İNSAN OLMAK VE İNSAN KALABİLMEK İÇİN…

Bir tarafta insan varlığını, onurunu, varlık amacını, hayatının anlamını kaybetmiş aynaya dahi bakmaya cesareti kalmamış insanlar. Diğer tarafta insanı bu şeytani tuzak içerisinde her gün daha çok sermayesini büyütmek adına malzeme olarak kullanan acımasız güç odakları… Dünyamızı ve insanlığı bu noktaya sürükleyen şeytani akıl artık insan üzerindeki son tasarımı yaptı. Bunun için son hamleyi yapmak için hazırlıklar yapıyor. Ve her zamanki gibi yine son derece ve masum ve insani kaygılarla hareket ettiği savı ile kuzu postuna bürünerek kendi gerekçelerini oluşturuyor. Bazen pandemik salgın hastalıklarla bazen küresel ısınma safsatalarıyla tüm dünyayı kendi kurguladığı senaryoya destek vermeye ikna etmeye çalışıyor. İkna olmadığını gördüğü ülke yöneticilerini ekonomik manipülasyonlarla sarsıyor, halk ayaklanmaları ile tehdit ediyor. Ve tasarımını yaptıkları bu dünya düzenine "Novus ordo seclorum”  Veya bir başka tabirle Yeni Dünya Düzeni diyorlar.

 

Aslında Firavunlarında, Adolf Hitler'in de Komünist rejiminde, Babil krallığının veya Nemrut'un da hayali buydu. Yani tüm dünya halklarına hükmedecek ebedi tek merkezli büyük dünya devleti düzenini kurmak. Milliyetsiz, cinsiyetsiz, kutsal hiç bir referansı olmayan insanlardan oluşmuş bir dünya düzeni.

 

Ancak bir sorun var ki dünyada hiçbir millet gönüllü olarak böylesi bir devlet düzeni içerisinde yer almak istemeyecektir. Yeryüzündeki 8.5 Milyara ulaşan insanları ve yüzlerce milleti bu plan için teker teker ikna etmekte mümkün olmayacaktır. O zaman ne yapmak gerekir?

1) Öncelikle dünyanın böyle bir plan için uygun olan nüfus sayısına ulaşması sağlanmalıdır.

2) Sonra bu planın gerçekleşmesine yardımcı olacak bir nükleer savaş için gerekli ortamlar hazırlanmalıdır.

3) Yeryüzündeki ulus milletler yapısının ortadan kaldırılması

4) Kendilerine direnç göstermesi tehlikesine karşı insanların inançsızlaştırılmaları.

5) Temel yaşam kaynakları olan tarım, gıda ve enerji kaynakları üzerinde kontrol sağlanılması.

6) Savaş ve terörle yıldırılan, güvenlik imkânları ortadan kaldırılan insanların göçe zorlanması.

7) Finansal manipülasyonlarla devletlerin ekonomilerinin bozulması.

8) Kaynağı belli olmaya laboratuvar ürünü virüslerle küresel pandemiler oluşturulması.

9) İnsanların üreme kabiliyetlerinin yok edilmesi.

10) LGBT+ gibi sapkın örgütlenmeleri desteklemek.                       

Bu planların her gün daha çok sosyal hayatımızda hissedilir derecede yerini almaya başladığına hepimiz tanık oluyoruz. Nihayetinde Rusya – Ukrayna savaşını İsrail'in Orta Doğu'daki kontrolsüz yayılımı izledi. Şimdi yakın gelecekte de bunlara Çin'in Tayvan'a müdahalesi takip edecek gibi gözüküyor. Nasıl Ukrayna – Rusya savaşı küresel çapta bir gıda krizini tetiklemişse, Çin'in Tayvan'a müdahalesi de tüm dünyada büyük bir teknoloji, sanayi üretimi alanlarında krize yol açacak. İsrail'in yayılma politikalarının da bir Siyonist Yahudi ile – İslam ve insanlık savaşına dönüşmesi kaçınılmaz olarak gözüküyor. Söz konusu süreci hızlandırmak için bugün iklim yapısıyla da oynuyorlar. Ormanlar yakılıyor, çöller yeşertiliyor, verimli topraklar kuraklığa terkediliyor.

 

Pandemiler, savaşlar ve bozulan ekonomilerle kaosa düşen, hayatta kalmakta zorlanan ve her gün hayal edemeyeceği kadar büyük vahşetlere tanık olan insanlık en nihayetinde, "yok mu bizi kurtaracak bir düzen, bir kahraman.” Diye feryat figan etmeye başlayacak. İşte büyük kapital güç tam bu aşamada o gün için hazırladığı ve insanlara çare olarak ileri süreceği MESİH'İ sahaya sürecek. Çaresiz ve umutsuz insanlar hiçbir koşul ileri sürmeden, çaresizliğin getirdiği duygularla şartsız ve koşulsuz kendisini bu sahte mesihin düzenine teslim edecek.

 

Bu arada insan nüfusu da onların istediği 500. Milyon seviyesine düşmüş olacak. Söz konusu düzenin küresel boyutta hâkimiyet sağlaması ve hiç sorunsuz işlemesi için gerekli hazırlıklar yapıldı. Artık fabrikalarda, hizmet sektöründe, hatta güvenlik hizmetlerinde dahi yapay zekâ ile çalışan robotlar insanın yerini alacak. Aslında bu robotlar geliştirildi ve insanın yerini almaya hazır. Ancak bugün bu robotlar sahaya sürülürse insanların büyük kısmı işsiz kalacaklardır. Buda büyük bir ayaklanmayı getirecektir. Bu nedene yavaş yavaş insan sayısı azaltılıyor yerine robotlar ikame ediliyor.

Söz konusu sürecin kurbanlarına dönüşmemek adına yapabileceğimiz şeyler var.

 1) Televizyonların ve sosyal medyanın insanı aptallaştıran sürecinden kendinizi koruyun

2) Çocuklarınızı yapay zekâ üzerinden kurgulanacak olan geleceğe hazırlayın

3) Asla kazancınızı ihtiyacınız olmayan şeyler için harcamayın.

4) Köyünüzde bir eviniz, küçükte olsa toprağınız ve fiziki altın tasarrufunuz olsun

5) İnsanlığın kadim geleneği ve değerlerinden bağınızı koparmayın.

6) Mutlaka bir toprak parçasına ve fiziksel altına sahip olmaya çalışın.

7) Reklamlara, moda kavramına algılarınızı kapatın

8) Yaşamınızın her alanında sadeliği tercih edin

9) Elinizde liste olmaksızın alış – verişe gitmeyin

10) Sevgililer, anne – babalar günü vb. özel günlere itibar etmeyin

 


Yazarın Diğer Yazıları