Acaba bugünkü yazımı iyi şeylere ayırayım, iyiliklerden, güzelliklerden söz edeyim…demiştim, ama haberlere göz atınca bu düşüncem allak bullak oldu.
Haber aynen şu; “emekli Albay Hasan Atilla Uğur, 2. darbe uyarısı yaptı.” Hainler uslu durmaz! Bugün hainlik yapan, yarın, yarından sonra ve ebediyen… yapabilir! Baksanıza; FETÖ/PDY ve dış destekli hainler… yıllardır ülkemizi içten içe çökertmek için her argümanı kullanmışlar, kullanmaya da devam ediyorlar! Tarihte; Firavunlar, nemrutlar, Şeddadlar, Tagutlar, Ebu Cehiller, Ebreheler….eksik olmadı ve olmayacak! Şeytan, şeytanlığını yapacak! Köpeğin görevi ısırmak! Eğer bunun aksini yaparsa, özelliğini kaybetmiş, görevini yapmamış olur! Bu, belli bir şey. Yani malumun ilamı. Bu konuda konuşmaya, söz söylemeye bile gerek yok.
Asıl bendenizi ilgilendiren ve devamlı olarak da söylediğim, Kur’anî bir ilke var; “sen doğru olursan, eğri sana zarar vermez”. “Emir olunduğun gibi dosdoğru ol”. “Niçin yapmadığınızı söylersiniz?”…evet iş, dönüp dolaşıp buraya geliyor.
Necip Fazıl merhum, Sakarya Türküsü’nde; “Yokuşlarda Susamak” tabirini kullanır. Evet, Türkiye’yi durmadan yokuşlarda susatmak, sıkıntı üstüne sıkıntı verdirmek, attığı taşın ileri gitmemesi için her türlü oyunu oynamak, akla hayale gelmeyen ayak oyunları içinde olmak, yalanı, hileyi, iftirayı, masum insanları karalamayı marifet saymak… gibi daha sayamayacağım bir çok numaralarla kündeye getirmek, pes ettirmek istiyorlar!
Daha dün, yani 15 Temmuz hain darbe kalkışmasında Türkiye’nin kahramanlarının ne yaptığını, nasıl tankların önüne yattığını, nasıl darbecilerin burnunu kırdığını, nasıl, generale kurşun sıkıp, güle güle şehadete gittiğini unutmadık! Eğer, hasan Atilla Uğur’un dediği gibi 2. Darbe girişimi olursa-ki hiç ihtimal vermiyorum- bu sefer 70 milyon, topyekun meydanlara iner, tanklara girer, “darbe” yapmaya yeltenen ne kadar hain, vatan ve millet düşmanı varsa hepsinin hakkından Allah’ın izniyle gelir!
Kurtuluş savaşında cennet vatanın kurtulması, esarete boyun eğmemesi için can siperane gayret gösteren atalarımız, imanın verdiği güzellikle pes etmedi! 250 Kg’lik mermiyi manevi güçle topun ağzına verdi ve düşmanın gemisini batırdı!
Daha 15’indeki çocuklar, okullarından cepheye giderek; “vatan elden gitmesin, bu cennet yurda namahrem eli değmesin de ben ya şehit, ya da gazi olayım” anlayışıyla savaşa gülerek gitti! Annelerimiz, yavrularının başına kına yakarak savaşa, vatan savunmasına gönderdi kınalı kuzularını!
Fatma Bacılar, Şerife Bacılar, Nene Hatunlar, Sütçü İmamlar, Şehit Kamiller…iman yurdu, İslam yurdu, cennet vatanın düşman eline, hainlere, Haçlı sürülerine, Ermeni palikaryalarına peşkeş çekilmemesi için, çocuğunun üstüne örtmesi gereken battaniyeyi, ıslanmasın diye mermilerin üstüne örten, Fransız gavurunun, başı örtülü bacımın örtüsünü açmak için yaptığı hakaretlere tahammül edemeyerek kahramanlık destanı yazan, gavur bayrağını Türk kalesinde dalgalandırmamak için ölümü göze alan yiğitlerimiz, atalarımız, büyüklerimiz, eli öpülesi değerli vatanseverler, saygıyla eğildiğim ve duadan eksik etmediğim şehitlerimizin mücadelelerini bir kenara atabilir miyiz? Bu yapılanları; “Türkiye ilerlemesin, yeter ki kaos olsun, şehitlerden bana ne, ben rantıma bakarım” diyerek o şehitlerimizin kemiklerini sızlatmaya hakkımız var mı?
Hala anlamamakta direnen ahmaklar var! Hala Türkiye’deki güzellikleri görmek istemeyen, kalkınmaya yönelik, ilerleme için atılan adımlara gözünü, kulağını, kalbini, ruhunu, idrakini kapayanlar mevcut!
“Gevşemeyin, yılmayın, eğer inanıyorsanız üstün gelecek olan sizlersiniz.” Aman aramızdaki hainlere dikkat edelim. Kendi kendimizin ayağına çelme takmayalım. Birliğimizi bozmayalım. Öyle, saçma sapan sözlere ve haberlere itibar etmeyelim. Samimi olalım. Riyakarlık etmeyelim.