DUA TERAPİ

 

Dua; "çağırmak, seslenmek, istemek; yardım talep etmek” manasındadır. Dua, ruhun Allah'a yükselişi şeklinde de tarif edilebilir. Bu yükselişle kul Yaratıcı ile fikren ve hissen ilişkiye geçebilmek için gayret içinde olur. Dua, aşk ve şevkle, iman ve teslimiyetle, bilgi ve hikmetle, irade ve kararlılıkla, cehd ve gayretle gerçekleştirilen samimiyet ve ihlâsla dolu bir yalvarma, yakarma ve niyaz eylemidir. Hürmet, itaat ve sevgi duada olması gereken üç önemli esastır. Samimiyet ve ihlas da, duayı tamamlayan önemli hususlardandır.

Dua, kulun sonsuz kudret, rahmet ve mükemmelliğinden dolayı yüce kudrete karşı hayranlık, tazim ve bağlılık hissi duyması, bunu söz ve davranışlarıyla ifade etmesidir. Sonlu ve sınırlı bir varlık olan insan, sonsuz kudret sahibi bir varlık karşısında kendisini aciz hisseder. Kul kendi halini arz ederek, yüce olan varlıkla konuşarak iletişime geçer. Dua ile gerçekleşen bu iletişim sayesinde kul güç, güven ve moral elde ettiğini hisseder. Yaratanla kul arasında bir bağ kuran dua, kulun Yaratıcısı'ndan af, mağfiret, rahmet ve ihtiyaçlarının karşılanması talebinde bulunmasıdır. Bu yönüyle dua, günahları itiraf, sığınma ve bağışlanma, dilek ve istek şeklinde gerçekleşebilmektedir.

Dua, pasif bir istek değil aksine tutarlı bir istektir. Kişinin bedenî ve ruhî bütün güçlerini kullanarak üzerine düşeni yapması duanın hem sözle hem de davranışla ifade bulduğunu gösterir. Bu durum onun tutarlı olduğunu gösterir. Dua keyfiyetine, şiddetine ve güçlü ifade edilişine göre beden ve ruh üzerine etki etmektedir. Dua eden kişilere duanın nasıl bir etki yaptığı incelenmiştir. Buna göre duanın hem ruh hem de bedeni olumlu olarak etkilediği, sinirleri yatıştırdığı, olumsuz duyguları olumluya çevirdiği, duyguları kontrol altında tuttuğu, problemlere daha geniş bir açıdan bakabildiği, sadakat ve güven duygularını pekiştirdiği gibi pek çok etkilerinin olduğu ifade edilmiştir.

 "Dua müminin silahıdır”, buyuruyor sevgili peygamberimiz. Rabbimiz de; "Dua edin, duanızı kabul edeyim” diyerek, biz müminlere duanın gerekliliğini hatırlatıyor. "yer gök dua ile” der atalarımız. Doğrudur. Buna uygun olarak Kur'an'da; "duanız olmadıktan sonra Rabbim sizi ne yapsın!” denir. 365 gün 7/24 duaya ihtiyacımız var.

Kur'an'da dua ile ilgili ayetler;

Fatiha suresi dua olarak okunabilir. Ayrıca şu ifadeleri görüyoruz yüce kitabımızda;

"Kullarım beni sana sorduklarında de ki; "şüphesiz ki ben onlara yakınım. Beni çağırdığı zaman çağıranın çağrısına karşılık veririm. Onlar da benim çağrıma karşılık versinler ve bana iman etsinler ki doğru yola ersinler.”(Bakara/186)

"Ey rabbimiz! Bize hem dünyada iyilik ver, hem de ahirette iyilik ver. Bizi ateşin azabından koru.” (Bakara/201)

 "Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra yüreklerimiz eğriltme ve katından bize bir rahmet ver! Şüphesiz ki sen sonsuz bahşeden, bütün dilekleri verensin!” (Âl-i İmran/8)

"Ey mülkün sahibi olan Allah'ım! Sen mülkü dilediğine verirsin ve dilediğinden mülkü alırsın! Dilediğini yükseltir, dilediğini alçaltırsın! Her türlü hayır senin elindedir. Kuşku yok ki, sen her şeye güç yetirensin!” (Âl-i İmran/26)

 Hiçbir canlı duasız yapamaz. Dua, insanların sığınağıdır. Dua, katı kalpleri yumuşatan, zalimlere diz çöktüren, mazlumlara kapı açan yegâne korunaktır.  

