“Beyinlerde put mu var?”, sözünden; kafamızın içindeki, tabular, kavram kargaşaları, beynin normal çalışmasına engel olan bütün engeller... anlaşılır. Put; betonlaşma, beynin felç olması, sağlıklı düşünememek, fikir üretememek, elimizi taş altına koymamak... demektir. Her put; insana, topluma, ülkeye ve dünyaya zarar verir.
“Örümcek kafalı” sözünde bu anlam gizlidir. Beyninde put olanlar; fikir üretemezler, düşünce geliştiremezler. Ne okurlar, ne okuturlar. Okumadan alim, yazmadan katip pozisyonundadırlar. Hiçbir şekilde diyalektik yapmazlar. Empati kurmazlar, insanları kendileri gibi düşünmezler. Beyninde put olanların tek düşüncesi vardır; -eğer buna düşünce denirse- dünyayı kaosa sürüklemek, tarihi gerçeklere aykırı davranış sergilemek, insanların rüyalarına sansür koymak, tek tip elbise, tek tip düşünce, tek tip fikir, monoton bir hayat, yeniliklerden hoşnut olmama, huzurdan, mutluluktan memnun kalmama..... her zaman iktidarı ellerinde tutup; hortumlamayı meslek edinmek, halka tepeden bakmak, halkı yok saymak, kendileri de bir halk olmalarına rağmen halktan kaçma Tuncay Özkan’ın dediği gibi: “Halk düşmanı” olma, yani kendilerinden kaçmak, kendi kendilerini inkar etmek, gelecekleri için geçmişlerine küfür etmek, menfaat için atalarını, tarihini, kültürünü çöpe atmak, toplumda sınıfsal ayırım meydana getirmek, her şeyde siyaseti devreye sokup, hakikati gizlemek, gavurdan yana olup, kendi neslini, kendi milletini hiçe saymak, “Hava bozuldu” deyince, “Sen bana ördek dedin” şeklinde ütopya üretmek...... beyninde put olanlar; çapsızdır.
Putlaşan beyinler; betonlaşır, ileriye yönelik iş ve işlem yapamazlar. Beyni putlaşanlar, ülkeye hizmet etmezler, onların tek bir uğraşları vardır: Popülizm, günü birlik çalışmak, yarını düşünmemek, geleceğe yatırım yapmamak.
Halkımız, beyni putlaşanlara itibar etmemektedir. Artık, dünya popülist yaklaşımlara prim vermemekte, beyni berrak, beyni açık, düşüncesi objektif olanları baş tacı kılmaktadır. Dünya değişim geçiriyor. Artık dünya küçüldü. Her alanda tekamül, her sahada çağı yakalama, her durumda ve anda dünden daha gelişmiş olma... pozisyonları çepeçevre bizi sarmıştır. Siyaset, eski siyaset değil. Ekonomi eski ekonomi değil. Bilgi eski bilgi değil.
Anlayışlar eski anlayış değil. Teknoloji akılları durduracak biçimde yenilik arz ediyor, takip etmek imkansız durumda. Teknolojiye kafa tutmak, “Ben teknolojiyi takip etmeyeceğim” gibi laflar etmek, eski siyasi söylemlerle yoluma devam ederim, yine eskiden olduğu gibi kırar, dökerim, insanları birbirine düşürürüm... anlayışları iflas etmiştir. Beyni betonlaşanlar, kendilerine rakip tanımaz. Demokrasi lafı eder fakat; kendi partisinden, kendi içinden birisi yöneticiliğe soyunduğu zaman partiden ihraç etme durumunda kalırlar. Demokrasi lafta kalır, ortada dolaşan sadece yumruklardır.
Beyinlerin putlaşması; teknolojiye ayak uyduramamak, babamın, dedemin, asırlar öncesinin alet ve edevatı ile çalışma sergilemek, asrı saadette peygamberimiz ve sahabeleri develerle seyahat ettiği, o zaman bu vasıtalar bulunduğu için bugün bizler de aynı şekilde develerle seyahat edeceğiz, onlar gibi giyinip, onlar gibi yiyeceğiz....demektir. Başka bir hareket tarzı benimseyenlere; “Bid’at işliyorsunuz” yaftası yakıştırır, hatta küfürle bile suçlarlar insanları, beyni putlaşanlar....
En önemli işimiz; beyinlerimizi putlaşmaktan korumak olsun. Put fikirlerden, put düşüncelerden, put eylemlerden kurtulmamız dileğiyle...