DOST ZİYARETLERİ, KİTAPLAR VE MESAJLAR

  1. önceden tanıdığım, fikirlerinden istifade ettiğim, kültür seyahatlerimizde bizimle birlikte olduğunda yanında getirdiği kitapları mutlaka verme çabasında olan, fırsat buldukça sohbet etmekten, tebliğ ve irşatta bulunmaktan zevk alan bendenize göre ideal bir insan, görevinin aşığı ve alışılmışın dışında bir Din Görevlisi.

Önce Konya Müftüsü Doç. Dr. Ali Öge'ye yeni görevine atanması nedeniyle hayırlı olsun ziyaretine gitmiştim.

Bu sefer de Camiler ve Din Görevlileri Haftası sebebiyle yeni görevi olan Müftü yardımcılığına atanması nedeniyle Ahmet Demirel'i ziyaret edip tebrik etmek istedim. Cidir,

Odasında Necmettin Erbakan Üniversitesi Tarih bölümü öğretim üyesi Halil İbrahim Çelik ve başka bir müftü yardımcısı Abdullah Yalman vardı. İlim, fikir ve düşünce adamlarıyla birlikte olunca normal olarak mesele fikir üretmeye, düşünce konuşmaya, aklı terletmeye geliyor. İyi de oluyor. Hani güzel bir söz var;

"Âlim ile sohbetin her sözü bir incidir,

Cahil ile sohbetin, her sözü can incitir.”

Kıymetli dost Ahmet Demirel'e hayırlı olsun dileklerimi ilettikten sonra "Şeb-i Arus” isimli kitabımı imzalayarak takdim ettim. O da bendenize; Meşhurlarla Gönül Sohbetleri Mimandar isimli kitabı verdi.

Gerçekten kitapta birbirinden güzel ve özel sözler mevcut. Hayatın yükünü çeken, sıkıntıları sabırla karşılayan düşünce, fikir ve ilim adamlarının sohbetlerinin yer aldığı kıymetli bir kitap. Gönüllere hitap eden, mesajlar yüklü sözlerden bir demet yapıp sizlere takdim etmek istiyorum;

"Benim çocukluğum ekonomik sıkıntının had safhada olduğu bir dönemde geçti. Köyde yaşadığım için o sıkıntıyı, yokluğu tümüyle yaşadım. Sıkıntılar sadece ekonomik değildi. İnanç açısından da fevkalade baskı ve dayatma vardı. Ezanın dahi; "Allahü ekber” diye okunmasının yasak olduğu, "Tanrı uludur diye okuyacakdın” denilerek dayatıldığı bir devirdi. Kur'an okumak yasaktı. Bizim köyümüzde Kur'an okutacak hocalar vardı ama onlar cesaret bulamadıkları için köyümüze yarım saatlik mesafedeki köye gidiyordum Kur'an öğrenmek için. Babam bize: "Bunca baskıya, bunca dayatmaya rağmen siz okuyun, ileride size çok ihtiyaç olacak. Bu millet Müslümandır, Müslüman millet hocasız olmaz” derdi.

İnsanın hayatının başında mahrumiyet çekmesi, sıkıntılı bir hayat yaşaması, yokluk çekmesi çok faydalıdır. Sıkıntılar, yokluklar, darlıklar, çaresizlikler insana cesaret verir.

Annem, ekmek yapmak için hamur yoğuruyor, ben de ona bakıyordum. Annem hamuru o kadar çok yumrukladı ki ben anneme: "Anne, yeter artık, çok yumrukladın hamuru” dedim. Annem bana: "Oğlum, bir hamur ne kadar çok yumruklanırsa, o kadar kaliteli ekmek olur.” dedi.

Bir genç hayatının başında ne kadar zorluk çekerse, ne kadar sıkıntıya göğüs gererse, o kadar kaliteli, o kadar başarılı olur.”

 

Gönül Dostları!

 

Zümre-i sohbetin, hakimleridir,

Can padişahları, gönül dostları,

Kırılmış kalplerin, hekimleridir,

Can padişahları, gönül dostları!

 

Hakkın kullarının ivazsız eli,

Dili kalbindedir şaşırmaz yolu,

Yiğittir cömerttir bükülmez kolu,

Can padişahları, gönül dostları!

 

Âfitabdır mahdır, herkese doğar,

Bir yağmur emsali, canlara yağar,

Sevenlere dosttur, insana ağar,

Can padişahları, gönül dostları!

 

Tevazu zirvede, toprak misali,

Şeb-i arus'a denk, onun visali,

Yunus Mevlana ve Hallaç timsali,

Can padişahları, gönül dostları!

Yazarın Diğer Yazıları