PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
SURİYE’YE “OSMANLI YÖNETİM MODELİ” LAZIMDIR.
HRİSTİYAN BİR KOMŞUN NAMAZ KILSA NE DERSİN?
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Bitcoin altına rakip olabilir mi?
HAK AŞIĞI AHMED-İ KUDDÛSİ
Yeni Bir Yıla
BİZ YAPTIK BİZ
“Ver Korkuyu” Değil; “Ver Coşkuyu”
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
“ilk insan bir emanet yüklendi omuzlarına. O zaman başladı kıyamete kadar sürecek imtihanım..
“bir zaman Rabbim meleklere, “ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. ……
O’nun kulluğa ihtiyacı yoktu, ama kulluğun Rabbine ihtiyacı vardı. Bilmiyordum şükür denizinde nasıl yüzülür? Kaybolmayan düşleri bilmiyordum. Geleceğe gönderilmiş adressiz mektuplar gibiydim. Zamanın kesik parmaklarından içime sızan bir acı duyuyordum. Toprağıma yağmur karışıyordu. Yürüyebilir miydim kesik iplerinde kâinatın? Uyuyabilir miydim ağaçlar gibi göklere doğru? Köklerimle sana tutunabilir miydim? Senin “Ol” emrinle yoktan var olmayı bildim.
Havadan, sudan ve ateşten geçen ben miydim? Cansız bedenimin içinde yeniden şekillenen yeryüzünü, ırmakları, dağları taşıyordum içimde. Etten kemikten bir insandım ben. Bu iskelet beni mi taşıyacaktı? Yoksa ben mi onu taşıyacaktım? Be kemikler hareket ettiğinde nasıl dik tutacaktım onları? Onu kim besleyecekti? Bu haliyle gücü bedenimi beslemeye yeter miydi? Damarları bedenime bir ağaç gibi döşeyen yaratıcımın bilgisine emanet ediyordum kendimi. Ben ne kadar çamurdansam, kalbim o kadar Allah’tandı. Bedenimde bir ırmak gibi akacaktı kanım, o aktıkça ben ısınacaktım, beslenecektim, korunacaktım. Kanım kalbimde temizlenip yeniden akarken ben her an arınacaktım.
Kulaklarım vardı, duymayı öğrenecektim, gözlerim vardı gökyüzüm olacaktı. Kirpiklerim, tüyden muhafızlarım… emniyet üstüne emniyet, güven üstüne güven… kendimin kalesiydim, kalkan bendim, mızrak ben… Rabbim beni her şeyden korurken, ben korunabilecek miydim kendimden? Henüz tadını bilmediğim yemişlerin lezzeti yerleşecekti dimağıma.bedenimde taşıdığım her bir odacıkta milyonlarca hücrem ne zaman ne yapacaklarının bilgisini ne zaman edinmişlerdi acaba?...
………………
Evet bu cümlelerle devam ediyordu Sahura Yağmur Arıcan’ın kitabı. Alışılmışın ötesinde bir çalışmaydı bu. Şimdiye kadar okuduğum binlerce, on binlerce romandan bambaşka bir biçimde ele alınmıştı. Bu, orijinal ve değişik çalışmayla editör sayın Vural Kaya’yı tebrik ediyorum. Asıl şükranlarımı; değerli yazar kardeşim Sahura Yağmur Arıcan’a sunuyorum.
Kitabın her bölümü sonunda “satır arası” olarak, bir çeşit özetleme ve hatırlama notları yer alıyor. Yine her bölüme, değişik tarzda şiirler yerleştirilmiş.
Kitap; Hz. Adem’in yaratılışı, daha doğrusu insanın dünyaya geliş serüvenini konu ediniyor. Adem’in cennete konuluşu, yasak meyveden yemesiyle, cennetten çıkarılışı, tevbesi, Arafat’ta Hz. Havva ile buluşması…
Aralık ayı, Mevlana ihtifaline denk gelen bir ay! Hepsinden güzeli ve önemlisi, Konya Kitap günlerinde böylesine güzelliklerin yaşandığı, en güzel bir çalışma! Emeği geçenlere şükranlarımı bir kez daha yeniliyor, yeni çalışmalara imza atmalarını cenabı Allah’tan diliyorum. Her geçen gün, yazar sayısı artıyor! Her gün kültür, edebiyat ve bilim deryasında yelken açanların sayısında mutluluk verecek güzellikler yaşanıyor!
PAYİTAHTTA BİR ÖMÜR
SÖZLERDE KENDİMİZİ ARAMAK
SEVGİ, İNSANA HAS BİR MEZİYETTİR!
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
YAZARLIK HAYATIM-YAYIMLANAN KİTAPLARIM VE EVRENSEL MESAJLAR SERİSİ
VAKT-İ MUHABBET
VUSLATININ 751. YILINDA MEVLANA
HER ZALİM CEZASINI ÇEKECEK!
TEVHİD’İN HAYATA YANSIMASI
PAYİTAHTA RUH VERENLER