Kadın Çiçek Değil, Kadındır
Çözüm değil sonlandırma süreci
İMAM HATİPLERİMİZ
MASADAKİ ATIŞTIRMALIK ÇEREZ: UKRAYNA
BEREKETLİ RAMAZAN, ORUÇ AY’I HOŞ GELDİN
Konyaspor İstediğini Aldı
Şubat ayı enflasyon verileri merkez bankasının faiz indirim kararını kolaylaştıracak
YAŞA ONU
Şeytanı Ne Davet Eder?
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
TERÖR VE TERÖRİZM
SURİYEYİ BEKLEYEN TEHLİKELER
Ortadoğu’da Yeni Oyun: Silahla Olmadı, Parayla Dene
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Honda Civic Yenilendi
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Tehlikenin farkında mısınız? Diyoruz çünkü bu konuyla ilgilenmeye başlayınca bizlerin gözlemlediği sahadaki gelişmelerin aslında okyanusun derinliklerine uzanan bir büyük aysbergin başı olduğunu görüyoruz. Yapılan istatistikler sürecin milli varlığımızı tehdit eden büyük bir tehlike içerdiğini bize gösteriyor.
2022 yılında yapılan kamuoyu yoklamalarında soruluyor, "eşcinsellik doğal bir durumdur. İnsan doğasında vardır.” Buna katılıyor musunuz? 18–24 yaş grubunda buna evet cevabı verenlerin oranı % 46.7, 25–34 yaş grubunda % 25.1, 35–44 17.9 Buradan da anlaşılıyor ki bu propagandaların ana hedefi gençlerimiz. Özellikle de çocuklarımız.
Propagandaların temel sloganı "nasıl hissediyorsan öyle yaşa.” Peki, insanların hislerine göre eğilimlerini ve tercihlerini belirlemeleri mümkün mü? Öncelikle çocuklar daha anaokulundan itibaren cinsiyet ayrımı olmayan bir eğitime tabi tutuluyor. Kesinlikle anne ve baba gibi sosyal hayatta cinsiyete bağlı farklı rolleri olan insan tanımlamalarından uzak tutuluyor. Oyuncakları tamamen ortak oluyor. Hatta yılın belli bir haftasında "cinsiyetsizlik haftası” adı altında erkek çocuklara kız kız çocuklarına da erkek kıyafetleri giydirilerek güya kendi, cinsiyetlerini keşfetme karşı cinsi anlama adına ortam hazırlanıyor. Bütün bunların yanı sıra hislerimizin şekillenmesinde yediğimiz gıdaların etkisi çok büyük. Cinsiyet bükücü gıdalarda bulunan kimyasallar hormonal yapımızı alt üst ediyor. Erkeklerde östrojen hormonunun yükselmesi o kişinin feminen hislerinin yükselmesine neden oluyor. Neticede bu hisleri yaşayan kişi "nasıl hissediyorsan öyle ol. Sen ne hissediyorsan osun, öyle yaşa” çağrısı ile muhatap olunca kendi durumunu cinsiyetini sorgulamaya başlıyor.
Finansman ve meşruiyetlerinin arka planında Birleşmiş Milletlerin 2030 ajandası yatıyor. Birleşmiş Milletlerin "Sürdürülebilir Kalkınma” Amaçlarından 5 nolu amaç olan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği maddesi. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma maksadıyla firmalara, "siz bu konuda faaliyetler göstermelisiniz.” Bunu yürütürseniz ESG puanınız yükselir. O zaman finansmana daha ucuz olarak ulaşmanız mümkün olur.” Diyorlar. Ucuz finansmana ulaşmak isteyen firmalar sözde onur ayında bunların bayrağını çekmek ve eylemlerine finansman sağlamak zorundalar.
Küreselciler, "Dünyada istenilen insan refahını sağlayabilmek için insan nüfusunu barışçıl yoldan 1. Milyara düşürmemiz gerekiyor.” Diyorlar. Barışçıl yöntem derken neyi kastediyorlar? Bugün yapılan istatistiklere göre Türkiye'de hane başı nüfus oranı 3.7 yani artık aileler tek çocukla yetiniyorlar. Bu durumda çok yakında hala, dayı, amca, teyze gibi kavramlar hayatımızdan çıkacak demektir. Türkiye'de her beş hanenin birinde bir insan yalnız yaşıyor. Japonya'da bu nedenle Yalnızlık Bakanlığı kuruldu. Yalnız yaşayan insanların pek çok psikolojik sorunları var. Çoğunun hayatı intiharla sonuçlanıyor. İnsanlar daha çok geç evleniyor, hem de çok erken boşanıyorlar. Boşanma oranları % 50'ye yaklaştı. Türkiye'de bakanlık erken evlilikle savaşıyor. Tüm bunlar demografik anlamda bir felakete yol aldığımıza işaret ediyor.
Artık uyanmak ve acilen fert fert toplum olarak tepkimizi sahaya yansıtmak zorundayız. Yoksa yarın hepimiz için çok geç olabilir?
KIZILDERELİ KATLİAMI
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
YAŞASIN ÖZGÜR SURİYE VE SURİYE HALKI
İNSAN OLMAK VE İNSAN KALABİLMEK İÇİN…
İNSANLIĞIN DRAMI VE “NOVUS ORDO SECLORUM”
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
25. EVREN DENEYİ VE İNSANLIĞIN KARANLIK GELECEĞİ
DÜNYAMIZIN MANYETİK ENERJİ KANALLARI, LEY HATTI
İNSANLIK TÜKENİYOR, MİLLETLER YOK OLUYOR