğretmenlerin bir daha seçilmemesi.İki yıl başarısız olan eğitimcinin, eğitimciliğine son verilip, geri, pasif göreve gönderilmesi. Performansa göre ücret verilmesi. Gecesini gündüzüne katan bir eğitimci ile yan gelip yatan eğitimci aynı pozisyonda olmamalı. Eğitimci, geçim derdinde olmamalı. İyi para, iyi eğitim anlayışı hakim olmalı. Milli, manevi, ahlaki yönden teste tabi tutulmalı, bu yönleri olmayan veya bu hususlarda ihmali olanlara eğitimcilik verilmemeli. Kendi öz değerlerimize sahip olan eğitimciler seçilmelidir. Ders müfredatı gözden geçirilmeli, yerli ve milli anlayış hakim kılınmalıdır.
AİLE VE MUALLİMLİK
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
NE KADAR SAMİMİYİZ?
MIZRAK ÇUVALA GİRMEZ
MANKURTLAR
SELÇUKYA NELER YAPIYOR?
GÖNÜL FATİHLERİ
16 KONYA EFSANESİ
ERENLER DÜNYASI
VAKT-İ MUHABBET