PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
SURİYE’YE “OSMANLI YÖNETİM MODELİ” LAZIMDIR.
HRİSTİYAN BİR KOMŞUN NAMAZ KILSA NE DERSİN?
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Bitcoin altına rakip olabilir mi?
HAK AŞIĞI AHMED-İ KUDDÛSİ
Yeni Bir Yıla
BİZ YAPTIK BİZ
“Ver Korkuyu” Değil; “Ver Coşkuyu”
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Bin yıl süreceği iddia edilen bir süreçti. Demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçti 28 Şubat! On binlerce mağduru ve ekonomiye verdiği milyarlarca liralık zarar hiç unutulmadı ve unutulmayacak. Yaralar zor da olsa sarıldı, yargı o dönemi soruşturmaya başladı.
Çiller-Erbakan'ın El Sıkışması Sonrası Korku Senaryoları Üretildi. Halk 1995 genel seçimlerinde partilere tek başına iktidar şansı tanımadı. Uzun süren arayışlardan sonra Çiller ile Erbakan el sıkıştı. Başbakan Erbakan'dı. 54'üncü hükümetle birlikte korku senaryoları da bir bir sahnelenmeye başladı. Erbakan'ın ve refah partisinin hükümet olması bazı kesimleri rahatsız etti!
Başrol oyuncuları her gün farklı skandallara imza atıyordu. Gazeteci-Yazar Ruşen Çakır, o günlerde yaşananlarla ilgili olarak, "28 Şubat kolektif bir olaydır. İşin sivil ayağı belki askerden çok daha fazladır" dedi.
"İrtica Korkusu” Pompalandı.
Korku senaryolarıyla ilgili her gün ekranlarda haberler yapılıyor, gazetelere manşetler atılıyordu. Muhalefet, sendikalar, iş dünyası aynı korkulardan bahsediyordu. O korkunun adı "İrtica”ydı.
Gazeteci Yazar Haluk Şahin, o dönemde medyada işlenen senaryolarla ilgili şunları söyledi:
"İşte İmam Hatip Liseleri şu anda şu kadar mezun veriyor, filanca yıl geldiğinde şu kadar İmam Hatip mezunu olacak, yeşil sermaye şuralarda şöyle gelişiyor, şu kadar yıl sonra toplumun bütün kesimleri için projeksiyon yapıyorlardı."
Fişlemeler ve Görevden Uzaklaştırmalar
Olayları fişlemeler takip etti. Akademisyenler, subaylar ve yöneticiler görevlerinden uzaklaştırıldı.
Üniversiteye Girişe "Katsayı” Engeli
Meslek liselerinin ortaokul kısımları kapandı. Bazı öğrencilerin üniversitelere girişi, katsayı uygulaması ile engellendi.
Demokrasiye Balans Ayarı
Demokrasiye balans ayarı tanklarla yapıldı. Bu çerçevede Ankara Sincan'da tanklarla geçiş yapıldı.
28 Şubat 1997
En uzun Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ardından Başbakan Necmettin Erbakan'a yapılan baskılar iyice arttı. Sonunda 28 Şubatçıların istediği oldu, Başbakan Erbakan istifa etti. Bu istifayla birlikte, korku senaryoları yerini siyaset mühendisliğine bıraktı. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Tansu Çiller'e değil Mesut Yılmaz'a hükümeti kurma görevi verdi. Hükümet ortağı DYP'nin Genel Başkanı Tansu Çiller'in başbakan olması beklenirken Cumhurbaşkanı Demirel, hükümeti kurma görevini ANAP lideri Mesut Yılmaz'a vermesi herkesi şaşırttı. Süleyman Demirel, hükümeti kurma görevini Mesut Yılmaz'a vermesinin gerekçesini şu sözlerle açıklamıştı: 'Ben sayısal ağırlığa değil, siyasal ağırlığa baktım"
İşadamı Zeynel Abidin Erdem, darbenin ekonomik maliyetiyle ilgili olarak, "Batan bankalara baktığınız zaman onların bize maliyeti 80 milyar dolar oldu" dedi. Yaraları sarmak kolay olmadı. Devletiyle, milletiyle Türkiye yıllar süren uğraşlarla toparlandı ve istikrar sağlanabildi.
28 Şubat'ta milletin sırtına deli gömleği giydirdiler! Yıllarca; "bizim dediğimiz olur, biz kimi istersek o iktidara gelir, istemediğimizi de ihtilallerle, Bizans oyunlarıyla alaşağı ederiz…” zihniyetine sahip olanların elinden halk bu yetkiyi aldı! Daha doğrusu, 28 Şubat ile birlikte- büyük sıkıntılar yaşansa da, yıkım olsa da-, sonunda; demokrasinin kazanacağı, huzurun ve mutluluğun hakim olacağı bir döneme girildi! "sen doğru olursan, eğri sana zarar veremez” ilkesine uygun tavırlar sergileniyor!
Hamdolsun, vatanını, milletini, insanlarını seven insanlar sayesinde Türkiye düzlüğe çıktı. Bir daha, 28 Şubat'lar, askeri darbeler, ülkeyi kaosa sürükleyen karanlık çıkışlar yaşanmamalı. Bunun yolu da; milli şuurdan geçer.
Sevmiyorum!
Allah dostlarına düşmanlık yapanı
Bayrağıma, ezanıma yan bakanı,
Milletime, Meclisime kurşun atanı,
Sevmiyorum, sevmeyeceğim anladın mı?
Bu ülkenin tertemiz sularını içip,
Havasını kirletip ve ipini çekip,
İhanet eden hainlerin hiç birini,
Sevmiyorum, sevmeyeceğim, anladın mı?
Ülkeye hizmet edenin yanındayım ben,
Terörü yerle bir edenin yanındayım ben,
Yurduma huzur verenin yanındayım ben,
Başkalarını sevmiyorum, anladın mı?
İki yüzlü tavır alan riyakarları,
Diliyle yaralayan tüm sahtekarları,
Avrolu ve dolarlı destekarları,
Sevmiyorum, sevmeyeceğim, anladın mı?
Sureti haktan görünüp, akrep olanı,
Kardeşi kardeşe kırdıran yılanı,
Doğrulara yanaşmayan adamı,
Sevmiyorum, sevmeyeceğim, anladın mı?
PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
SÖZLERDE KENDİMİZİ ARAMAK
SEVGİ, İNSANA HAS BİR MEZİYETTİR!
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
YAZARLIK HAYATIM-YAYIMLANAN KİTAPLARIM VE EVRENSEL MESAJLAR SERİSİ
VAKT-İ MUHABBET
VUSLATININ 751. YILINDA MEVLANA
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
TEVHİD’İN HAYATA YANSIMASI
PAYİTAHTA RUH VERENLER