Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
AİLE VE MUALLİMLİK
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Aydınlar Ocağı Salı Sohbetlerinde Fotoğraf Sanatçısı Cahit Sağlık mesleğin serüvenini anlattı:
"Fotoğraflar tarihin şahididir”
Konya Aydınlar Ocağı'nın düzenlediği Selçuklu Salı Sohbetlerinde bu hafta Fotoğraf Sanatçısı Cahit Sağlık Cumhuriyetimizin 100. Yılında Konya Fotoğrafları” konulu bir sunum yaptı.
Cahit Sağlık, 1947 yılında dünyaya gözlerini açtı ve küçük yaşlardan itibaren de babası Osman Sağlık'ın PTT arkasında bulunan Rüzgârlı Sokaktaki fotoğrafçı dükkânına gidip gelmeye başladı. "Necatibey İlkokulunu bitirdikten sonra baba mesleğine devam etti.
Sağlık, hayat hikâyesini şöyle sürdürdü;
"Babam işyerinde önceleri istida yani dilekçe yazarken sonradan tasvir ve suret denen vesikalık fotoğraflar ile kırıtma denenen boy fotoğrafları çekmeye başladı. Ben de mesleği babamdan öğrendim ve bugüne kadar devam ettim.
1930'lu yıllarda cam filmler kullanılırdı ve arşivimde halen saklarım. Çünkü fotoğraflar tarihin şahididir. Daha sonra 36 karelik filmler kullanıldı. Günümüzde ise teknolojik gelişmeler sayesinde filme ihtiyaç duyan kalmadı; cep telefonları herkesi fotoğrafçı yaptı”.
Arşivinde bulunan cam filmlerden derlediği yüz yıllık fotoğraflardan oluşan dosyayı ekrana yansıtarak izleyenlere sunan Sağlık, katılımcıları eski Konya tarihine doğru yolculuğa çıkardı.
Cahit Sağlık, eski Konya resimlerini gösterince Çocukluk Konya aklıma geldi;
Şerafettin Camiinin tam karşısında bulunur. Kayalı Park yapılmadan önce burada Kavafiye çarşısı vardı. Kunduracılar toplu olarak kavafiye Çarşısında mesleklerini icra ederlerdi.
Kayalı Park ismini; parkın ortasındaki havuzun içindeki kayalardan alır. Kayalar sonradan konmuş ve bir süre sonra havuz yenilenerek tekrar aynı biçimde yerleştirilmiştir.
Konya'ya gelip de, Kayalı Park'a uğramayan yoktur. Burası bir çeşit adres belirleme noktasıdır. Eskiden, Belediye otobüslerinin ilk hareket noktasıydı. Bütün semtlere otobüsler buradan kalkardı. Şehre indiğimde mutlaka kayalı park'a uğrardım. Çınarların altında serinlemek çok güzel olurdu. Çocukların, havuza dalışlarının keyfine doyulmazdı. Her türden satıcıyı görmek mümkündü; simitçi, gazozcu, pamuk şekerci, termiyeci…
Gazozcular, üç tekerlekli bisiklet arabasına kalıplar halinde buzun üstüne gazozları koyup;
-"Gazoz, buz gibi gazoz. Dişlere keman çaldırıyor, soğuk değilse parasını vermeyin abilerim.” Diye bağırıyor, simitçiler;
-"Çıtır simit, memur kebabı, sıcak sıcak” diyerek, insanların canını çektiren sesleri, termiyecilerin;
-"termiye terter,
boğazımı yırtar,
baklava börek
gel beni kurtar” tekerlemesi, herkesin dikkatini çekerdi.
Çınarların gölgesinde oturup, etraftan gelip geçenleri izlemek bir başka huzur veriyordu. Banklarda otururken, ayakkabı boyacılarının;
-"Boyayalım abi” nidaları ve fırçayı boya sandığına tempolu vuruşu, adeta musiki nağmesi oluştururdu.
