ERENLER

Eren, kendini Hak yoluna adayan ve bu yolda birçok makamı aşarak bazı sırlara vakıf olan kimseye denir. Erenler Hak sırrına vakıf olmuş, İnsan-ı Kamil mertebesine ulaşmış kişilerdir. Ancak günlük dilde "Erenler” kavramı; karşıdaki kişiyi yüceltmek, dikkat çekmek, kırıcı olmadan uyarmak içinde kullanılıyor.

Allah'ın razı olduğu, beğendiği, sevdiği kullarına; evliya, erbab-ı kulub, erbab-ı dil, ibnu'l vakt de denir.

Rabbimizin emirlerine uyup, O'nun sevgisini gönlünden çıkarmayan, O'na samimiyetle inanıp her an hatırlayan, her şeyi; bildiğini, gördüğünü, duyduğunu bilen, her şeye gücü yettiğini asla unutmayan ve vefakâr insanlara aynı zamanda ehlullah, Allah adamı, Allahlık isimleri de verilir.

Eren, Anadolu halk geleneğinde üstat veya üstadın üstadı anlamında kullanılırken dini çevrede ise Evliya anlamında kullanılmaktadır. Ermiş kelimesinin anlamı şu şekildedir:
Allah'ın koruduğu ve yardım ettiği kimseler olarak müminler de Allah'a ibadet etmekle O'nun dostluğunu kazanıp velisi durumuna gelirler (Kuşeyrî, s. 519).

Bütün evliyanın önderi olan Hz. Peygamber'in ibadet hayatı ve ahlâkının yanı sıra vahiy esnasında yaşadığı manevî haller velilerin daima göz önünde bulundurdukları hususlardır. İman, İslâm ve ihsandan bahsedilen Cibrîl hadisine göre (Buhârî, "Îmân”, 37) "Allah'ı görüyormuş gibi O'na ibadet eden” manasındaki ihsan evliyanın hali olarak kabul edilmiştir.

Kulun önce farzlarla, sonra nafile ibadetlerle Allah'ın yakınlığını ve sevgisini kazanacağına dair hadiste ise O'nun sevdiği kulunun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olduğu ifade edilir.

Allah'ın öyle kulları vardır ki peygamberler ve şehitler arasında yer almadıkları halde kıyamet günü peygamberler ve şehitler tarafından mevkilerinin takdir edileceği, birbirini seven, nurdan kürsüler üzerinde oturan yüzleri nurlu kimselerdir.

Tasavvuf kaynaklarında evliya çeşitli isim ve lakaplarla nitelenmiştir. Evliyaya; gureba, fukara, seyyâhîn, nûriyye, Suriye'de cûiyye (açlar), Horasan bölgesinde şikeftiyye (mağarada yaşayanlar) gibi isimler verilir.

Velîler için kullanılan diğer başlıca isimler şunlardır: Ehlullah, iyâlullah, ârif, ehl-i ma‘rifet, muhakkik, ehl-i hakîkat, muhib, ehl-i mahabbet, âşık, abdal, büdelâ, vâsıl, ehl-i vuslat, safî-asfiyâ, hakîm-hükemâ, ahyâr, nükabâ, ebrâr, şüttâr, kutub, şeyh, mürşid, gavs, üstat, mürebbî, mürid, sâlik, derviş, ehl-i abâ, sâfiye, mutasavvıfe, mütekâşşife. Türkçe'de genellikle evliya zümreleri için "eren, ermiş, hak erenler” gibi kelimeler kullanılmıştır. Türkistan ve Tataristan'da evliyaya "îşân” ve "ata” denir. Kuzey Afrika'da ise genellikle "mevlâ-mevlâye, seyyid-sîd, sâlih-sulehâ” diye anılırlar.

Evliya; kendisiyle karşılaşıldığında Allah'ı hatırlatan, zorluklara ve musibetlere katlanan, az yiyecekle yetinen (Bir Lokma, Bir Hırka), giyimine önem vermeyen, dünya ziynetine aldanmayan, Hakk'ın yarattığı varlıklar üzerinde tefekküre dalıp ibret alan, Allah ile olan ahdine sadık kalan, O'na sevgiyle bağlanan, ibadetlerini eksiksiz yapan, kul hakkını gözeten, insanların ihtiyaçlarına yardım eden, ihlaslı, faziletli ve adaletli, içi hüzünlü, yüzü mütebessim kimseler evliyadır.

Velî mütevazi kimsedir. Kendisinden bir keramet zuhur etse bile bunun Allah'ın mekri olabileceğinden korkar, sonundan da endişe eder.

 

 

Az Bulunuyor!

 

Gezsen kâinatı bulurum diye,

Ruhu temiz duran az bulunuyor,

Sohbetle derdini alırım diye,

Gönüllere giren az bulunuyor!

 

Hakka ibadettir halka hizmetler,

Kur'an içindeki nice hikmetler,

Allah'ın lütfudur güzel nimetler,

Gerçekleri gören az bulunuyor!

 

Kılık kıyafetler adam etmiyor,

Şölen ziyafetler lezzet katmıyor,

Maskeli tavırlar özde tutmuyor,

Sevdiğini saran az bulunuyor!

 

Rabtan uzak kalan tefekkür bilmez,

Masivaya dalan tezekkür bilmez,

Kula nankör olan teşekkür bilmez,

Kalbi Hakka varan az bulunuyor!

 

Leyla'yı bulanlar Mecnunu bilir,

Müslüman olanlar mahbubu bulur,

Nefsini bilenler Rabbini bilir,

Hakikate eren az bulunuyor!

Yazarın Diğer Yazıları