Dua, terapidir; umutsuzluklarımızı alır götürür, her şeyin bittiğini sandığımız anda adeta önümüze bir ışık yakar, karanlığı aydınlığa çevirir. Dua; yaratanla iletişim kurmaktır. Dua; ekmek, su, hava, güneş kadar önemlidir insan için.

Hiçbir dine inanmayanların da dua ettiğini görürüz. Herkes, kendine göre benimsediği bir üstün güce sığınmak ve sırtını ona dayamak durumundadır.    

  Rus romancı Dostoyevski "Karamazof Kardeşler” kitabında şöyle der:

"”İçten gelen her dua yeni bir duygunun ifadesidir; yeni, bilmediğin güçlü fikirlerin kaynağıdır. Her gün fırsat buldukça:

 Allah'ım, şu anda huzuruna çıkanlara merhamet eyle” demeyi unutma. Zira yeryüzünde her saat, her an binlerce insanın ömrü sona erer, ruhları yüce Allah'ın huzuruna varır. Aralarında niceleri yalnızlık içinde, herkesçe unutulmuş, genel ilgisizlikten küskün, incinmiş olarak dünyadan ayrılmıştır. Belki tanımadığın bu insanlardan biri için dünyanın öbür ucundan yolladığın rahmet dilekleri Allah'a ulaşır. Rabbin huzuruna korku içinde çıkan ruh, yeryüzünde onu düşünen, yardımcısı olan birisi bulunduğunu duyunca nasıl duygulanırdı kim bilir! Allah ikinize de artmış bir sevgiyle bakar, merhametiyle sevgisinin sınırı olmadığı için, senin acıdığın birine bunları kat kat bağışlar, senin hatırına bağışlar onu.””

Hz. Peygamber dua konusunda şöyle buyurur:

"Allah ile arasında perde bulunmayan iki dua vardır. Biri mazlumun duası, diğeri kişinin din kardeşinin gıyabında yaptığı duadır.”

" Bir kimse, gıyabında birine dua ederse, melekler aynı şekilde ona dua ederler.”

 "En makbul dua, gaibin gaibe yaptığı duadır.”

Dua kimliğin ifade edilmesi ve şahsiyetin bütünleşmesi anlamında önemli bir eylemdir. Dua dinî tecrübenin bir göstergesi olarak inanılan varlığın keşfedilmesinde ve duyguların bu göstergelerle uyumlu hale getirilmesinde rol oynar.

İnsan ruhunu tasfiye ve takviye eden dua, kişiyi inandığı varlığa yaklaştırır. İnanan insan dua ettikçe Allah'a yaklaşır ve imanı kuvvetlenir. Allah'a yaklaşan kişinin zihni ve fikri de O'nunla meşgul olur. Böylelikle dua, zihnin kötü hayaller ve ihtiraslarla dolmasını engeller. İnsanın kötülüklere uzanmasına engel olarak onu iyiliğe yönlendirir. Bu durumda kişi, ahlakî bir hayat için gerekli duyarlılık ve özgeciliği elde eder. Böylece kişi problemlerini çözmede gerekli zihin duruluğu, moral gücü ve sağduyuya sahip olabilecektir.

Samimî ve inanılarak yapılan duanın insan ruhunda olumlu etkileri bulunmaktadır. Duanın özellikle hastalık, fizik ya da zihnî sarsıntı, duygusal ya da hissî bulanıklık durumlarında etkili olduğu görülmüştür. Böyle yapılan bir dua insanın ruhuna sükûnet verir. Dua sayesinde kişi normal şuurun daha üstüne çıkabilme durumuna gelebilir. Bu durum kişinin sezgi güçlerini de kuvvetlendirebilmektedir. (19 AĞUSTOS 2024)


Yazarın Diğer Yazıları