Suriye’de İyiliğin İzinde
ARİFE GÜNÜ VE RAMAZAN BAYRAMININ ÖNEMİ
OLAYLARA ŞİİRLERİMLE CEVAP
Ya Özgür Özel’in aklı başında değil, ya da….
Sokağa ne zaman çıkılır?
EDEBİYATIMIZDA AYASOFYA
İkinci El Otomobil Pazarı Ne Olacak?
Ekonomik kriz çıkartmak isteyenler hayal kırıklığı yaşayacaklar
DESTİMÂL
İyi Final/Yaşlılık İçin…
Destansı Galibiyet
ŞARA-MAZLUM ABDİ ANLAŞMASI VE AKLA TAKILAN SORULAR
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
TERÖR VE TERÖRİZM
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
Bu Ramazan "Senin için en güzel neydi?" diye sorarsanız İHH Konya ekibi ile Suriye'ye yolculuğumdu derim. İşte bugün size bu yolculuğumuzu anlatacağım. Konya'da, sosyal medyada içerik üreten kadınlar olarak, platformlarımızın gücünü iyilikle doldurdurma niyetiyle yolculuğumuza başladık. Biliyorduk ki sosyal medyanın gücü çok. Ve birleşmek paylaşmak ve iyilik için doğru kullanmak gerekti. Biz de öyle yaptık. Suriye ziyareti, hem manevi hem de insani açıdan bende derin izler bıraktı. Amacımız, Suriye'deki yetimlerle iftar yapmak, onlarla vakit geçirmek ve Peygamber Efendimiz'in tavsiyesi üzerine yetimlerin başlarını okşamaktı.
Babü's-Selam sınır kapısından geçerek İHH'nın Suriye'deki lojistik merkezine ulaştık. Merkezin çatısından gördüğüm manzara, savaşın yıkıcı etkilerini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyordu. Enkazlar arasında oyun oynayan çocukların bitmeyen neşesi, umut dolu yüreklerini görmek inanılmazdı. Uzaktan el sallayan o gülen gözleri asla unutmayacağım.
Savaşın en büyük hedeflerinden biri de eğitim ve ibadet kurumlarıydı. Zalim, önce camileri sonra okulları vurmuştu. Ancak İHH, bu yıkıma karşı durarak Şam Üniversitesi içerisinde Osmanlı usulü bir medrese ve cami inşa etmek için kolları sıvamıştı.İnanılmaz güzel bir eğitim hizmeti. Bu üniversite, derslikleri ve ibadet alanlarıyla kadınların eğitimine de katkı sağlayacak önemli bir merkez olacaktı. Kadınlar adına o kadar çok sevindim ki... Çünkü dünyadaki tüm kadınlar okusun. Kadın okusun ki, yetiştireceği evlatları da hayata karşı güçlü olsun.
Halep'e doğru yola çıktık. Bir zamanların en önemli sanayi şehri, harabeye dönmüştü. Ve etkilenmemek mümkün değildi. Sanki film setinde gibiydim, manzara gerçek olmayacak kadar kötüydü. Halep Kalesi de savaşın izlerini taşıyordu. İçeriye giremedim. Yenileme çalışmaları devam ediyordu. Ama kale, her şeye rağmen, tüm ihtişamıyla hala ayaktaydı. Tarihi MÖ 3bin yıla uzanan bir kale burası. Romalılar, Bizanslılar, Eyyubiler ve Osmanlılar gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmasının ihtişamıydı gördüğüm... Kalenin önünde Türkiye'den geldiğimizi öğrenen halk özgürlük şarkıları söylemeye başladı. O şarkılar vatanlarında korkusuzca yaşamanın mutluluğunu yansıtıyordu adete. İşte o anlar hem güldürdü hem de derinden duygulandırdı beni.
Savaşın yıkıcı etkilerine rağmen ayakta kalan Ermeni ve Hristiyan mahallelerinden geçtik. Bu bölgelerde hayatın canlılığı, savaşın izlerinin az oluşu beni yeniden düşündürdü. Müslüman mahalleleri yerle bir olurken zalim, yine buralara dokunmamıştı.
Ve en güzel an. Yola çıkma amacımız olan Azez'deki İHH yetimhanesine ulaştık. Savaşın yetim bıraktığı çocuklarla bir araya geldik. Onların hüzünlü ama umut dolu bakışları, bizlere insanlığın en saf halini gösterdi. İHH'nın Azez'deki yetimhanesinde, hüzünlü ama umut dolu yetimlerle kucaklaştık. Birlikte dualar ettik, şarkılar söyledik, yetimhane bahçesinde oyunlar oynadık ve orucumuzu açtık. O iftar mı yoksa çocukların tebessümleri bilmem ama, kalbimdeki umutlarımı yeniden yeşertti.
Bu yolculuk, nefsimi eğitmek, kalbimi törpülemek ve iyiliğin gücünü bir kez daha hissetmek adına unutulmaz bir deneyim oldu bana. Asla unutmayacağım.
İHH Konya merkezi ve tüm gönüllülerine, sessiz ama tutkulu çalışmaları için kalpten teşekkür ediyorum. Yaptığı işler, gösterişten uzak, Allah rızası için yapılan gerçek iyiliklerdi. Şova gerek kalmadan tutkulu ve gönülden iyilikler... Bunu yolculuğum sonundaki iç muhasebende bunu çok net gördüm. Yolculuğumuz boyunca bize eşlik eden muhteşem kadınlarla birlikte, şarkılarımızın hiç susmayacağını biliyorum.
Bir gün biz de gideceğiz; ardımızda kalan bir şarkı olacak ve o çiçekler Suriye'nin yollarında yeniden açacak.
Gideriz nur yolu izde gideriz. Taş bağırda sular dizde gideriz. Bir gün akşam olur biz de gideriz. Kalır dudaklarda şarkımız bizim...
Doğa Uyandı, Vefa Anlattı
Doktorlarımız Tükenirse, Hepimiz Kaybederiz
Kadın Çiçek Değil, Kadındır
BEREKET, HUZUR, UMUT...
BİR ŞEHİR BİN HİKAYE MALATYA
Neye İnanırsan Ona Dönüşürsün!
Osmanlı’nın Diriliş Şehri:Bilecik
FACİALAR KADER DEĞİL
ÂRİF OL, ZARİF KAL
Kazandım Sananlar