Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
AİLE VE MUALLİMLİK
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Bundan bir süre önce Filistinli Ahed Tamimi'nin, İsrail askerlerine sağ eliyle yumruğunu göstermesi, dünya gündemine oturdu. İnternette “tıklama” rekorlarının kırılmasıne sebep oldu!
Türkiye'ye davet edildi. Burada “Hanzala Cesaret Ödülü” aldı! Ahed Tamimi'nin şu sözü çok anlamlı ve düşündürücü; ''İsrail askerlerine sağ elimle yumruğumu gösterdim. Filistin'i özgürleştireceğimi düşündüm''.
Bu, bir sembol oldu, hem de Cesaret sembolü! Bizlerin, büyüklerin yapmadığı, üzerine gitmediği, korktuğu, aymazlıklarla boğuşan biz insanlara büyük bir hayat dersi vermiş oldu!
Gerçekten çirkinlikler karşısında niçin sessiz kalıyoruz? Her fırsatta; “Resulullah bizim için bir örnek” demiyor muyuz? Onun hayatını uygulamak için çaba sarf ettiğimizi söylemiyor muyuz? Hani nerede öyleyse; “bir kötülük gördüğünüz zaman elinizle değiştirin. Buna gücünüz yetmiyorsa dilinizle değiştirin. Buna da gücünüz yetmiyorsa kalben buğz edin. Kalben buğz etmek imanın en zayıf bölümüdür” demiyor mu? Sıra, “kalben buğz etmeye” kadar gelmemelidir.
Öncelikte; el ve dil var. Bu, biz insanların; daha aktif, daha dinamik, yanlışlara daha çok tepki koyan, insanların huzuru, ülkelerin güvenliği, temiz toplum için vazgeçilmez bir ilkedir. Tarihe bakınız, peygamberlerin hayatını inceleyiniz… hiçbiri; yanlışlara, çirkinliklere, Allah dışı sistemlere, “eyvallah, gelen ağam, giden paşam, bana ne, beni ilgilendirmez…” dememiş, hayatları pahasına olsa mücadele etmişlerdir!
Tabii ki, mücadelenin karşılığında; ölmek, öldürülmek, sürülmek, işkenceye maruz kalmak, akla hayale gelmedik ayak oyunlarına uğramak da var. Ama şu unutulmamalı ki; şerefsizce yaşamaktan, şereflice ölmek daha iyidir. İnsan bir kere ölür.
Meseleyi yalnızca Filistin olarak dar bir kalıp içinde ele alamayız. Bütün insanlık, bütün dünyada mevcut olan; haksızlıklar, gözyaşı, terör, işkence, insanlık dışı muameleler…söz konusu. Kimsenin böylesine bir şiddete karşı ilgisiz kalması düşünülemez. Zira insanın mayasında, “zulme alkış tutmamak” vardır.
Merhum Âkif bu hususta ne güzel söylüyor;
“Zulmü alkışlayamam,
Zalimi asla sevemem,
Gelenin keyfi için,
Geçmişe kalkıp sövemem.”
Adı ne olursa olsun, ortada bir yanlış varsa, oluyorsa onlara karşı mutlaka dik duruş gösterilmeli, tavır konulmalıdır. Filistinli Ahed Tamimi bu konuda iyi bir örnek oluşturmuştur. Çünkü akıl yaşta değil, baştadır.
Hatırlayınız, bir süre önce Başbakanımızın; Davos'taki, “One Minute” çıkışını bazıları; “kuru bir laf, hamaset yapıyor” diyerek ciddiye almamışlardı! Ardından İsrail ile olan ilişkiler gözden geçirildi! Onunla olan bütün anlaşmalar iptal edildi! Böylesine bir çıkışı sadece Başbakanın veya hükümetteki bir Bakanın yapması yetmez. Hepimizin, her birimizin ayrı ayrı, tek tek, “dik duruş” gösterme zorunluluğumuz mevcuttur. Helal olsun sana AHED TAMİMİ! Seni alkışlıyorum, gözlerinden öpüyorum. Bundan sonraki hayatında da dik duruşunu sürdürmeni gönülden istiyorum. Ahed Tamimi'lerin sayılarının artacağını umut ediyorum.
AİLE VE MUALLİMLİK
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
NE KADAR SAMİMİYİZ?
MIZRAK ÇUVALA GİRMEZ
MANKURTLAR
SELÇUKYA NELER YAPIYOR?
GÖNÜL FATİHLERİ
16 KONYA EFSANESİ
ERENLER DÜNYASI
VAKT-İ MUHABBET