Parkta dinlenme anında; Şerafettin, İplikçi, Hacı Hasan camilerinden yükselen ezan insanı mest ederdi. Belediye otobüslerinin hareket noktasıydı Kayalı Park. PTT önünde kartpostal satıcıları vardı. Bayramlarda, yeni yılda, askerler, sevgililer… burada oturur kartpostallara gönlündeki duyguları yazarlardı!
Resimlere bakarken hem duygulandım, hem de Konya'nın nasıl bir değişime uğradığını düşündüm. Bilinçsizce yapılan imar çalışmalarını, yapılan yıkımları hatırlayınca yüreğim sızladı. Mesela Alaaddin tepesi kuzeyindeki eski sultan saray kalıntısının üstündeki şemsiyenin kaldırılıp eskisini aratması imar çalışmasındaki bir garabeti hatırlatır.
Çocukluk Konya'm!
Bahçeliydi evler hep sekiliydi,
Samimiyet çoktu aşk ekiliydi,
Avlusunda çiçekler dikiliydi,
Sanki gülistandı çocukluk Konya'm!
Komşularım vardı Kalfa Solaklar,
Sessizdi cadde, sakindi sokaklar,
Temizdi doğa berraktı sulaklar,
Bir destandı benim çocukluk Konya'm!
Yazın tozlu, kışın çamurdu yollar,
Pazara giderdi üretken eller,
Kahırlar içinde bilinmez haller,
Unutulmaz andı çocukluk Konya'm!
Seyyar satıcılar sık sık gezerdi,
Nerde çocuk görse ora sızardı,
Kayalı park bize günlük pazardı,
Mutlu bir zamandı çocukluk Konya'm!
Bayramlarda yeni esvap giyerdik,
Hal hatır sorunca bayram sayardık,
Dualar alınca manen doyardık,
Coşkulu mekândı çocukluk Konya'm!
Ramazanda Konya başka olurdu,
Mahalleli camilere dolardı,
Ne güzel hatipler vaizler vardı,
Öğütle donandı çocukluk Konya'm!
Beklerim Sizi
Selçuklu başkenti bu güzel şehir,
Kubbe-i hadrada beklerim sizi,
Canları sulayan coşkun bir nehir,
Dede bahçesinde beklerim sizi!
Kervan içsin diye sebil konulmuş,
Külliye şuuru halka sunulmuş,
Öteden bugüne şanla anılmış,
Sahibi atada beklerim sizi!
Kapısına; Yasin Fetih kazınmış,
Selçuklu motifi sülüs yazılmış,
Kesme taş bezeli süsler dizilmiş,
İnce Minarede beklerim sizi!
Harika bir cami yivli minare,
Mavimtrak taşla bak hale hale,
Büyük pencereyle ferah, şahane,
Aziziye'mizde beklerim sizi!
Sultanlar kentini görenler hayran,
Hoşgörü fısıldar gelene her an,
Keykubat şehrinde geçiyor zaman,
Selatin camide beklerim sizi!
Şems ile Mevlana orda buluştu,
Âşık gönüllerde sevgi tutuştu,
Rahmani canlara Hızır yetişti,
Mecmau'l bahreynde beklerim sizi!
Mevlevi mutfağın aşçı dedesi,
Mevlana sevgisi canı fedası,
Gönüller doyurur aşın alası,
Ateşbaz velide beklerim sizi!
Semazenler döner semada aşkla,
Zikir meclisine girilen meşkle,
Mana ikliminde akan her eşkle,
Şeb-i aruslarda beklerim sizi!AİLE VE MUALLİMLİK
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
NE KADAR SAMİMİYİZ?
MIZRAK ÇUVALA GİRMEZ
MANKURTLAR
SELÇUKYA NELER YAPIYOR?
GÖNÜL FATİHLERİ
16 KONYA EFSANESİ
ERENLER DÜNYASI
VAKT-İ MUHABBET