PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
SURİYE’YE “OSMANLI YÖNETİM MODELİ” LAZIMDIR.
HRİSTİYAN BİR KOMŞUN NAMAZ KILSA NE DERSİN?
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Bitcoin altına rakip olabilir mi?
HAK AŞIĞI AHMED-İ KUDDÛSİ
Yeni Bir Yıla
BİZ YAPTIK BİZ
“Ver Korkuyu” Değil; “Ver Coşkuyu”
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
İki kardeşin, iki şairin, iki edebiyat aşığının, iki gönül dostunun yılların birikimini, gönül voklanlarından feyezan eden, gönüllere kapı aralayan, huzuru ikame eden iki kitabı var elimde.
Dut Ağacı; şiirlerle örülmüş hikâye, İki Yusufçuk; şiirlerle müzeyyen kıymetli eserler.
Öğretmenim, yavrum sana emanet,
Bir fidandır yetir onu, gül eyle,
Mahvolur, bağbansız kalırsa şayet,
Ellerinle meyve veren dal eyle.
Eline kalem ver, yazsın yazıyı,
Tanısın kendini, bilsin maziyi,
Bayrağı, vatanı şahit gaziyi,
Her mekânda hakkı diyen dil eyle.
Edepli, ahlaklı, vakarlı olsun,
İlim, iman, ihsan, feyizle dolsun,
Vardığı mecliste daim yer bulsun,
Güçsüzlere şefkat sunan el eyle.
……………………………..
Bir öğretmen tanıyorum. Bütün sermayesini paylaşmayı düstur edinmiş, herkese dağıtıyor, dağıttıkça oğalıyor. Elinde bir mum yakmış, herkes mumunu ondan tutuşturuyor. Bulunduğu mekânda karanlıktan eser yok dağıtmakla bitiremediği sermayesi, gönlünde volkan gibi kaynayan sevgisi, bulunduğu mekânı aydınlatan da engin bilgisi ve örnek daranışıydı.
Yüzünden hiç eksik etmediği tebessümüyle okulun bahçe kapısından girer girmez bütün öğrencileri adeta onun gelmesini beklermişçesine etrafında toplanıyor, ona selam vermek ya da bir şey sormak, en azından yakınında bulunmak için birbiriyle yarış ederdi.
Derse girerken, dersten çıkarken, okul bahçesinde nöbetçi olduğunda ya da koridorda yürürken tek başına göremezdiniz. Kendisi istese de öğrencileri onu yalnız bırakmazlardı. O da bıkmadan yorulmadan bir şeyler anlatmaya, bildiklerini öğrencileriyle paylaşmaya çalışırdı.
………………………….
Hakkı Şener "Dut Ağacı” kitabında ideal öğretmeni böyle anlatıyor. Baştan sona kadar yaşanmış hikâyelerle süslenmiş, şiirlerle bezenmiş okunası bir kitap. Eline, gönlüne sağlık Hakkı Şener.
Dut Ağacı sz konusu olur da İki Yusufçuk unutulur mu? Bu da her hafta Selçukya Şiir akşamlarında ufkumuzu açan; gönlümüze ferahlık veren Ahmet Şener'in şiirlerle müzeyyen kitabı. Şöyle diyor;
İki Yusufçuk kuşuyuz,
Ben bu dağda sen o dağda,
Bir sevdanın gözyaşıyız,
Ben bu dağda sen o dağda.
Duman çöker hisleniriz,
Yağmur yağar ıslanırız,
Garip garip sesleniriz,
Ben bu dağda sen o dağda.
Sızılarız sızım sızım,
Yüreğimiz yanık bizim,
İşte böyle iki gözüm,
Ben bu dağda sen o dağda.
Havaya tüy bırakalım,
Kavuşurlar mı bakalım,
Bir türkü daha yakalım,
Ben bu dağda sen o dağda.
Yüzeriz gamı deryada
Kulak veren yok feryada,
Ah şu yalan dünyada,
Ben bu dağda sen o dağda.
……………………………..
Şiirsiz kalmayın. Şiirli gönüllerden ırak olmayın. Şiirle şuurlanın. Şairler arkadaş, güzel sözler yoldaşımız ve yoldaşınız olsun. Rabbim, yolunuzu, yolumuzu istikametten ayırmasın. (27 EKİM 2022)
PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
SÖZLERDE KENDİMİZİ ARAMAK
SEVGİ, İNSANA HAS BİR MEZİYETTİR!
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
YAZARLIK HAYATIM-YAYIMLANAN KİTAPLARIM VE EVRENSEL MESAJLAR SERİSİ
VAKT-İ MUHABBET
VUSLATININ 751. YILINDA MEVLANA
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
TEVHİD’İN HAYATA YANSIMASI
PAYİTAHTA RUH VERENLER