ABD ve Asya borsaları allak bullak
BOYKOT
SİYASET GERİLİM DEĞİL, ÇÖZÜM ÜRETMELİDİR.
RAMAZANDA KAZANDIĞIMIZ GÜZEL ALIŞKANLIKLARI HAYATIMIZIN TAMAMINA HÂKİM KILMALIYIZ
KONYADA TRAFİK
Mart Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
Biri cumhurbaşkanına söylesin, Konya’yı kaybediyoruz
Kime Konuşuyoruz/Yazıyoruz?
Güzel Günler Birlikte Mümkün
İRAN – ABD İLİŞKİLERİ
Gençleri mehdi mi kurtaracak?
DESTİMÂL
Destansı Galibiyet
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
Takvimler 17 Ağustos 1999'u gösteriyordu. Gece bir anda büyük bir gürültü koptu. Sanki kıyametten bir sahneydi. Her yer can pazarı. Etrafa kaçışanlar, korkanlar, ağlayanlar, sinir krizi geçirenler…
Adeta Marmara yıkıldı, hayaller suya düştü. 17 Ağustos Depremi, gerek nüfus yoğunluğu gerekse de ekonomik faaliyet açısından Türkiye'nin en önemli bölgesini etkiledi. Resmi rakamlara göre, depremde 18 bin 373 kişi hayatını kaybetti, 48 bin 901 kişi de yaralandı. 5 bin 840 kişi de kayboldu.
Acısının hala geçmediği belli. Rabbim bir daha böyle acılar göstermesin. Deprem, yangın, sel ve koronavirüs gibi afatlardan korusun.
Hiçbir insanımızın burnunun kanamasını kimse istemez. Bir insanın ayağına diken batması insan olanı üzer.
Deprem konusu gündeme gelince-ki gündemden hiç inmiyor- şu sorulara cevap vermemiz gerekir;
****
Yavaş Yavaş
Hayat zakkumdur, zehirli bir aş,
Her insan dertli, derdiyle yoldaş,
Hep kendine dost, kendine sırdaş,
Ömür bitiyor, bak yavaş yavaş!
Elin üşüyor, ayakların da…
Donar her yanın, şakakların da,
Yüzün soluyor, yanakların da.
Güneş batıyor, bak yavaş yavaş!
Ömrü elif kıl, ölümü öldür,
Hayat boyu gül, canları güldür,
Sırat denilen, bu doğru yoldur,
Zaman gidiyor, bak yavaş yavaş!
Cennete girmek, hep elimizde,
Çektiğimiz dert, şu dilimizde,
Günahkâr olan bu halimizle,
Hayat yutuyor bak yavaş yavaş!
Mal engel cana, makamlarsa yük,
Dünyalık emval, bu sınav büyük,
Sırtlarda günah, boynumuz bükük,
Mezar yetiyor bak yavaş yavaş!
Engeller Ruhta olmasın!
Sağlam görünenler, komada hasta,
Yeter ki engeller, ruhta olmasın,
Kim bilir belki de, elemde yasta,
Bitmeyen engeller, rahta kalmasın!
Engellilerimiz, hepsi canımız,
Aynı bedendir, aynı kanımız,
Ayrı gayrımız yok, bunlar yarımız,
Göz pınarlarımız, sahte dolmasın!
Toprağımız aynı, suyumuz aynı,
Bayrağımız aynı, huyumuz aynı,
Hep Âdem'den geldik, soyumuz aynı
Merhamet duygusu, ahı bulmasın!
Ne Hale Geldik?
Ruh ahvali değişti, sanki bilmece,
Güneşleri kaybolmuş, bitmeyen gece,
Tutacak el kalmamış, hepsi düzmece,
Güneşleri kaybolmuş, bitmeyen gece!
Tüm kalpler kapkaranlık, ruhsuz nedense,
Gönüller darmadağın, beyinde pense,
Fikirlere kelepçe, hiç değmedense,
Düşünce aydınlatsın, nur olsun gece!
Sözler kurşun atıyor, canı yaralar,
Dil şirazeden çıkmış, dostu paralar,
Birbirine karışmış, aklar karalar,
Ne zaman sabah olur, açılır gece?
BOYKOT
BİR BAYRAM BÖYLE GEÇTİ
OLAYLARA ŞİİRLERİMLE CEVAP
YAZARLAR İFTARDA BULUŞTU
İNSANA SADAKAT YAKIŞIR
ÇANAKKALE RUHU; ANADOLU İRFANIDIR
HEPİMİZE YETECEK KADAR YER VAR DÜNYADA
BUHARİ KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ’NDE İFTAR
İSTİKLAL MÜCADELEMİZ!
İMAM HATİPLERİMİZ