Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
AİLE VE MUALLİMLİK
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Haçlı zihniyet, Afrika’ya; sömürü için gitmiş! Kara kıtanın yer altı zenginliklerini ellerinden alarak yoksullaştırmış! Bugün Afrika’daki zencilerin, beyazlara düşmanlık sebepleri budur! Daha doğrusu dünyada; Avrupa ve haçlı anlayışına olan kin buradan geliyor!
Tarihin derinliklerine indiğimiz zaman Müslümanların, gittikleri yere; adalet, barış, kardeşlik, sevgi, huzur, eşitlik…getirdikleri kaçınılmazdır. Boşuna dememişler, “Viyana’da kardinal külahı görmek yerine, Osmanlı sarığı görmeyi tercih ederiz.”
Daha da derinlere gidersek şu gerçekleri görürüz; terörün kökü buralara dayanıyor! Asrı saadet dönemindeki Müslümanlar (Sahabi), dünyanın en ücra köşesine kadar gitmiş, asıl amaç; İslâm’ı anlatmak, insanların İslâm ile tanışmasını sağlamak olup, ticaret ikinci planda gelmektedir. Bugün gidip baktığımız zaman bu bölgelerde birkaç tane sahabi mezarı ve türbesi görebiliriz!
Osmanlı da aynı yolu izlemiştir! Bugün Afrika’nın en uzak yeri olan Agadez bölgesinde yaşayan Agadez sultanı İbrahim Oumarou (Ömer), bir Osmanlı torunudur.
Başbakan Erdoğan'ın Afrika turunu büyük bir heyecanla değerlendiren Oumaru "bu ziyaretten şeref duydum, çok duygulandım. Bu ziyaret dostluklarımızı, akrabalıklarımızı geliştirecek." şeklinde konuştu.
Osmanlı dendiğinde gözlerinin içi gülen ve yüzyıllar sonra atalarının geldiğini söyleyen Agadez Sultanı Oumarou TRT Haber ekibine tarihi akrabalıklarını anlattı.
"Yüzyıllar önce Nijerli kabilelerinden Tuaregler arasında birliğin dağıldığını" söyleyen Agadez Sultanı, "o zamanlar 300 kişilik bir heyet hakem için Osmanlı'ya gitmiş. Bir yönetici atamalarını istemişler. Rivayete göre padişahımız cariyelerinden bir oğul vermelerini istedi. Afrikalı bir cariye Yunus isimli oğlunu verdi." diye Osmanlı ile olan tarihi geçmişi dile getirdi.
Cihan devleti Osmanlı, takvimler 1405 yılını yani Yıldırım Beyazıt dönemini gösterdiği zaman, bu olayla birlikte Afrika’daki en uzak toprağına yerleşmiş oluyordu.
İşte Agadez Sultanı İbrahim Oumarou da o zaman bölgede yönetici olarak atanan Yunus Sultan’ın soyundan geliyor.
Ve Osmanlı’ya saygıdan dolayı sadece Nijer’in Agadez şehrinde kent yöneticisi kendisini Sultan olarak ifade ediyor.
Agadez Sultanı İbrahim Oumarou daha önce İstanbul'a gelmiş ancak yoğun programı dolayısıyla Topkapı Sarayı’nı gezememiş.
Bunu dile getiren Agadez Sultanı "Belki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın daveti ile Topkapı Sarayını ziyaret etmek isterim" diyerek Kadir Topbaş'a da mesaj göndermiş oldu.
Agadez'de bir fahri konsolosluk açılmasını isteyen İbrahim Oumarou, ayrıca Nijer için Türkiye'nin Tarım projeleri geliştirmesini dile getiriyor ve ekliyor: "Ülkemizde kronik bir yetersiz beslenme söz konusu... Bu bizim için çok önemli."
işte başbakanımızın afrika ziyaretinde söylemiş olduğu; “sömürü değil, kardeşlik için buradayız!” sözü, üzerinde durulması gereken ve bütün dünyayı sevince gark eden barışla dolu bir sözdür!
Gerçekten de;"Biz Afrika'yı sömürenler gibi düşünmüyoruz. Biz sömürü anlayışına karşı kardeşlik nasıl olur onu göstermek için buradayız. Biz Afrika ile sömürgeci bir mantıkla tek taraflı olarak değil, karşılıklı fayda temeli ile iki taraflı kazanç elde etmek istiyoruz. Biz Nijer’de onun için varız. Bizim derdimiz buraların petrolü, altını, elması bunların ötesinde, biz kardeşliğimizi dostluğumuzu on yıllarca burada oluşturulan sömürü anlayışına karşı kardeşlik nasıl olur, özgürlük mücadelesi nasıl olur biz bunu gösterebilmek için Nijer'deyiz" sözü, herkesi duygulandırmış ve ihmal edilmiş, sömürülmüş bir ülke olan Afrika ile kardeşlik bağlarının pekişmesine bir vesile olacaktır!
Sayın Başbakanımızın konuşmalarının satır başlarını bir hatırlayalım;
"Afrika’da hala 16 iş kolumuz faaliyet gösteriyor. Nijer ile ilişkilerimiz devamlı artış gösteriyor. 2009’dan bu yana artış görüyoruz. 2009’da 11 milyon olan ticaret hacmimiz 2012’de 34 milyon dolara çıktı, son iki ayda bu rakam 39 milyona ulaşmış vaziyette. Bunu daha ileriye taşımamız gerekiyor.
Şu anda Nijer’in çok çok önem verdiği ama farklı ülkelerin ilgilenmediği barajlar konusunda sıkıntısı var. Burada girişimcilerimiz barajlara girebilir. Hidroelektrik santraller konusunda buraya girebilirsiniz. İçme suyu kullanma suyuna buraya girebilirsiniz. Afrika'da halen 26'sı sahra altı Afrika'da olmak üzere toplam 31 büyükelçiliğimiz bulunuyor. 2013 yılında da Çad, Cibuti büyükelçiliklerimizin faaliyete geçmesi ile bu sayı 34'e ulaşacak. Bizim bu çabalarımızın yanında Afrikalı kardeşlerimizin de karşı adım atmasını bekliyoruz."
AİLE VE MUALLİMLİK
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
NE KADAR SAMİMİYİZ?
MIZRAK ÇUVALA GİRMEZ
MANKURTLAR
SELÇUKYA NELER YAPIYOR?
GÖNÜL FATİHLERİ
16 KONYA EFSANESİ
ERENLER DÜNYASI
VAKT-İ MUHABBET