PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
SURİYE’YE “OSMANLI YÖNETİM MODELİ” LAZIMDIR.
HRİSTİYAN BİR KOMŞUN NAMAZ KILSA NE DERSİN?
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Bitcoin altına rakip olabilir mi?
HAK AŞIĞI AHMED-İ KUDDÛSİ
Yeni Bir Yıla
BİZ YAPTIK BİZ
“Ver Korkuyu” Değil; “Ver Coşkuyu”
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Değişim; yanlıştan, zarardan, kötülükten, yanlıştan, eski alışkanlıklardan, günahtan…uzaklaşıp, yepyeni hale gelmek.
Her değişim, bir dönüşümdür. Her canlı hayatı süresince değişime tabidir. Fikirde değişim, anlayışta değişim, inanç kabul edilen uygulamalarda değişim…
Değişimler; yenilenmeye kapı açar. Daha istikrarlı, daha dinamik, daha zinde olmayı sağlar. Değişim, kalp huzuru verir, sağlıklı, güvenli bir hayat sürmeye yol açar.
Tevbe, pişmanlık, dua, istiğfar… değişime girmek için en etkin yöntemdir. Günahtan arınmak için yapılan dualar, pişmanlıktan dolayı dökülen gözyaşları, Allah'ın hoşuna gitmeyen işler nedeniyle secdeye kapanmak…hepsi insanı inşa eden, insana insanlık kapılarını açan birer inşa taşlarıdır.
Hz.Âdem ile Hz. Havva, şeytanın aldatması sebebiyle Cennet'ten çıkarılmışlar, her birisi birbirinden mesafelerce uzak yerlere indirilmişlerdi. Günlerce, aylarca dua ettiler, gözyaşı döktüler, yaptıklarına pişman oldular. Şu sözlerle değişime, dönüşüme girdiler;
"Rabbimiz! Biz nefsimize kötülük ettik. Eğer bizi bağışlamaz, bize acımazsan, hüsrana uğrayanlardan oluruz!” bu güzel sözler sonucunda yaratanımız, her ikisini de Arafat'ta bir araya getirdi. Bu değişimde samimiyet vardı. Her samimi hareket değişime vesiledir.
Hz. Yunus da pişmanlığını şu sözlerle dile getirdi:
"Senden başka ilah yoktur. Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim. Ben zalimlerden oldum.”
Mevlana Celaleddin-i Rumi'ye isnat edilen ama aslında ona ait olmayıp İranlı şair Ebu Said Ebu'l Hayr'a ait olan;
"Gel ne olursan ol yine gel…” sözü hepimizi en kısa zamanda dönüştürmeye yönelten, etkin bir ifadedir. Gel ama geldiğin gibi kalma, çamur geldiysen, hamur olarak; kamış geldiysen ney olarak; yamuk geldiysen, elif olarak… git demektir. Çünkü eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz.
İnsanın yaratılış serüveni; Adem, Âdem, Adam şeklindedir. Adem; yokluk demek. İnsan önceleri yok iken yüce Mevla her renkten aldığı toprakları suyla karıştırarak Âdem'i meydana getirdi. Fakat Âdem'in adam olması gerekiyordu. Onun için kendi ruhundan üfledi.
Demek ki gerçek insan olmanın yolu; İlahi boya ile boyanmak, Allah'ın çizgisinde gitmek, hayatımızı her an değişime tabi tutmaktan geçiyor.
Hiçbir şekilde umutsuz olmamalıyız. Zira Allah'tan umut kesilmez. Günahımız dağlar kadar da olsa, tamamen günah batağında da olsak; pişmanlıkla, bir daha yapmamak üzere gözyaşlarıyla Allah'a dua edip geriye dönüş yaptığımızda hiç günah işlememiş gibi oluruz. Allah, tövbe edenin tövbesini kabul eder. Tövbe kapısı kıyamete kadar açıktır. Allah, dua edenin duasına cevap verir. Ellerimizi kaldırmamız, duaya cevap verildiğinin bir alametidir, duada dilimizi kımıldatmamız, duaya icabetin bir belirtisidir. Asıl olan duaya yönelmek, dua için kapı aralamak, beynimizi, bedenimizi, bütün her şeyiyle O'na konsantre etmek, değişime girmek anlamı taşır.
Değişimin zamanı, günü, haftası, ayı yoktur. Fırsat bulduğumuz her an değişim için bir imkândır. "yapamıyorum, bizden geçti, ben kim, değişim kim? Değişim için Ramazan aylarını, kandil gecelerini, bayramları…” beklemek kadar yanlış ve akla ziyan bir şey olamaz. Değişimden yararlanmak için silkinelim. Hep birlikte umduğumuza nail, korktuğumuzdan emin olalım.
Vuslata Erer!
Yandıkça yanar, aşk bedende kor,
Tedbirin alan, vuslata erer,
Nefretler ateş, sevgiler dekor,
Cananın bilen, vuslata erer!
Hala ararım, sevda içimde,
Bir haller oldum, mecnun biçimde,
Benlik kaybolur, Hakkı seçimde,
Mevla'sın bulan, vuslata erer!
Adını anar, rengim sararır,
Sol yanım kanar, benzim kararır,
Güvenmem asla, nefis kabarır,
Kendine gelen, vuslata erer!
Madde silinir, mana gelince,
Doğru bilinir, hakkı bulunca,
Lal olur diller, hali alınca,
Nefsini bilen, vuslata erer!
Ne Güzel!
Hayatın anlamı, elifte gizli,
Elifçe hayatta, kalmak ne güzel,
Sözlerin sırları, arifte gizli,
Elifli hayatı, bulmak ne güzel!
Kula kul olmayıp, kıyamda ol hep,
Günaha dalmayıp, helalle dol hep,
Batılı bulmayıp, haklıyı bul hep,
Elifçe sedalar, salmak ne güzel!
Sözünün eri ol, bakma yalana,
Takdire boyun eğ, takma olana,
Gözlerin feri ol, gitme talana,
Elif gibi sevmek, gülmek ne güzel!
Kırıcı söz etme, kırılmayasın,
Gönül alıcı ol, darılmayasın,
"Kötü insan” diye, sorulmayasın,
Elifçe dostlara, gelmek ne güzel!
Adam kalmak gerek, elif olarak,
Hakkı bulmak gerek, elif kalarak,
Cennete varılır, elif bularak,
Elifi okuyup, bilmek ne güzel!
PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
SÖZLERDE KENDİMİZİ ARAMAK
SEVGİ, İNSANA HAS BİR MEZİYETTİR!
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
YAZARLIK HAYATIM-YAYIMLANAN KİTAPLARIM VE EVRENSEL MESAJLAR SERİSİ
VAKT-İ MUHABBET
VUSLATININ 751. YILINDA MEVLANA
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
TEVHİD’İN HAYATA YANSIMASI
PAYİTAHTA RUH VERENLER