“UFUKLARIN SULTANI” YAVUZ SULTAN SELİM HAN

Yavuz Sultan Selim Han 8 yıl gibi çok kısa bir süre hükümranlık yapmasına karşın bu kadar kısa sürede yaşadığı dünyanın dengelerini değiştirecek çok önemli fetihler yapmıştır. Osmanlı Devleti'nin yüzölçümünü üç katına çıkartmıştır. Kendisinden sonra da onun yaptığı bu değişim gelecek yüzyılların siyasi akışını şekillendirmiştir. Yavuz Sultan Selim'in özellikle İslam coğrafyasında kurduğu düzen 400 yıl boyunca devam etmiştir. Balfour deklarasyonu ile birlikte Orta Doğu'da düzenin değişmesi ile birlikte Yavuz Sultan Selim'in kurmuş olduğu huzur ve güven ortamı bozulmuş bir daha günümüze kadar bu coğrafya kan ve gözyaşı akıtarak yaşamaktan kurtulamamıştır.

Bu gün Orta Doğu'da dünyanın tüm güç odakları bir düzen oluşturmaya çalışıyor ve başaramıyor. Orta Doğu'ya dair bugün hiçbir siyasi akıl kalıcı bir çözüm önerisi getiremiyor. Tüm bunlar karşısında Yavuz Sultan Selim Han'ın siyasi zekâsını ve iradesini hayırla anmamak imkânsızdır.

Yavuz Sultan Selim tüm kararlarında yoğun istişarelerde bulunmaya özen gösterirdi. İstişareler sonrasında aldığı kararlarında ise kesin kararlılık gösterir geri döneni de affetmezdi.

Mısır seferi için Sina Çölüne girmeye karar verildiğinde de bu kararlılığı gözlemlenir. Divan toplantısında Yavuz Sultan Selim Han'ın da ısrarıyla Sina çölünden Mısır'a girme kararı alınır. Hüseyin paşa ve bir grup asker çöle keşif amacıyla gönderilir. Çölde keşif yaparak birkaç gün sonra geri dönen Hüseyin Paşa Yavuz Sultan Selim Han'a sultanım bu çöle girersek askerlerimizle birlikte buharlaşırız der. Yavuz Selim Han'da "Görüyorum ki paşanın gözü çölden pek korkmuştur. Onu bu çölü geçme zahmetinden kurtarmak dilerim” diyerek askerlerin yıkın onun çadırını başına” talimatını vermiştir. Sonuçta da Yavuz Sultan Selim ordusuyla 13 gün gibi inanılmaz bir sürede çölü geçmiştir. Yüzyıllar sonra Almanlar motorlu araçlarıyla bu çölü 4 haftada geçebilmişlerdir.

Yavuz Sultan Selim Han şehzadeliği döneminde sakallı bir kişidir. Ancak kendisi yeniçeri ocağının desteği ile tahta geçmiş olmasından dolayı onlara olan vefa ve muhabbetinin gereği olarak sakalını kestirmiştir. Çünkü Yeniçeriler sakalsızdırlar. Bu nedenle kendisi de sakalını kestirip gür bir bıyık bırakmış ve hatta kendinin Yeniçeri ocağına nefer olarak kaydını yaptırmıştır.

Yavuz Sultan Selim'in anne bir kardeşi Korkut'tur. Korkut Yavuz Sultan Selim'e devlet hükümranlığını paylaşmayı teklif eder. Ancak Yavuz bunun eski bir Türk âdeti olduğunu ve artık bunun mümkün olamayacağını ifade eder. Bunun üzerine Korkut sancak beyliğine talip olur. Onun bu isteğini uygun bulan Yavuz Sultan Selim Onu Muğla sancağına tayin eder. Bu olaydan sonra dönemin ünlü âlimlerinde Piri Mehmet Paşa "Sultanım kardeşinize saray erkânının ağzından bir mektup yazalım. Tahtta gözü olup olmadığını anlayalım1 diyerek teklifte bulunur. Yavuz Sultan Selim Han "hile ile devlet işi olur mu?” diye sorar. Piri Mehmet Paşa, "Umumun sıhhat ve huzuru devletin bekası için olur” der. Bunun üzerine Korkut'a bir mektup gönderilir. Korkut ne yazık ki mektuba aldanır ve ordusunu hazırlayarak yola çıkar. Onun bu hatası Yavuz tarafından kellesi vurdurularak cezalandırılır. Ancak bu olay Yavuz Sultan Selim Han'ı çok üzmüştür. Kendisi kardeşinin salının altına girerken gözyaşları içerisinde "ey garındaşım ne olurdu sen böyle yapmasan bende sana cezayı reva görmeseydim.” der.

Yavuz Sultan Selim Han babası Bayezid Han'ın tahta geçişi sırasında amcası Cem Sultan ile yaşanan çekişmeleri ve bunların doğurduğu acı neticeleri bilen bir kişidir. Bu dönemde devlet bölünme tehlikesi geçirmiş büyük göç hareketleri olmuş ve netice de 20.000 kişi hayatını kaybetmiştir. Bundan dolayı da kendisi taht konusunda acımasız davranmayı siyaseten tercih etmiştir.

Yavuz Sultan Selim Han çok ciddi bir tarih, kültür medeniyet araştırmacısıdır. Kendisi her gün yaklaşık olarak 4 saat kadar okuma yaptığı bilinmektedir. Nihayetinde bu okumalar sırasında gözlerinin bozulduğu ve gözlük kullandığı bilinmektedir. Mısır Seferi sırasında Yavuz Sultan Selim'e ait kitaplardan oluşan bir deve yükü vardır.


Yazarın Diğer Yazıları