Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
AİLE VE MUALLİMLİK
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Fil ve Ebabil; ilk bakışta, biri bildiğimiz fili, diğeri de bir kuş türümü hatıra getirir. Bir başka açıdan baktığımız zaman; fil gibi en büyük bir hayvan, öbür tarafta da serçe büyüklüğünde olan bir dağ kırlangıcı akla gelir.
Ama işin iç yüzüne indiğimiz, meseleyi derinlemesine tahlil ettiğimizde, Hakk’a karşı kafa tutanların emrindeki fillerin veya başka hayvanların Hakk’ı yıkmaya yönelmemesi, Hakk’ın yok olmasına razı olmaması, ama batılı sembolize edenlerin, küçücük bir serçe ve kırlangıcın karşısında helak olması, yerle bir duruma gelmesi… bize çok şey anlatmaktadır!
Hep böyle olmamış mıdır? İbrahim Peygamberi ateşe atmaya çalışan Nemrud’u, bir sivrisinek, burnundan beynine girerek, beynini kemirmesi ve Nemrud’un yakın arkadaşlarının, tokmakla kafasına vurarak, beynindeki sivrisinek ıstırabını dindirmeye çalışmaları, Firavun, “ben Allah’ım” demiş, -Allah’ın her şeye gücünün yetmesi gerekmez mi? yaratılan Allah olabilir mi? ölümlü varlıktan Allah olur mu?- ama denizde boğulmaktan kendini kurtaramamıştır!
Tarihin her döneminde, çeşitli zaman ve mekanlarda, değişik isimler altında, batıl ortaya çıkmış ve çıkmaya da devam edecektir. Bu, Allah’ın bir takdiridir. Ancak, “batıl var, biz ne yapabiliriz?” ataletine düşmemek, aksiyoner olmak, şeytana prim vermemek insanın asli görevidir.
Olaylara tek başına akıl penceresinden bakamayız. Hele bu, ilahi bir durum olursa! Aslında her olayın altında ilahi bir özellik vardır. Zira, “her şey Allah’ın mülküdür” düşüncesine göre, Allah’tan uzak, Allah’tan ayrı ve Allahsız hiçbir varlık ve nesne yoktur. Allah isterse, Ebabile, Fil ordusunu mahvetme yetkisi verebilir. Gerektiğinde bir sivrisineğe, Nemrut isimli azılı bir kafirin burnundan sokar, beynini kemirtir. İcabında her şeyi yakıp kavuran, önünde kimsenin duramayacağı ateş; gül bahçesi olur. Ortam kupkuruyken, birden yağmur yağmaya, her taraf tufana gark olup, büyük bir felakete döndürüp, sadece inananları kurtarabilir.
Her zaman fil ve ebabil olayı yaşanmaktadır! Her an dünyada; Allah’ın, “kün” (Ol) emri tecelli etmekte, diriden ölü, ölüden diri çıkmaktadır!
Fil ve ebabil olayı; aslında insanın iblisleşmesinin bir sonucudur. İnsan kendini bilmez, haddini aşar! Hiç aklına getirmez ki, başlangıcı kokuşmuş bir su, sonucu ise leştir! Böyle bir acziyete sahip olan insan nasıl olur da; kainatın sahibine kafa tutabilir? İşte Fil ve ebabil bunu anlatır;
“gözünde canlandırabilir misin, Rabbinin fil ordusuna nasıl muamele ettiğini? Başlarına geçirmedi mi onların ince tasarlanmış haince hilesini? Onların üzerine katar katar bilinmeyen nitelikte uçan taşıyıcı varlıklar saldı. Onlara taş kesilmiş balçık türü tanımlanamayan şeyler atıyorlardı. Derken Rabbin onları yenilerek delik deşik edilmiş yapraklara benzetti!”
Olayda son derece haince tuzaklar vardır! “Allah’ın evi” olarak bilinen ve Müslümanlarca kutsal sayılan Kâbe’yi yıkmaya cüret edenlerin sonlarının ne olacağına büyük bir işarettir. Sadece Kabe değil, ne kadar kutsal varsa, ne kadar; Allah’ı benimseyen, her şeyini Allah’a adamış varlık varsa hepsinin koruyucusu Allah’tır. Hiçbir hain, hiçbir düzenbaz, hiçbir saldırgan bu tür yıkma eylemlerinde başarılı olamamıştır, olamayacaktır!
Ebu Cehiller Ölmedi!
Dün vardı, bu gün var,
Yarın da var olacak,
Bu bir denge,
Biri bir uçta, diğeri bir...
Bir tarafta zulüm,
Diğerinde tekbir..
İster zamanı susturmak,
Belki de Peygambere saldırmak,
Bazen de İmanı rafa kaldırmak,
Müslümanı vurmak,
Tarihe ters durmak...
Onlar var diye hayıflanma,
“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol”,
Hakkı söyle, Hakkı savun, yılma...
Ebu cehiller ölmedi,
Kıtaları aşıyor..
Onun görevi aldatmak,
Doğruları gizleyip, şeytana bağlatmak..
Üzülme, ağlama, bu günler geçer,
Gözyaşları her zaman mazlumu seçer...
Akan her yaş, şeytana tuzak,
Cennete müjde, Cehenneme uzak...
Geceler bizleri bekliyor;
Ağlamak, yalvarmak için,
Dua etmek, haykırmak için,
Zalimlerin zulmünü durdurmak için..
Ebu cehillerin şerrinden kurtulmak için...
AİLE VE MUALLİMLİK
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
NE KADAR SAMİMİYİZ?
MIZRAK ÇUVALA GİRMEZ
MANKURTLAR
SELÇUKYA NELER YAPIYOR?
GÖNÜL FATİHLERİ
16 KONYA EFSANESİ
ERENLER DÜNYASI
VAKT-İ MUHABBET