Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
AİLE VE MUALLİMLİK
FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Aşure Günü veya Aşura Günü, Hicrî takvimin ilk ayı olan Muharrem ayının onuncu günüdür. İslam inancında bu günde birçok önemli olay meydana geldiğine inanılır ve bu güne kıymet atfedilir.
Muharrem ayı Peygamberimizin hicreti esas alınarak hicri yılbaşı kabul edilen aydır. Muharrem ayı aşure ayıdır. Muharrem ayı bizlere, ciğerlerimizi dağlayan Kerbela'yı hatırlatan aydır. Kültürü, mezhep ve meşrebi ne olursa olsun bütün Müslümanları derin acılara boğmuştur.
Alevi-Bektaşiler Ehlibeyt muhabbetini kendilerine yol edinmişlerdir. Yolları, erkânları Ehlibeyt aşkı ve hayatları üzerine teşekkül etmiştir. Bu sebeple onlar için Muharrem ayı, Kerbela hüznüne bürünmeyi ifade eder. Kerbela'da çekilen acılara ortak olmayı, Hüseyin ile haldaş olmayı dilerler.
İslâm'dan önce muharrem ayına "saferü'l-evvel" denirdi. Çünkü Araplar yılın ilk altı ayını her iki aya bir isim vermek suretiyle safer, rebî' ve cumâdâ diye adlandırmış, bunları birbirinden ayırmak için birincisine "evvel", ikincisine "âhir" veya "sânî" sıfatlarını eklemişlerdi.
Bu yıl hicri yılbaşının gelmesi ile beraber hicri takvimin ilk ayı olan muharrem ayı başladı. Sözlükte "haram kılınan, yasaklanan; kutsal olan, saygı duyulan” anlamlarındaki Muharrem, savaşmanın haram kabul edildiği dört aydan birinin adıdır. Peygamber Efendimiz bu ay için, 'Allah'ın ayı' demiştir.
Kerbela;
Muaviye öldükten sonra yerine söz verildiği gibi Hz. Hüseyin değil, Muaviye'nin oğlu Yezid geçmiştir. Fakat Yezid'in halifeliğine tepkiler oldukça fazla olmuştur. Çünkü halifenin demokratik yollardan seçilmesi gerekiyordu ve Yezid'in halifeliği ile halifelik makamı saltanat usulüne çevrilmiş oluyordu. Yezid, halifelik makamına geçer geçmez iktidarını ve otoritesini sağlamlaştırmak maksadıyla Medine valisine, kendisine itaat etmeleri konusunda mektup yazmıştı. Diğer taraftan, Kûfe halkı ise Hz. Ali'ye sıkı sıkıya bağlı olduklarından Yezid'in halifeliğini tanımak istemediler. Ayrıca, Emeviler dönemi ile birlikte başkent, Şam'a taşınmıştı ve Kûfe'nin gelirlerinde de gözle görülür azalmalar yaşanmıştı. Tüm bu nedenlerden ötürü Kûfe halkı, Hz. Ali'nin oğlu Hz. Hüseyin'e mektup yazarak kendisine bağlılıklarını bildirdiler ve onu Kûfe'ye davet ettiler. Hz. Hüseyin, kendisini Kûfe'de kalabalık bir grubun beklediğini düşündüğünden bu daveti kabul etti ve Kûfe'ye gitti. Yanına ailesini de alarak Kûfe'ye giden Hz. Hüseyin'in ordusu ile Yezid'in ordusu Kerbela'da karşılaştı. Hz. Hüseyin'in ordusunda bulunan 70 adama karşılık, Yezid'in ordusunda 4500 kişi olduğundan bu mücadele, Hz. Hüseyin ve beraberindekilerin ölümüyle sonuçlandı. Hz. Hüseyin'in ailesi esir alındı ve kanlı bir şekilde biten bu olay, tarihe Kerbela Olayı (Katliamı) olarak geçti.
Kerbela'yı bir yas günü olarak sürdürmek, Müslümanlarda kin ve intikam duygularını canlı tutmak yanlış bir olaydır. Evet, siyasi bir cinayet işlenmiştir. Müslümanları derinden yaralamıştır. Ancak Aşure tatlısı misali birlikte olur, el ele verir, saflarımızı sıkı ve düzgün tutarsak tatlı bir toplum meydana getirmemiz işten değildir.
Burada yapılması gereken; düşmanın şeytani oyunlarını bilmek, geçmişten ibret alarak geleceğe daha dinamik, daha şuurlu, daha kenetlenmiş, daha çok düşmana karşı hazırlıklı olmak…Şeytana, taguta, firavunlara destek vermemek, Kur'anî ilkeler ışığında, Resulullah'ın talimatları eşliğinde kardeşlik duygularımızı diri tutmak zorundayız.
Düşman nasıl kenetleniyor? Nasıl birlik olup, Müslümanlara kan kusturma yöntemini seçiyorsa, Müslümanlar da "ÜMMET” şuuru içinde hareket etmek mecburiyetindedir. İşte o zaman birliğimizden aşure tatlısı gibi bir tatlılık çıkar.
Kerbela!
Durmadan kanıyor yıllardan beri,
Tüm Müslümanların ortak kederi,
Ehlibeyte kıyan en derbederi,
Kenetlensin canlar hüzne elveda,
Kur'an'la tatlansın acı Kerbela!
Sevgiler yok oldu duymazcasına,
Kılıçlar çekildi saymazcasına,
Ağıtlar yakıldı aymazcasına,
Dursun artık kanlar hüzne elveda,
İmanla tatlansın acı Kerbela!
Her gün acımız var her gün âhımız?
Teslim olamadık çok günahımız,
Bu yüzden bela veriyor şahımız,
Akmasın gözyaşı hüzne elveda,
İz'anla tatlansın acı Kerbela!
Nebi hanesine silah çekildi,
Hasan ve Hüseyin içten yıkıldı,
İnsanlar dertlendi kalbi söküldü,
Kine elveda dostluğa merhaba,
İrfanla tatlansın acı Kerbela!
Vicdanlar satılmış imanlar rafta,
Yezit ruhlularla mümin bir safta,
Rahmanî inanış hepsi de lafta,
Yüzler görünsün maskeye elveda,
İhsanla tatlansın acı Kerbela! (29 TEMMUZ 2023)
AİLE VE MUALLİMLİK
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
NE KADAR SAMİMİYİZ?
MIZRAK ÇUVALA GİRMEZ
MANKURTLAR
SELÇUKYA NELER YAPIYOR?
GÖNÜL FATİHLERİ
16 KONYA EFSANESİ
ERENLER DÜNYASI
VAKT-İ MUHABBET