PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
SURİYE’YE “OSMANLI YÖNETİM MODELİ” LAZIMDIR.
HRİSTİYAN BİR KOMŞUN NAMAZ KILSA NE DERSİN?
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Bitcoin altına rakip olabilir mi?
HAK AŞIĞI AHMED-İ KUDDÛSİ
Yeni Bir Yıla
BİZ YAPTIK BİZ
“Ver Korkuyu” Değil; “Ver Coşkuyu”
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Cami; Arapça; "cem” kökünden gelir. "Toplayan, bir araya getiren” demektir. İbni Haldun bu kelimeyi; hangi dine ait olursa olsun, genel olarak ibadet yerleri için kullanmıştır. Bu yüzden sahabiden bazıları, ehli kitabın mabedlerinde namaz kılmakta bir sakınca görmemişlerdir. Sadece namaz kılmaktan çekinilen nokta; içinde resim ve heykel bulunmasıdır.
Yeryüzünde insanlar için inşa edilen ilk mabed Kâbe, ikincisi ise Mescid-i Aksa'dır. Hz. Peygamber, İslam'ı tebliğe başladığı zaman Mekke müşriklerinin tepkisiyle karşılaşmıştı. İlk müslümanlar, Dâru'l Erkam'ı mescid haline getirmişlerdi. Ayrıca, evlerinde, vadilerde gizlice ibadet ediyorlardı. Hz. Ebubekir, evinin bahçesinde yaptığı küçük mescitte; müşrik çocuk ve kadınlarının İslam'a sempati duymasına vesile oluyor, bu da müşriklerin tepkisini çekiyordu. Hz. Ömer Müslüman olduktan sonra Müslümanlar, açıkça Mescid-i Haram'da namaz kılmaya başladılar.
Hicretten sonra Hz. Peygamber, mahallelerde ve kabilelerin içinde Müslümanların sayısı artınca buralarda mescitler inşa edilmesini emretti.
Mescit ve camiler başlangıçta; idare, eğitim ve öğretim merkezi gibi amaçlarla kullanılmıştı. İslam'da yeryüzünün mescit kabul edilmesi ve namazların cemaatle camide kılınması, sevap bakımından olduğu kadar sosyal yönden de büyük anlam taşır.
Camiler aynı zamanda eğitim, öğretim ve kültür merkezleridir. Hz. Peygamber, bir gün mescide girdiğinde cemaatin bir kısmının dua ve zikirle, diğer bir kısmının ilimle meşgul olduğunu görmüş ve;
-"Ben muallim olarak gönderildim” diyerek, ilimle meşgul olanların yanına oturmuştur. Tarihte, camilerin sadece namaz kılmaya yönelik olmadığının örnekleri çoktur. İmran'ın karısının, doğacak çocuğunu mescitte yetiştirmek üzere adaması, Mescid-i Aksa'nın buna uygun olduğunu görmekteyiz.
İslam'da ilk eğitim- öğretim Mekke döneminde Dâru'l Erkam'da başlamış, Medine'de Mescid-i Nebevi'nin inşasından sonra burada, eğitim ve öğretim faaliyetlerine hız verilmiştir.
Mescitlerde eğitim- öğretim sadece erkeklere has değildi. Kadınlar için de Mescid-i Nebevi'de ayrı bir gün tahsis edilmiştir. Kadınların, dini konulardaki geniş kültürleri, kendilerine Hz. Ömer gibi sertliğiyle tanınan bir halifeye çekinmeden itiraz edebilme cesareti vermiştir.
Mezhep imamları camide yetişmiş, buralarda ders okutmuşlardır. Ebu Hanife, kendi mescidinde ders okutur, öğrencilerinin mescitte yüksek sesle müzakere yapmalarına izin vermiştir.
Camiler; ilmi eserlerin korunması ve Âlimlerin yararlanmaları yönünde de görev yapmıştır. O dönemlerde şehir ve mahalle camilerine, isteyenlerin okuması için eserlerini hibe etmişlerdir. Eserler, camiinin bir köşesinde kurulan ve adına; "Hizane” denilen dolaplarda muhafaza edilir, camide kütüphane oluşturulurdu.
Camilerin; eğitim- öğretim ve Kültür faaliyeti Osmanlı Devleti zamanında da devam etmiştir. Hz. Peygamber, diplomatik görüşmelerini camide yapar, yabancı elçileri burada Kabul ederdi. (TDV İslam Ansiklopedisi, c. 7, s. 46)
Demek oluyor ki Camilerde sadece namaz kılınıp, dağılınıp gidilmiyor. İlim tetkiki yapılıyor, kültürel faaliyetler organize ediliyor, sosyal meseleler Masaya yatırılıyor, insani hususlara neşter vuruluyor….bu açıdan Konya'da bir ilke imza atan Aliya Ali İzzet Begoviç Camii'nin Türkiye'ye ve dünyaya örnek olması diliyorum. Gerçekten camide; meşru olan her konu konuşulmalıdır.
Camilerimiz!
Birliğin dostluğun haz mekânıdır,
Bedene şifadır camilerimiz,
Sevginin sohbetin öz mekânıdır,
Ruhlara gıdadır camilerimiz!
Hakkı arayanın şifahanesi,
Dertli olanların devahanesi,
Gözü yaşlıların duahanesi,
Kullara sefadır camilerimiz!
Evsizin barksızın sığınağıdır,
Garip gurabanın barınağıdır,
Yolda kalanların korunağıdır,
Canlara abadır camilerimiz!
Namaz bir intizam sıralı safta,
Zengini fakiri aynı tarafta,
Dillerde zikir var umutlar afta,
Bitmeyen vefadır camilerimiz!
Ezan okunurken kulaklar seste,
Rabbimize şükür var her nefeste,
Erkeği kadını gelir aheste,
Cem eden binadır camilerimiz!
Beş vakit çıkılan miraç zamanı,
Kıraat sohbetin en tatlı anı,
Okunan Kur'an'lar süsler mekânı,
Simaya ciladır camilerimiz!
Allah'tan muştudur harfi hecesi,
Cehalete kalkan gündüz gecesi,
Alınlar secdede daha nicesi…
Hakiki manadır camilerimiz!
PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
SÖZLERDE KENDİMİZİ ARAMAK
SEVGİ, İNSANA HAS BİR MEZİYETTİR!
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
YAZARLIK HAYATIM-YAYIMLANAN KİTAPLARIM VE EVRENSEL MESAJLAR SERİSİ
VAKT-İ MUHABBET
VUSLATININ 751. YILINDA MEVLANA
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
TEVHİD’İN HAYATA YANSIMASI
PAYİTAHTA RUH VERENLER