Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
AİLE VE MUALLİMLİK
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Dindar nesil deyince bazıları hop oturup hop kalkıyor! Sanki dindar nesiller, vatan düşmanı, sanki dinini, diyanetini bilenler terörist! Baktığımız zaman kurtuluş savaşında dindar neslin başarılı olduğunu görüyoruz. Atatürk’ün dindar nesil konusuna hassasiyetle yaklaştığını biliyoruz! Dindar nesiller fetih ruhuna sahiptir. Fetih ruhu; vatan sevgisiyle eşdeğerdir. Her insanın gönlünde fetih ruhu vardır ve olmalıdır da!
Başbakanımız sayın Tayyip Erdoğan, il başkanları toplantısında, “dindar nesil yetiştireceğiz” deyince yer yerinden oynadı! Neler dediler neler! Size o sözlerden bir kaçını aktarıp meseleye kendi perspektifimizden bakalım istiyorum.
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'dindar nesil yetiştireceğiz' yönündeki açıklamasına, "Dindarlık ölçme cihazın varsa çıkar da görelim Başbakan" sözleriyle tepki gösterdi. Tarhan, Erdoğan'ın bu açıklamalarını 'bir cinayet' olarak nitelendirerek, "Üstelik bunları bir promterden, hece hece, sindirerek okuması, taammüden cinayettir" dedi.
Vatan gazetesinden Ruşen Çakır da yazısında şu hususlara parmak basıyor;
Başbakan Erdoğan’ın “dindar nesiller yetiştirmek istiyoruz” sözü haklı olarak ciddi bir tartışmayı beraberinde getirdi. Şu dört sorunun sorulması ve cevaplarının aranması halinde bu tartışmanın daha verimli ilerleyeceği kanısındayım:
1) Erdoğan’ın bu çıkışı AKP’nin kuruluş değerleriyle örtüşüyor mu?
2) Erdoğan bu çıkışı neden şimdi yaptı?
3) Erdoğan “dindar nesil”, Fethullah Gülen “altın nesil” derken aynı şeyi mi kastediyorlar?
4) Günümüz Türkiyesi’nde devlet eliyle dindar nesiller yetiştirmek mümkün mü?”
gibi soruları ve tereddütlerini sıralıyor sayın Çakır.
Balıkesir Çağdaş Eğitim Vakfı (BAÇEV) Başkanı Behiç İstanbulluoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın "Dindar nesil yetiştireceğiz" sözlerini eleştirerek, "Dindarlık kimsenin tekelinde değildir"
"Mevcut dindarlık yeterli görülmüyor mu?"
Muhafazakar demokrat demenin Avrupa’da karşılığının Hıristiyan demokratlık olduğunu belirten İstanbulluoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:"Bugüne kadar hiçbir Hıristiyan demokrat parti Hıristiyan bir gençlik yetiştirmekten söz etmemiştir. Sayın Başbakan daha düne kadar Türkiye’deki vesayetçi sistemden yakınırken, türban konusunu dile getirip, tek tip insan yaratma anlayışından şikayet ediyordu. Pekiyi yetiştirilmek istenen gençlik tek tip olmuyor mu? Hem bu ülkenin yüzde 95’i müslüman, yani dindar diyeceksiniz hem de dindar bir gençlik yetiştirmek istediğinizi söyleyeceksiniz. Bu açıklamanın anlamı nedir? Yoksa mevcut dindarlık yeterli görülmüyor mu? Üniversite sınavlarındaki meslek okullarıyla ilgili olarak katsayı artışına karşı çıkanları ateist olmakla suçlamak hangi demokratik anlayışla bağdaşır. Sadece imam hatipliler mi dindardır? Türkiye’yi daha ileri demokrasilere taşıyacağız diyenlerin demokrasi anlayışı buysa endişe duyanlar son derece haklıdır." Dünya siyasi mücadeleler tarihinin dönem dönem tek tip insan yetiştirmek isteyen liderler gördüğünü kaydeden İstanbulluoğlu, "O liderler insanlığa sadece kan ve gözyaşı vermişlerdir. Bugün tarihte nasıl anıldıkları da herkesin malumudur" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, "Sayın Başbakan dindar gençlik yetişmesini istiyorsa, önce kendisine çeki düzen versin. CHP’nin dinle ve dindarla hiçbir sorunu olmamıştır ve olamaz. CHP, vatandaşları dindar olan dindar olmayan diye ayırmaz. Herkese saygı ve sevgiyle yaklaşır.” Şeklinde bir görüş ortaya atıyor!
Bir zamanlar dindar olanların kurduğu holdinglere, “yeşil sermaye” dendi mi, denmedi mi? dindar holdinglerden alışveriş yapmak yasaklandı mı yasaklanmadı mı? orduda bulunan subay ve astsubayların; namaz kılması, hanımlarının başının kapalı olması, “disiplinsizlik suçu” olarak görülmedi mi? diğer kurumlarda çalışan, başı kapalı hanımlar, namaz kılanlar, dini değerlere saygıda kusur etmeyenler, fişlenmedi mi? bunun için BÇG (Batı çalışma grubu) adıyla gruplar oluşturulmadı mı? İnsanlar takibe alınmadı mı? Her kurum ve kuruluştaki dindarlar kapı dışarı edilmedi mi? Türkiye’de dinden ürkenler, ezanı Türkçeleştirdiler! Halık, Kur’an öğretmekten mahrum ettiler!
Ülkede terörün bitmemesi için var güçleriyle dindar olanların üzerine gidirlmedi mi? filmlerde, tiyatrolarda; dindarlar, din görevlileri, pis kıyafetli, çember sakallı, şiş göbekli, doymak bilmeyen bir mideye sahip olarak karikatürize edilmedi mi? dindarlara, “gerici, irticacı” damgaları vuruldu bir zamanlar Türkiye’de!
Dindar gençlik; Âkif’in dediği “Âsım’ın nesli” olan gençlik! Dindar gençlikten terörist çıkmaz! Dindar gençlik; vatana, millete, ülkeye hizmetten başka bir şey düşünmez! Ne mutlu böyle gençlik yetiştirme idealinde olanlara! Kutluyorum dindar gençliği!
AİLE VE MUALLİMLİK
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
NE KADAR SAMİMİYİZ?
MIZRAK ÇUVALA GİRMEZ
MANKURTLAR
SELÇUKYA NELER YAPIYOR?
GÖNÜL FATİHLERİ
16 KONYA EFSANESİ
ERENLER DÜNYASI
VAKT-İ MUHABBET