Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
AİLE VE MUALLİMLİK
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Ahilik, 13. yüzyılda Anadolu'da kurulmuş bir esnaf teşkilatıdır. Sözlük anlamı olarak "eli açık, kardeş, yiğit, delikanlı” gibi manalara gelen "ahi” kelimesi; aynı zamanda bugün, yüzlerce yıllık bir değerler sistemine karşılık gelir. Selçuklu Devleti döneminde; Türk kültürü ve İslâm dininin tüm pozitif değerlerini taşıyan bir sentez olarak ortaya çıkmıştır. Esnaf yaşamına belirli kaideler getirerek, insanların maddi ve manevi tüm ihtiyaçlarını gidermeyi, toplumsal düzeni sağlamayı kendine amaç edinmiş bir sistemdir. Bunu gerçekleştirmek için de sanat, ticaret, dayanışma ve yardımlaşmayı yöntem olarak kullanmıştır.
Esnafın ticaret hayatını organize etmek üzere ortaya çıkan Ahilik; sosyal hayattaki, eğitim hayatındaki, askeri ve siyasi alandaki faaliyetleri ile günümüze kadar etkileri olan bir teşkilattır. Özellikle Osmanlının kuruluşu dönemindeki siyasi etkisi önemlidir.
Anadolu'da Ahilik Teşkilatı'nı Ahi Evran kurmuştur. Asıl adı Mahmut bin Ahmet olan Ehi Evran; Ebu'l Hakayık unvanıyla da anılırdı. Ahi Evran 1171 yılında Azerbaycan'ın Hoy şehrinde doğdu. Anadolu'da pek çok şehirde bulunan Ahi Evran; Hacı Bektaş-ı Veli ve Mevlana Celaleddin-i Rumi ile aynı çağın bilgesidir. Kaleme aldığı ilmi eserleri, vaktiyle Sultan Alâeddin Keykubat'ın da takdirini almıştır.
Ahi Evran, dericilik zanaatıyla meşguldü. Başta Kayseri olmak üzere Anadolu'daki diğer şehirlerde bu zanaatı geliştirdi ve bununla da kalmayıp teşkilatlandırdı. "Ahi Teşkilatı” olarak bildiğimiz yapının başlangıcı da budur. Sadece dericileri değil, zamanla diğer esnaf gruplarını da içine alan sistem, vakit ilerledikçe sosyal bir güç haline geldi. Ahi Evran Selçuklu döneminde 32 meslek grubunun başkanıydı.
Ahlak konusu ahilik için en öncelikli konudur. Çalışmak, ibadet ve dürüstlük bir bütün olarak düşünülür, ahlakın olduğu yerde dirlik ve düzen olduğu kabul edilir. Bir kişi ya da zümrenin diğeri üzerinde bir üstünlüğü olmadığı ilkesi ile insanlar arasında ayrıcalığa engel olunup eşitlik savunulur. Dindarlık, yalan söylememek, içki içmemek, haram ve zinaya bulaşmamak, büyüklere hürmet ve küçüklere merhamet gibi kavramlar ahlaki fonksiyonun felsefesini oluşturur.
Ahilik sistemi kendi içindeki eğitim sistemi ile misyonuna uygun insanları yetiştirir. Esnaf ve sanatkâr olmak isteyenlere; yamak, çırak, kalfa ve usta hiyerarşisine göre mesleğin incelikleri öğretilir; kabiliyetli çırak, kalfa ve ustaların elinden tutularak medreselerde eğitim görmesi sağlanır. Gerektiğinde de kendilerine maddi destek olunur.
Ahi teşkilatı toplumun huzuru için birleştirici bir bağ görevi görür. Anadolu'da XIII. yüzyılda devlet otoritesinin oldukça zayıfladığı bir dönemde, siyasi ve askeri güçlerini ortaya koymuşlardır. Özellikle Moğol istilası sırasında şehirlerde ve küçük kasabalarda halkın koruyucusu olmayı başarmışlardır. Osmanlının kuruluşu sırasında, birtakım ayaklanmaları bastırarak, güçlenmesine organize bir katkı sağlamışlar ve bu anlamda Osmanlının yükünü azaltmışlardır.
Ahiliğin ekonomik fonksiyonu özellikle Fatih Sultan Mehmet devrinden itibaren dikkat çeker. Ekonomide vurgun, serbest rekabet ve aşırı kazanca karşı çıkmış, bütün topluma fayda ilkesini hedef almıştır. Ekonomiye gösterilen bu özenin nedeni ise gerçek bağımsızlığın iktisadî bağımsızlıkla elde edilebileceğine olan inançtır.
Ahilik; Anadolu Selçukluları döneminde her yere yayılıp iyice teşkilatlanmıştı. Öyle ki devletin zayıf kaldığı yerlerde önemli bir ekonomik, siyasi, sosyal ve askeri güç olarak kabul edilebilirdi. Moğolların Türkler üzerine yaptıkları akınlara karşı durmuş ve bu sayede özellikle batı Anadolu'daki Türk boyları bağımsız kalabilmişlerdi. Osman Bey'in çevresinde pek çok ahi şeyhi de vardı. Bunlardan Şeyh Edebali'nin kızı ile evlenen Osman Bey, arkasındaki Ahi desteğini de bu şekilde kuvvetlendirmişti. Osmanlı ordusu sefere çıktığında gerekli olan alet edevatı taşımak yerine bunları ahilerden yol üstünde temin etmeyi tercih ediyordu. Bu da ordunun daha hızlı hareket etmesini sağladığı için avantaj oluyordu.
Ahiliğin zamanla etkisini kaybetmesi ve dağılmasında genel olarak toplumsal ahlakın, özelde ise iş ahlakının bozulması etkili olmuştur. Osmanlı'da zayıflayan devlet otoritesi ve dış siyaset bu süreci hızlandırmıştır. Devletin gücü zayıflayınca doğal olarak Ahi Birlikleri de zayıflamıştır. (http://tesvak.com/)
AHİLİK NASİHATLARI
AİLE VE MUALLİMLİK
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
NE KADAR SAMİMİYİZ?
MIZRAK ÇUVALA GİRMEZ
MANKURTLAR
SELÇUKYA NELER YAPIYOR?
GÖNÜL FATİHLERİ
16 KONYA EFSANESİ
ERENLER DÜNYASI
VAKT-İ MUHABBET