Konyaspor İstediğini Aldı
İMSAK “İ”LERİMİZİN 4. SÜ
Şubat ayı enflasyon verileri merkez bankasının faiz indirim kararını kolaylaştıracak
YAŞA ONU
Şeytanı Ne Davet Eder?
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
BEREKET, HUZUR, UMUT...
TERÖR VE TERÖRİZM
DOLDURUŞA GELEN, UKRAYNA GİBİ OLUR.
SURİYEYİ BEKLEYEN TEHLİKELER
28 ŞUBAT POST MODERN DARBESİNİ UNUTMAYACAĞIZ VE UNUTTURMAYACAĞIZ!
Ortadoğu’da Yeni Oyun: Silahla Olmadı, Parayla Dene
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Honda Civic Yenilendi
Eğitim de denetim de şart
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Toplum; sen, ben, biz, siz ve hepimizden oluşur. Toplumu oluşturan unsurlardan; olmazsa olmazlarımız vardır. Her meslek, her uğraşı, her meşguliyet…başlı başına değerlidir ve bir kıymeti vardır. Şu meslek gerekli, bu meslek gereksiz deme lüksümüz yoktur. Her insanın mutlaka her meslekteki ihtiyaçlara muhtaçtır. Berber, lokanta, manav, bakkal, öğretmen, avukat, hakim, doktor, temizlikçi, yazar, şair, şiir… olmadan hiç bir işimizi göremez, sonuç alamayız.
Toplum, sorumluluğu gerektirir. Her toplum bireyi, sorumluluğunu yerine getirmeli, üzerine düşen görevi aksatmadan yapmalıdır.
İşleri başkasına havale ederek sorumluluğumuzu yerine getirmiş olmayız. Ben yapmayayım başkaları yapsın, ben elimi taşın altına sokmayayım başkaları soksun, ben terlemeyeyim başkaları terlesin, ben yorulmayayım başkaları yorulsun, ben emek vermeyeyim başkaları versin… bunları uzatabiliriz. Hepsi lafü güzaf kabilinden, hepsi mala ya'ni türünden boş şeyler.
Hak iddia etmek için sorumluluklarımızı yerine getirmek zorundayız. Sözümüzün olması için kendimizin de bir şeyler yapması gerekir. Yattığımız yerden gökten ne altın yağar ne de gümüş. Her şeye muhalefet etmek, öküzün altında buzağı aramak, bütün yapılanları tenkit etmek, hep karamsar bir tablo çizmek, yarısına kadar boş bardak demek… küçük beyinlerin, iş beceremeyenlerin, topluma şaşı bakanların işidir.
Nedense önce hak iddia ediyoruz. İş, sorumluluğa geldi mi; "yo, ben burada yokum. Bana ne hükümet yapsın, belediyeler çözsün, falan yetkili değil mi onlar hangi güne duruyorlar?” diyerek mangalda kül bırakmamanın anlamı yok.
Şunları mutlaka kendimize sormak durumundayız, daha doğrusu sormak zorundayız:
Bu sorulara ve ilkelere riayet etmedikçe, kendimizi ilahi potada eritmedikçe, Kur'an'ın ilkelerine gönül vermedikçe, toplumda huzur sağlanamaz.
KDV oranları aşağı çekildi, temel gıdada KDV % 1 oldu. Bazı marketlerin bu oranlara uymadığını gözlemliyoruz. Bir Erdoğan düşmanlığı almış başını gidiyor bazı kesimlerde! Meselenin aslını, özünü bilmeden karanlıkta yürümeyi marifet sayanlar var. tarihten bîhaber kesim, geçmişini bilmeyen nesil, hakikatten uzak bir güruh… toplumu terörize etmeye, barışı, kardeşliği sabote etmeye çabalayan işgüzarlar var.
Fakat mızrak çuvala girmiyor, güneş balçıkla sıvanmıyor, yalancının mumu yatsıya kadar yanıyor…
"Sen doğru olursan, eğri sana zarar veremez” Bu ilkeyi hayatımızın nirengi noktasına koyalım.
Kaybettik!
Hoş kahveler içtik, dost hanesinden,
Telve dilde kaldı, nazı kaybettik,
Muhabbete daldık, şahanesinden,
Dost mazide kaldı, özü kaybettik!
Çok yakılar sardık, dert gitsin diye,
Merhemlerden sürdük, berkitsin diye,
Onulmaz yarayı, terk etsin diye,
Güzel temenniyi, sözü kaybettik!
Eğlendik ve güldük, safiyane hep,
Canana göz olduk, sahiyane hep,
Ahbaba can bulduk, dahiyane hep,
Sabırlarımızı, nazı kaybettik!
Gülmeyi kâr kıldık, mutlu gün için,
Maskeyi yar bildik, kutlu gün için,
Dostla bahar bulduk, tatlı gün için,
Sevinç tasa oldu, bizi kaybettik!
Kalp sevgiyi sildi, tekliyor şimdi,
Sevgi rafta kaldı, bekliyor şimdi,
Nadide yerinde, saklıyor şimdi,
Hasretler içinde, sizi kaybettik!İMSAK “İ”LERİMİZİN 4. SÜ
28 ŞUBAT DEYİNCE!
“İ” LERİMİZ (3)
SEVGİYE AÇILAN KAPILAR VEYA DİLARA
“İ” LERİMİZ (2)
“İ” LERİMİZ
DÜŞÜNCE ÜZERİNE
ALTI ŞUBAT DEPREMİNİN ARDINDAN
ŞİİR MEKTEBİ
O KADAR MI ZOR?