KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
AK EYLESİN
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Hak Yok Vazife Var; Fert Yok Cemiyet Var
25. EVREN DENEYİ VE İNSANLIĞIN KARANLIK GELECEĞİ
500’ünü yıktık daha da yıkacağız
NAMAZ; İSLAM DİNİNİN DİREĞİDİR
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Sosyal Politikanın merkezinde aile olmalıdır. Aile anne , baba ve çocuk (3) tan oluşan toplumun yapı taşıdır. Aileyi esas almadan kadın , çocuk ve erkeklere yönelik politika geliştirmek mümkün değildir.
03 Temmuz 2005 tarihinde çıkarılan 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu ve 08 Mart 2012 de çıkarılan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun mevzuat olarak en çok aileyi ilgilendiren yasal metinler olarak uygulanıyor.
Üzerinden 8 yıla yakın zaman geçen Çocuk Koruma Kanunu ile ilgili geçenlerde bir gazetenin manşetten verdiği bir istatistik dikkatimi çekti. TÜİK' e göre son 4 yılda çocuk suçu sayısının yüzde 36 arttığı kaydedildi. Kanun; bir taraftan iyi niyetle bakıldığında çocuğu korumak için cezaları silerken veya indirirken , diğer taraftan onları suç örgütlerinin potansiyel malzemesi haline getirebiliyor.
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun metninde de buna benzer dikkat edilmesi gereken hükümler var.
Benim önerim; Aileyi , yeni kurduğu bakanlığın isminin başına koyacak kadar önemseyen ve tüm sosyal politikaların merkezine alan hükümetin Aileyi direk ilgilendiren 5395 ve 6284 sayılı iki yeni kanunun uygulama sonuçlarının masaya yatırıldığı geniş katılımlı en az 5 günlük bir sempozyum düzenlemesi. Bu sempozyumda akademisyenler , hukukçular , aile ve sosyal politikalar çalışanları , Diyanet İşleri Başkanlığı Aile İrşat Bürosu Çalışanları , Sivil Toplum Kuruluşları ve Yerel Yönetimler gibi ilgili tüm taraflar davet edilerek iki kanunun sonuçları enine boyuna tartışılmalıdır.
Her teorinin uygulamada mutlaka düzeltilmesi ve düzenlenmesi gereken parçaları olur. Bu eşyanın doğasında vardır. İnsanlar ne kadar çaba gösterirse göstersin plan , proje ve teorilerini uygulamaya yüzde yüz aktaramazlar.
Aile gibi temel bir konuda çok iyi niyetle ve büyük hedeflere yönelik olarak çıkarılmış bu iki kanun metni yapılacak sempozyumla tekrar gözden geçirilmelidir. İlave edilmesi , düzeltilmesi , çıkarılması gereken maddeler revize edilmelidir.
Dünya ölçeğinde düşündüğümüz zaman övünebileceğimiz derecede sağlam bir aile yapımız ve genç nüfusumuz var. Bu iki değerimiz yakın zamanda belki de dünya ülkelerinin sahip olmak isteyeceği en önemli değerler olacak.
Biz elimizdeki bu iki değerin kıymetini bilelim. Onları korumak için el birliğiyle yasal metinleri gözden geçirelim. Ama bilelim ki bu iki değer sadece yasal metinlerle korunmaz. Değerleri koruyan , muhafaza eden başta din olmak üzere örf , adet , gelenek kısaca manevi sermayemiz olduğunu unutmayalım.
Manevi değerlerle ahlakı geliştirmeden , her insanın kalbine , vicdanına bir uyarıcı ikaz edici (Allah sevgisi/korkusu) yerleştirmeden sadece yasal metinlerin bizi istediğimiz güzelliklere götürmeyeceği gerçeğini unutmayalım.
"Ne irfandır veren ahlaka yükseklik , ne vicdandır ;
Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır." (Mehmet Akif ERSOY)
Hak Yok Vazife Var; Fert Yok Cemiyet Var
Polimat-Entelektüel
Önce Donanım (Hardware) Sonra Yazılım (Software)
İbretlik Bir Ölümden Ders Çıkarabilmek (Fetö Gerçeği)
Yaşlanma “Süreç Odaklı” Bir Gelişmedir ve Anne Karnından Başlar
Üçü Birleyebilir miyiz?
Beyin-Beyincik-Vicdan=Yasama-Yürütme-Yargı
Geçmek mi, Kalmak mı?
Metafor (Mesnevi/Kabak Metaforu)
İnanç/Düşünce/Ahlak