Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
AİLE VE MUALLİMLİK
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Sayın Başbakan'ın, “son kez aday oluyorum” sözleri, AK PARTİ tüzüğünde, “üç dönem görev alma” şartı… bunları üst üste koyduğumuz zaman Eylül ayında yapılacak olan Genel Kurulda bir çok AK PARTİ kurucusu ve üst düzey yöneticinin görevden ayrılması ile partide büyük bir boşluk olacak! Dolayısıyla parti Genel Başkanlığına bu işi en iyi götürebilecek halkın itimat ettiği bir isim gelmesi gerekli. İşte onun için HAS PARTİ ile diyaloga girip, AK PARTİ'ye katılımları istenmiştir.
HAS PARTİ kadroları olduğu gibi AK PARTİ'ye geldikleri zaman; Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı, Numan Kurtulmuş da başbakan olacaktır! Abdullah Gül ise daha üst bir makamda görev alabilir. Bu, Dünya Bankasında bir görev, BM'de bir görev veya daha değişik pozisyonlarda uygun görevler olabilir!
Tabii bu senaryo; Türkiye'de başkanlık sistemine geçiş olmadığı zaman için geçerlidir. Eğer başkanlık sistemine geçilirse o vakit daha başka siyaset üretilebilir. Ama görünen o ki; Erdoğan Cumhurbaşkanı olarak kendini hazırlıyor!
Kılıçdaroğlu, Milliyet'e yaptığı açıklamada; “Erdoğan köşk'e uygun değil. 21. Yüzyılın Türkiye'sine bir kadın Cumhurbaşkanı niye yakışmasın?” demiş! Kadın Cumhurbaşkanı da olur ancak neden Erdoğan cumhurbaşkanlığına yakışmasın? Bir zaman Abdullah Gül için de aynısını söylemişlerdi! Sonuç ne oldu hep birlikte gördük değil mi? Sayın Gül'ün seçim sürecinde olanları bir hatırlayın!
Elbette siyasi partiler- özellikle Meclis'te temsil edilen partiler- kendi adaylarını gösterecekler. Ama cumhurbaşkanını halk seçecek. Halk kimden memnun ise, kimi başta görmek arzusundaysa ona yetki verecek.
CHP'nin elinde herhalde bir kadın aday var ki bu kadar üstüne düşüyor! Valla, CHP, halka kendini kabul ettirmediği, halkın değer yargılarına saygıda kusur ettiği sürece sittin sene iktidar olamaz! CHP böyle deyince aklıma 12 Eylülcülerin kurdurduğu horozlu parti geldi. Merhum Turgut Sunalp paşanın partisi. O zaman Kenan Evren; “sakın Anatavan partisine oy vermeyin, Turgut Sunalp'a verin” demişti de sonunda ne olmuştu? Halk tamamen ANAP'a yüklendi ve tek başına iktidar yaptı! Sırf bu değil, tarihin hangi döneminde olursa olsun, “buna oy vermeyin, diğerine verin” sözünün aksini yapmışlardır. Halk, en iyisini bilir. Kimin ne yaptığını, nasıl yaptığını, niçin yaptığını hafıza defterine kaydeder! Kaydeder ki günü gelince kullanacak.
Bu günden bir şey söylemek erken olur. Ancak şunu söylemem gerek; siyasette 2x2= 4 etmez. Fakat şu eder; dürüstlük, samimiyet, hizmet, inanç… bunlar her zaman geçer akçedir! Maskeli tavırlar, riyakar tutumlar, gösteriş, yalan, iftira, çamur atma…bunlar da her an kaybettiren şeytanın işleridir!
AİLE VE MUALLİMLİK
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
NE KADAR SAMİMİYİZ?
MIZRAK ÇUVALA GİRMEZ
MANKURTLAR
SELÇUKYA NELER YAPIYOR?
GÖNÜL FATİHLERİ
16 KONYA EFSANESİ
ERENLER DÜNYASI
VAKT-İ MUHABBET